Antalya’da 6 Kasım eylemleri: YÖK defol, üniversiteler bizimdir!
5 Kasım Cuma günü Akdeniz Üniversitesi’nde YÖK karşıtı iki eylem yapıldı.
İlk eylem, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, Eğitim Sen, SES ve Dev-Sağlık İş’in basın açıklaması oldu. Öğrencilerin de destek verdiği eylemde okunan basın açıklamasında YÖK ve onun takipçisi olduğu Bologna Süreci kınandı, üniversitelerde ticarileşmeyle mücadeleye devam edileceği vurgulandı. Katılımın düşük olduğu eylemde okunan basın açıklaması metninde, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği’nin metin üzerindeki son dakika manipülasyonu sonucunda, türbanın üniversitelerde yasaklanması da savunuldu.
Öğrenciler tarafından düzenlenen eylem ise, ilk eylemin aksine oldukça hareketli geçti. Üniversitenin Öğrenci Evi bölgesinde toplanan YÖK’e Karşı Öğrenci Platformu’ndan öğrenciler sesli ajitasyonla çevredeki öğrenci arkadaşlarını YÖK’e karşı mücadeleye davet etti. Yürüyüşün başladığı esnada ÖGB öğrencilerin önüne barikat kurarak yürüyüşü engellemeye çalıştı. Sonrasında üniversite yönetimi öğrencilerden görüşme talep etti. Yapılan görüşmede üniversite yönetimi öğrencilerin eylemine izin verilmeyeceğini ve müdahale edileceğini söyledi. Bunun üzerine öğrenciler eylemi belirledikleri yerde yapacaklarını kesin bir dille belirttiler. Bu sırada barikatın önünde bulunan öğrenci kortejinden sürekli olarak “öğrenciye değil, sermayeye barikat”, “baskılar bizi yıldıramaz”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak” sloganları atılıyordu. Öğrencilerin kararlı duruşu sonrasında üniversite yönetimi geri adım attı ve barikatı kaldırdı. Alkışlar, ıslıklar ve sloganlarla öğrenciler yürümeye başladı. Öğrenci Evi bölgesinden Merkezi Yemekhaneye kadar yürüyüş gerçekleştirildi ve basın açıklaması yapıldı. 12 Eylül darbesinin hediyesi olan YÖK’ün sermayenin dostu; öğrencinin, öğretim üyesinin, asistanın, üniversite emekçisinin düşmanı olduğuna değinildi. Sermayenin üniversiteye girmesinin, astronomik harçların, üniversitede taşeronlaşmanın, paralı eğitimin, rekabetçi anlayışın bizzat YÖK’le vücut bulduğu söylendi. YÖK gericiliğinin bununla sınırla kalmadığının, YÖK’ün ülke genelinde bütün üniversitelerde yayınladığı bildirgede kampüs içerisinde resmi karakolların kurulmasına izin verilmesi sorunun bir yüzünü, özellikle devrimci, demokrat, yurtsever öğrenciler için adeta sindirme politikaları güdülmesinin diğer bir yüzünü oluşturduğu vurgulandı. Uzun bir süredir ülke gündeminde yer alan açılım safsatası üniversitelerde bırakalım anadilde eğitimi, öğrencilerin üniversite içerisinde kendi anadillerinde konuşmalarının bile yasaklandığı, onlarca öğrencinin bu sebeple üniversitelerden uzaklaştırıldığı ve atıldığı söylenildi. Metinde ayrıca, üniversitede gerek eğitim programlarında, gerek diğer alanlarda cinsiyetçi bir dil kullanıldığı ve kadın ezilmişliğinin perçinlendiği vurgulandı.
“YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak”, “sermaye defol üniversiteler bizimdir”,”YÖK kalkacak, polis gidecek üniversiteler bizimle özgürleşecek”, “eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim”,”be ziman jiyan nabe”, “zimane me rume tameye”,”susma haykır YÖK’e hayır”, ”cinsiyetçi eğitim istemiyoruz” sloganlarıyla basın açıklaması son buldu. Basın açıklamasından sonra öğrenciler mücadelenin burada bitmediğini eşit-parasız-bilimsel-anadilde eğitim talebiyle üniversitenin her gününün YÖK’e karşı mücadele günü olacağını belirttiler.