Kamu işçileri ücret artışı taleplerinden geri adım atmıyor!
Türk-İş’e bağlı Demiryolu İşçileri Sendikası (Demiryol-İş) ve Türk Harb-İş sendikalarına üye kamu işçileri enflasyon karşısında eriyen ücretlerine karşı ücret artış talepleriyle iki aydır uyarı eylemleri ve yürüyüşler düzenliyor. Kamu işçilerinin haklı talepleri Ocak ayında sokaklara taşınca ve üretimden gelen gücün kullanılması gündeme gelince Türk-İş bürokrasisi de harekete geçmek zorunda kalmıştı. Apar topar planlanan eylem ve mitingler iptal edilerek 29 Ocak’ta hükümetle ek bir protokol imzalandı. İşçiler arasında sözleşme dönemlerinin farklılığından kaynaklı farkları ortadan kaldıran bir ek madde ile zam oranını yüzde 32,5’e sabitleyen bir madde dışında bir kazanım içermeyen protokol karşısında tepkiler sendika bürokrasisine daha fazla yöneldi. İşçilerin taleplerini hiçe sayan bir protokol imzalayıp kamu işçilerini bir kez daha Hak-İş’le birlikte satan sendika ağası Ergün Atalay şimdi vaziyeti kurtarma peşinde.
“Biz de memnun değiliz!”
7 Şubat’ta verdiği demeçte Ergün Atalay ek protokolün ihtiyaçlara cevap vermediğini söyleyerek durumun tekrar değerlendirilmesini istedi, “biz de memnun değiliz” dedi. Memnun olmadığını belirttiği halde protokole imza atan sendika yönetimi işçilerin haklı tepkisinin hedefi oldu. Kamu işçilerinin tepkisi o kadar büyük ki sendika ağası Ergün Atalay güya yine işçinin yanında olduğunun mesajını veriyor, ancak durumu pek de izah edemiyor. Mücadelenin önünü kesmeye çalışan sendika bürokrasisi ve onun başındaki zat, izahını yapamadığı durumun manevrasını yapmaya çalışıyor. Diğer taraftan da sendikası Demiryol-İş aracılığıyla Çalışma Bakanlığı ve Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’ndan (TÜHİS) yalvar yakar yardım istiyor.
“Takdire şayan” protokolün hükmü kalmadı!
6 Şubat’ta, Demiryol-İş genel merkezi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Türk-İş’e ve kamu işverenleri sendikası TÜHİS’e bir dilekçe yazdı. Dilekçede vaktiyle “takdire şayan” olarak niteledikleri protokolün ücret artışı için yetersiz olduğu belirtilerek işçilerin mağduriyetinin giderilmesi için gereği arz ediliyor. İşçilerin eylemlerini durdurmak için elinden geleni yapan sendika bürokrasinin kamu “işveren”lerinden yani patronlarından yardım çağrısı şimdilik karşılık bulmadı.
İşçi talebinin peşinde, sendika bürokrasisi telaş içinde!
İşçiler, insanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları için ek zam ve vergide adalet istiyor. Kocaeli’nde, Seydişehir’de, Antep’te, Ankara’da, İzmir’de ve daha birçok şehirde işçiler ücret artışları ve sendikal hakları için direniyor. Dilekçe sendikacılığı ile kendilerini oyalayan sendikal bürokrasiye karşı ses yükseltiyor. Dipten gelen dalgayı gören sendikal bürokrasi bir yandan da işçilere gözdağı vermeye çalışıyor. Harb-İş genel başkanı Alaattin Soydan, 9 Şubat’taki yazılı açıklamasıyla hedef aldığı Eskişehir ve İstanbul şube başkanları üzerinden işçilere sesleniyor. Açıklamada işçilerin eylemlerini terör eylemleriyle bir tutarak onları “karanlık odakların talimatı”na uymakla suçluyor.
Bu açıklama sendika bürokrasisinin mücadele eden işçilerin karşısında patronlarla ve devletle işbirliği içinde olacaklarının şimdiden itirafıdır. Kamu işçileri birleşe birleşe bu sendika bürokratlarından hesap sormalıdır, soracaktır da.
Meşru taleplerine yaslanarak mücadeleyi yükselten kamu işçileri, ek zam dâhil tüm haklarını elde edecek güce de Ergün Atalay ve Alaattin Soydan gibi sendika ağalarını sırtından atabilecek güce de sahiptir. Kamu işçilerin mücadelesi hepimizin mücadelesidir. Bu mücadelede kamu işçilerine omuz vermeliyiz. Bu mücadele sadece 700 bin kamu işçisinin değil, patronların ve sendika bürokrasisinin işbirliğiyle açlığa mahkûm edilen asgari ücretlinin, yoksulluk sınırının altında maaş alan memurların, alınteriyle hayatını kazanmaya çalışan emekçi halkımızın mücadelesidir.
Tüm kamu işçilerine insanca yaşanacak bir ücret!
Ek zam yetmez, her ay gerçek enflasyon oranında zam (eşel mobil)!
Ergün Atalay ve Alaattin Soydan istifa!