Fransa’da kemer sıkma planına işçi sınıfının cevabı devasa eylemler ve grev dalgası

Fransa’da kemer sıkma planına işçi sınıfının cevabı devasa eylemler ve grev dalgası

2025 Eylül ayında Fransa, 2018’deki Sarı Yelekliler’i andıran yeni bir toplumsal mücadele dalgasıyla sarsıldı. Eski Başbakan François Bayrou’nun 2026 bütçe açığını kapatmak için öngördüğü 44 milyar Avroluk kesinti planı toplumun geniş kesimlerinde büyük bir öfkeye yol açtı. Bu plan, emekli maaşlarının dondurulması, kamu harcamalarının azaltılması, eğitim ve sağlık bütçelerinin kısılması ve askerî harcamaların arttırılması gibi emekçi halka zarar verecek maddeler içeriyordu. Bu atmosferde gerçekleşen kitlesel gösteriler, ülkenin yeni bir mücadele dalgasının eşiğinde olduğunu ortaya koydu.

10 Eylül’de sosyal medya ve yerel toplantılar aracılığıyla örgütlenen Bloquons Tout (“Her şeyi durduralım”) hareketi bu eylemlerin öncüsü oldu ve onlarca şehirde gösteriler düzenledi. İlk eylemde çok sayıda kentte kitlesel gösteriler yapılırken, üniversitelerde uzun süredir görülmeyen ölçüde güçlü bir öğrenci hareketi dikkat çekti. Bunun hemen ardından, 18 Eylül’de bu kez başta CGT ve CFDT olmak üzere ülkenin sekiz büyük sendika konfederasyonu uzun bir aradan sonra birlikte greve gitti. Katılım 10 Eylül’ü aşarak, resmî rakamlara göre yarım milyon, sendikalara göre ise bir milyona ulaştı. Özellikle Paris bölgesinde toplu taşımada yüzde 80’i bulan grev oranıyla, eğitimden enerjiye pek çok sektörde yüksek katılım kaydedildi. Böylece hem tabandan yükselen yeni hareket hem de sendikaların ortak eylemleri, Fransa’daki sınıf mücadelesinin yeniden canlandığını gösterdi.

Her ne kadar katılım yüz binlerle ifade edilse de, otoyol kesme ve istasyonları kapatma eylemleri polis tarafından hızla dağıtıldı; 473 kişi gözaltına alındı. Hareketin ülkenin kılcal damarlarına ulaşamaması, Sarı Yelekliler’e kıyasla önemli bir zayıflık olarak öne çıktı. Ancak Eylül eylemleri, sendikaların yeniden sahneye çıkışı ve öğrencilerin güçlü varlığıyla Fransa’nın önümüzdeki günlerde daha büyük toplumsal mücadelelere sahne olabileceğini gösteriyor.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır