İzmir belediyeleri işçi düşmanlığında son noktada: işçi ücretleri gasbediliyor!
Belediye işçilerinin mücadeleleriyle damga vurduğu İzmir’de, Eylül ayı da oldukça hareketli geçti. Geçtiğimiz aylarda on binlerce İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) işçisinin greviyle çalkalanan kentte, önce Buca’da ardından Karşıyaka’da işçiler ödenmeyen ücretlerini alabilmek için fiili mücadelelere girişti.
3 aydır ücretleri ve 6 aydır toplu sözleşme farkları ödenmeyen Buca Belediyesi işçileri, 9 Eylül’de belediye binasını işgal ederek mücadeleyi başlattı. 8 gün süren işgal sonunda Buca Belediyesi başkanı iki aylık ücretleri ödemeyi kabul etti ve işgal sona erdi.
Karşıyaka Belediyesi’nde ise binlerce işçi, aylardır eksik ödenen ücretler sebebiyle Ağustos ayından itibaren belediye binası önünde uyarı eylemleri yapıyordu. İşçilerin bir kısmı hiç ücret alamazken bir kısmı ise Temmuz ayı ücretlerinin yüzde 36’sını alabildi. Eylül ayında da benzer şekilde ücretleri gasbedilen işçiler, fiili olarak iş bıraktı. Günlerce süren iş bırakmanın ardından ilçede çöp yığınları oluştu. Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal ile İzBB Başkanı (aynı zamanda bir önceki Karşıyaka Belediye Başkanı) Cemil Tugay, Karşıyaka çarşısında biriken çöpleri toplayarak işçilerin eylemini kırmaya çalıştı. İşçilerin tepkisi sonrası geri adım atıldı ve 25 Eylül’de işçilerin talepleri kabul edildi.
İzmir’de “halkçı belediyecilik” sloganıyla girdiği seçimlerde 30 ilçe belediyesinin 28’ini ve İzmir Büyükşehir Belediyesini kazanan CHP, bir buçuk yıldır krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmeyi planlayarak işçi düşmanlığı örnekleri sergiliyor. CHP’li başkanlar sözleşme dönemlerinde işçilere sefalet ücretlerini dayatıyor, işçileri sendikalarından istifa etmeye zorluyor, greve çıkıldığında ise açıkça grev kırıcılığı yapmaya soyunuyor. Tüm bunların üzerine işçilerin ücretlerini dâhi düzenli ödemiyor. Belediye işçileri mücadeleye atıldığında ise ilçe belediyeleri Büyükşehir Belediyesinin izinden gidiyor. Sosyal medyada yalan yanlış rakamlar dolaşıma sürülüyor. İşçiler ile emekçi halk karşı karşıya getirilmeye çalışıyor.
Önümüzdeki dönemde de ücret talepli eylemlerin kaçınılmaz göründüğü İzmir’de, belediyelerin içinde bulunduğu içler acısı tablo ne belediye işçilerinin suçudur ne de emekçi halkın. Çoğu belediyeyi on yıllardır “sosyal demokrat” makyajlı patron partisi CHP yönetiyor. Bir çıkmaza girdiklerinde suçu, aynı partili bir önceki yönetime atıp faturayı işçiye kesiyorlar. Belediye patronlarının krizin faturasını işçilere kesmesine karşı İzmir’in tüm emekçi halkını belediye işçilerinin mücadelesini sahiplenmeye davet ediyoruz.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır.