Teğet!
Başbakan Erdoğan’a sormuşlar, kriz bizi nasıl etkiler diye. O da cevap vermiş: “Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor.”
Belagati güçlü olan hatip, hem söylemek istediğini hem de bunun tam karşıtını ifade eden bir tarzda konuşmaz elbette. Birtakım basın mecburen Erdoğan’ı yorumlayarak tırnak içinde “teğet bile geçmeyecek” diye alıntıladı kendisini. Oysa Erdoğan’ın cümlesinde “bile” kelimesi yok. Erdoğan’ın cümlesi iki anlama da gelebilir: ”Pek teğet geçeceğe de benzemiyor”, “teğet bile geçmeyecek” anlamına da gelebilir, “teğet geçmeyecek muhtemelen, tam on ikiden vurabilir anlamına da.
Erdoğan herhalde basının kendisine atfettiği anlamda söylemiştir. “Uğramayacak bile bize” anlamına. İnsanın belagatinin nasıl anlaşıldığını konuştuk, olgunluğunun nasıl anlaşılacağını da öğreniyoruz bu örnekten. İnsan, bu kadar yanlış bir şey söylemişse şayet, olgunsa yanlışını teslim eder. Ne olgun ne ham ise, susar, o lafı bir daha açmaz. Eğer o kadar yanıldığı halde, ısrarla haklı çıkmış gibi konuşursa o davranışa “ham” kelimesi bile uymaz, hatta “ham”ın tam tersi uyar.
Çin, 2006 yılında % 11,1, 2007 yılında % 11,4 büyümüştü. 2008 yılında büyümesi % 9,6’ya, krizin en sert etkisini gösterdiği 2009 yılında ise % 8,7’ye düştü. 2010 yılı büyümesi ise % 10,3 oldu. Kriz, besbelli Çin’i etkilemişti. Ama ancak teğet geçmişti.
Hindistan 2006 ve 2007’de % 9’un üzerinde büyüdükten sonra, büyüme oranı 2008’de % 7,8’e, 2009’da ise % 6,8’e düştü. 2010’da ise bu oran % 10,4’ü buldu. Hindistan krizden açıkça etkilenmişti, ama ancak teğet geçmişti kriz.
Türkiye 2005’te % 8,4, 2006’da % 6,9, 2007’de ise % 4,5 oranında büyümüştü. 2008’de büyüme neredeyse durdu. 2009’da ise % 5 civarında küçüldü ekonomi. 2010’da Türkiye % 8,9 oranında büyüdü. Ekonomi krizden belli ki etkilenmişti. Ama % 5 küçülmeye aklı başında hiç kimse “teğet geçti” diyemez!
Türkiye minicik bazı Baltık ülkeleri, iflas eden İzlanda ve Pakistan gibi ülkeler bir kenara bırakılır ve kendine benzeyen ekonomiler ile karşılaştırılırsa, 2009’da Rusya ve Meksika’dan sonra en fazla küçülen ekonomi olmakla övünebilir!
Dahası, 2009’un ilk çeyreğinde ekonomi % 14 oranında daraldı! İşsizlik bir aşamada % 16,1’e çıktı. (Yıl ortalaması % 14’tü.) Krizin en yüksek anında sanayi % 24 daraldı, ihracat ise % 41 oranında düştü!
Kriz teğet geçtiyse Erdoğan cevap versin: Neden ihracat 2008’de doruk noktasında 132 milyar dolar olmuşken, çok hızlı bir büyüme yaşanan 2010’da bile, ihracat yine de 113 milyar doları geçemedi?
Her şey krizin Türkiye’yi teğet geçmediğini kanıtlıyor. O zaman şu sonuca varmamız kaçınılmaz oluyor: Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Erdoğan bunun için yeniden döndü teğete.
Ama onu uyaralım. Bu sefer kriz o kadar daha tehlikeli ki Erdoğan halkı kandırmakla uğraşacağına tedbir almaya şimdiden başlasın.
Zaten kriz geldiğinde muhtemelen cümlesinin ikircikliliğinden yararlanarak “ben tersini söylemiştim, yanlış anlaşıldım” diyecektir!