İktidar krizin faturasını işsizlikle ödetiyor: İşsizler ordusu son bir yılda 2,7 milyon, son bir ayda 1,7 milyon kişi artarak 12 milyona dayandı!
12 Ağustos tarihinde TÜİK, Haziran ayı için yapılan Hanehalkı İşgücü Araştırması’nın sonuçlarını yayımladı. Geçtiğimiz aylarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Nisan ayı verilerine göre işsizlik oranının %8,5 seviyesinde olarak son 11 yılın en düşük işsizlik oranına erişildiğini övünerek söylemişti. Ancak Haziran ayında resmi işsizlik oranı 0,7 puan yükselerek %9,2’ye ulaştı. TÜİK’in açıkladığı resmi işsizlik verileri sadece son dört hafta içinde iş arayıp iki hafta içerisinde de işe başlamaya uygun olanları kapsamaktadır. Bu hesaplama dar tanımlı işsizlik olarak da adlandırılır. Ancak hiçbir geliri ya da meşguliyeti olmayıp iş bulamadığı için iş aramaktan vazgeçenler yani ümidini yitirmiş işsizler, geçici olarak yarı zamanlı işlere gidenler yani “zamana bağlı eksik istihdam” bu hesapta yer almıyor. Tüm bunlar da eklendiğinde gerçek işsizlik oranı %29,2 olmaktadır. Bu oran da bir önceki aya göre 3,8 puan artmış durumda. İşsizlik rakamlarına daha detaylı bakılabilmesini sağlayan çeyreklik verilere göre 1 milyon 965 bin kişi iş bulabileceğine inanmadığı için iş aramıyor, 1 milyon 880 bin kişi ise işbaşı yapabilecek olmasına rağmen iş aramıyor. Gerçek işsizlik oranına baktığımızda işsizliğin vardığı boyut çok daha vahim! İşsizler ordusu son bir yılda 2,7 milyon, son bir ayda 1,7 milyon kişi artarak 11,8 milyona ulaştı.
Dikkat! İngiliz Mehmet işsizlikteki artışı esnek çalışma dayatmasının gerekçesi yapmaya hazırlanıyor!
İşsizlik oranında Haziran ayındaki artışla ilgili Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek namıdiğer İngiliz Mehmet “İş gücü piyasasının niceliği kadar niteliği de önemli” diyerek verimliliği artıracak reformlar yapacaklarını söyledi. Mehmet Şimşek’in verimliliği artırmayı hedeflediği reformların anlamı patronların işten atmada daha az maliyete katlanması ve daha düşük ücretten işçi çalıştırmasından başka bir şey değil! Artan işsizlik sermayenin ekonomik kriz altında işçi sınıfına saldırısının sonucudur. Önümüzdeki dönemde esnek çalışma ile birlikte bu saldırılar çok daha şiddetli bir şekilde gerçekleşecek. İşçiler için sermayenin saldırılarına karşı işini ve kazanılmış haklarını korumak için örgütlenmekten başka çare yok. Sermayenin işsizlik saldırısına karşı konfederasyon-sendika ayrımı yapmadan, sendikalı-sendikasız çalışan işçi demeden tüm işçi sınıfı birleşik işçi cephesinde birleşmeli ve gelecek tüm saldırılara karşı safları sıklaştırmalıdır!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2024 tarihli 180. sayısında yayınlanmıştır.