ÇKP 20. Kongresi, Kasım 2022 Eylem Dalgası ve Çin’in Geleceği (3): 20. Kongre’nin önemi
Xi, ÇKP 20. Kongresi’ne yukarıda açıklanan sorunların gölgesinde girdi. Kongreden temel beklentisi “iki dönem kuralı” olarak anılan görev süresi sınırlamasını tamamen ortadan kaldırarak sağlığı elverdiği müddetçe parti-devletinin başında kalmanın yolunu açmaktı. Bilindiği gibi, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin Stalin sonrasında benimsediği yönetim şekline benzer biçimde, Çin Komünist Partisi de Mao sonrasında kişi kültüne dayalı tek adam yönetiminden bürokrasinin kolektif diktatörlüğüne geçiş yapmıştı. Bu geçişe önderlik eden Deng Xiaoping 1997’deki ölümüne kadar resmi yetkili olmadığı dönemlerde dahi partiyi ve devleti perde arkasından yönetmişti. Deng, bürokrasinin kolektif yönetiminin rejimin istikrarını sağlamak bakımından tek adam yönetimine nazaran daha uygun olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, 1982’de anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının görev süresinin iki dönemle, yani 10 yılla sınırlanmasını sağladı. Ancak, Çin’de cumhurbaşkanlığı büyük ölçüde sembolik bir görevken esas yetkinin parti genel sekreterinin elinde bulunduğu akılda tutulmalı. Parti genel sekreterinin görev süresine dair herhangi bir kural konmadı. 1993’ten beri genel sekreterlik ve cumhurbaşkanlık görevleri aynı kişiler tarafından yürütüldüğü için iki dönem kuralının her iki makamı da bağladığı varsayıldı ama aslında tam bağlayıcı bir ikinci dönem kuralı hiçbir zaman olmadı. Bu nedenle, bir kuraldan ziyade teamülden söz edilebilir. Xi, 2018’de anayasayı değiştirip cumhurbaşkanı için konan görev süresi sınırını kaldırarak bu teamülü yok etmenin zeminini hazırlamıştı.[1] O aşamadan itibaren görev süresi yasal bir mesele olmaktan çıkmış, parti-devleti içindeki iktidar mücadelesinin kritik bir cephesine dönüşmüştü.
Xi Jinping 20. kongreyi epeydir zayıflatmakta olduğu parti içindeki rakiplerine kesin bir darbe indirmenin fırsatı olarak görüyordu. Deng Xiaoping döneminden itibaren parti içindeki güç mücadelelerinde emekli kadroların çok etkili olduğunu bildiği için o kesimi zapturapt altına alması gerektiğinin farkındaydı. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Hu Jintao Komünist Gençlik Örgütü kliğinin, Jiang Zemin ise Şanghay kliğinin şefi konumundaydı.[2] Bu nedenle, emekli liderlerin ve yöneticilerin susturulması Xi’nin ikbali açısından elzemdi. Tam da bu nedenle, ÇKP Merkez Komitesi Genel Ofisi (“Merkez Ofis” olarak da bilinir) kongreden altı ay önce “Yeni Dönemde Emekli Kadrolar Arasında Parti İnşasının Güçlendirilmesi” başlıklı bir yönetmelik yayımladı. Yönetmelik, emekli kadrolara “Parti Merkez Komitesi’nin genel politikalarını açık bir şekilde tartışmama, olumsuz siyasi görüşler yaymama, yasadışı toplumsal örgütlerin faaliyetlerine katılmama, eski otoritelerini veya konumlarını kendilerinin ve başkalarının çıkarları için kullanmama, her türlü yanlış düşünceye kararlılıkla karşı çıkma ve direnme” direktifini verdi.[3] Xi’nin hoşuna gitmeyen her türlü ifade bu kapsamda değerlendirilebileceği için yönetmelik esasında eski yöneticilere “susun” diyordu.
On yıldır sallanan yolsuzluk sopasına bir de konuşma yasağının eklenmesi emekli kadroların etkisini kırmaya yardımcı oldu. Ancak, bunun önemli bir istisnası var. ÇKP’nin en yaşlı kıdemli kadrosu olan, 105 yaşındaki Song Ping, Eylül ayında yayımladığı bir video mesajında reform ve dışa açılmanın “bugünkü Çin’in kalkınma ve ilerlemesinin ve Çin rüyasının gerçekleştirilmesinin tek yolu” olduğunu söyledi. Hu-Wen ikilisinin liderliğe taşınmasında büyük rol oynayan Song’un bu sözleri, Xi’ye eski yönetimlerin çizgisinden sapmaması yönünde yapılan bir uyarı olarak yorumlandı.[4] Bu açıklamanın ertesinde eski kadroların Xi’yi devirmek için harekete geçtiği dedikoduları yayıldı. Kongrenin hemen öncesinde (ÇKP’nin sağ muhalefeti konumundaki, anakarada illegal faaliyet yürüten, özellikle Kuzey Amerika’da güçlü bir diaspora örgütüne sahip olan) Falun Gong örgütüne bağlı medyada Song Ping, Hu Jintao ve Wen Jiabao’nun Xi’ye karşı darbe girişiminde bulunduğu iddia edildi.[5] ABD kontrolündeki Radio Free Asia’nın websitesinde Hu-Wen ekibinin başarılı bir darbeyle Xi’yi devirecekleri yazıldı.[6]
Parti içindeki huzursuzluklara ilave olarak, kongreden üç gün önce yaşanan bir bireysel protesto 20. Kongre’yi gölgeledi. 13 Ekim’de Pekin’in göbeğindeki Sitong Köprüsü’ne bir eylemci tarafından iki pankart asıldı. Pankartların birinde şöyle deniyordu: “Yemek istiyoruz, kovid testi istemiyoruz; reform istiyoruz, Kültür Devrimi istemiyoruz; özgürlük istiyoruz, kapanma istemiyoruz; seçim istiyoruz, yöneticileri istemiyoruz. Haysiyet istiyoruz, yalan istemiyoruz. Vatandaş olun, köle olmayın.” Diğer pankart doğrudan Xi’yi hedef alıyordu: “Diktatör ve vatan haini Xi Jinping’i devirin.” Eylemci apar topar gözaltına alındı. Devletin dijital kontrolüne rağmen olay kısa süre içinde duyuldu. Haziran 1989’da Tiananmen Meydanı’nda tankların önüne dikilen göstericiye benzetilen eylemci, ülke çapında ciddi bir sempati uyandırdı.[7] Bu olay, sindirilmiş gibi görünen halkın öfkesinin beklenmedik bir anda patlayabileceğini gösterdi; kongrenin ardından yaşanan eylem dalgasının ilk sinyalini verdi.
Xi’nin partiye hâkimiyet derecesinin test edileceği nokta partinin en üst organı olan, yedi kişilik Politbüro Daimî Komitesi seçimiydi. PDK’nin ikinci isminin (yani Devlet Konseyi’nin başına geçecek kişinin, başbakanın) kim olacağı sorusu önemliydi. Komünist Gençlik Örgütü’nün içinden gelen (ve dolayısıyla Hu-Wen ikilisine yakın olan) mevcut başbakan Li Keqiang, Xi’nin tek adamlığa yükselişini engelleyemese de belirli konularda özerk davranmaya, Xi’yi dengelemeye gayret ediyordu. Xi ise kendisini dengeleyecek bir başbakanla çalışmak istemiyordu. Bu nedenle, PDK’nin iki numarasının kim olacağı önemliydi. Bu görev için üç adayın adı geçiyordu. Xi’nin adayının Li Qiang (Li Çiang) olduğu bilinirken rakip fraksiyonların Hu Chunhua ve Wang Yang’ı (özellikle de Hu’yu) destekledikleri konuşuldu. Xi’nin Şanghay’daki COVID-19 salgınını iyi yönetemeyen Li Qiang’dan vazgeçip Hu Chunhua’yı tercih edip etmeyeceği merak konusuydu. Ancak, Xi kararını değiştirmedi ve Li’yi PDK’nin iki numarası yaptı.[8] Kısacası, kongre Xi’nin parti üzerindeki hâkimiyetini perçinledi.
Kongreye dair değinilmesi gereken bir diğer nokta kadınlara parti yönetiminde sembolik de olsa yer verilmemesi. Bugüne kadar hiçbir kadın Politbüro Daimî Komitesi’ne seçilmedi. Ancak, daha geniş ve nispeten etkisiz bir organ olan Politbüro’ya kadınlar seçilebiliyordu. Önceki dört kongrenin aksine, 20. Kongre’de Politbüro’ya tek bir kadın üye dahi seçilmedi.[9]
Eski genel sekreter olduğu için kongre sırasında Xi’nin yanında oturan Hu Jintao’nun son gün apar topar salondan çıkarılması kongrenin en çok konuşulan anı oldu. Kameralara yansıyan görüntülerden Hu’nun önündeki bir dosyayı açmaya çalışırken önce partinin üçüncü adamı Li Zhanshu (Li Canşu) tarafından engellendiği, ardından karşı çıkmasına rağmen salondan çıkarıldığı anlaşılıyor. Bu esnada başta Xi Jinping olmak üzere salondakilerin umursamaz ve soğuk davrandığı görülüyor. Meselenin mahiyeti belki de hiçbir zaman ortaya çıkmayacak. Yine de, tam da emekli kadroların zapturapt altına alındığı bir esnada yaşanan bu hadise Xi’nin parti üzerinde mutlak hâkimiyet kurma çabasının sembollerinden birisi haline geldi.
Kişi kültü inşası çabası
Bu notların ardından kongre belgelerine geçebiliriz. Xi Jinping’in kongrenin ilk günü sunduğu rapor ile kongrenin son günü kabul edilen yeni Parti Tüzüğü, yazı boyunca tartıştığımız ekonomik ve siyasi meseleleri ve parti içi çekişmeleri yansıtan önemli belgeler. ÇKP genel sekreterlerinin kongrelere sundukları raporlarda önceki yönetimlerin başarılarına vurgu yaptıktan sonra kendilerini övmeleri âdettendir. Bu kongrede de aynısı oldu. Xi, raporunda parti tarihini her aşamada yeni bir zirveye ulaşılan bir başarı hikayesi olarak sunuyor. Ancak, Xi âdet yerini bulsun diye yaptığı bu övgülerden sonra Hu-Wen yönetimine şu ağır eleştirileri yapıyor:
On yıl önce karşılaştığımız durum şuydu:
Reformda, dışa açılmada ve sosyalist modernleşmede büyük başarılar elde edilmişti ve yeni Parti inşası büyük projesinde dikkate değer ilerlemeler kaydedilmişti. Bütün bunlar, devam eden ilerlememiz için sağlam temeller, elverişli koşullar ve temel dayanaklar yaratmıştı.
Ancak aynı zamanda, bazıları yıllardır birikmekte olan, bazıları ise yeni ortaya çıkan bir dizi önemli konu ve sorun acil eylem gerektirmekteydi.
Parti içinde net bir anlayış ve etkili eylem eksikliğinin yanı sıra pratikte zayıf, içi boş ve sulandırılmış bir Parti liderliğine doğru bir kayma da dahil olmak üzere Parti liderliğini korumaya ilişkin birçok mesele vardı. Bazı Parti üyeleri ve yetkilileri siyasi inançlarında yalpalıyordu. Tekrarlanan uyarılara rağmen, bazı yerellerde ve departmanlarda anlamsız formaliteler, bürokratizm, hedonizm ve savurganlık devam etti. Ayrıcalık peşinde koşan zihniyetler ve pratikler ciddi bir sorun teşkil ediyordu ve epey şoke edici bazı yolsuzluk vakaları ortaya çıkarıldı.
Çin ekonomisi, akut yapısal ve kurumsal sorunlarla kuşatılmıştı. Kalkınma dengesiz, koordinasyonsuz ve sürdürülemezdi; geleneksel kalkınma modeli artık ilerlememizi sağlayamıyordu. Kurumlarda derinlere yerleşmiş bazı sorunlar ve yerleşik çıkarların oluşturduğu engeller giderek daha belirgin hale geliyordu.
Bazı insanlar Çin usulü sosyalist siyasi sisteme güven duymuyordu ve yasaların sıklıkla göz ardı edildiğini veya katı bir şekilde uygulanmadığını görüyorduk.
Paraya tapınma, hedonizm, benmerkezcilik ve tarihsel nihilizm gibi yanlış düşünce kalıpları yaygındı ve internet ortamında kullanılan söylemler düzensizlikle doluydu. Bütün bunların insanların düşünceleri ve kamuoyu üzerinde ciddi olumsuz etkisi oldu.
Halkın refahını sağlamak için yaptığımız çalışmalar zayıf halkalarla doluydu. Kaynak yetersizliklerinin ve çevresel yetersizliklerin ağırlaşması ve çevre kirliliği belirgindi.
Ulusal güvenliği korumaya yönelik sistemler ve birbirinden farklı önemli risklere yanıt verme kapasitemiz yetersizdi. Birçok eksiklik, ulusal savunmanın ve ordunun modernizasyonunu olumsuz etkiliyordu.
Hong Kong ve Makao’da “Tek Ülke, İki Sistem” politikasını uygulamaya yönelik kurumlar ve mekanizmalar yeterince gelişmemişti ve Çin, ulusal güvenliğine yönelik ciddi güçlüklerle karşı karşıya kalmıştı.
Bunlar karşılaştığımız sorunlardan sadece birkaçıydı. O zamanlar Partimizin içinde ve dışında birçok insan Partinin ve ülkenin geleceği için endişeliydi.[10]
Xi, konuşmasının devamında kendi döneminde bu sorunların çözümü için kararlı ve başarılı adımlar atıldığını ileri sürüyor. Bunun ardından iktidarını Mao ve Deng dönemlerinden sonra Çin Halk Cumhuriyeti’nin üçüncü önemli dönemi olarak sunuyor:
1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, özellikle reform ve dışa açılmanın 1978’de başlatılmasından bu yana onlarca yıllık araştırma ve pratiğimize ve ayrıca 18. Ulusal Kongre’den bu yana teori ve pratikte yapılan yeni atılımlara dayanarak, Çin modernleşmesini ilerletmeyi ve genişletmeyi başardık.[11]
Kongrede kabul edilen yeni ÇKP Tüzüğü de Xi’yi parti tarihinin üçüncü önemli lideri olarak sunuyor: “Çin Komünist Partisi, eylem kılavuzları olarak Marksizm-Leninizm, Mao Zedong Düşüncesi, Deng Xiaoping Teorisi, Üç Temsil Teorisi, Kalkınmaya Bilimsel Bakış ile Yeni Bir Dönem için Çin Usulü Sosyalizm Hakkında Xi Jinping Düşüncesi’ni kullanıyor.”[12] Burada anılan “Üç Temsil Teorisi” Jiang Zemin’in, “Kalkınmaya Bilimsel Bakış” ise Hu Jintao’nun imzasını taşıyor. Ancak, Jiang ve Hu kendilerini Mao ve Deng ile bir tutmaya cüret etmemiş, fikirlerinin başına isimlerini ekleyip baş teorisyen rolüne soyunmamışlardı.[13] Xi ise kendi ismini Mao ve Deng’ın yanına ilave ediyor, uzun süreceğini ima ettiği “Yeni Bir Dönem”e damga vurmayı hedefliyor. Bu yaklaşıma uygun olarak, Parti Tüzüğü Xi’yi parti önderliğinin özü/çekirdeği olarak tarif ediyor:
Parti üyeleri aşağıdaki yükümlülükleri yerine getirmelidir:
1) Marksizm-Leninizm, Mao Zedong Düşüncesi, Deng Xiaoping Teorisi, Üç Temsil Teorisi, Kalkınmaya Bilimsel Bakış ve Yeni Bir Dönem için Çin Usulü Sosyalizm Hakkında Xi Jinping Düşüncesi’ni özenle incelemek, Partinin çizgilerini, ilkelerini, politikalarını ve kararlarını incelemek ve Parti hakkında temel nitelikte bilgi edinmek, Parti tarihini incelemek, genel, bilimsel, yasal ve mesleki bilgilerini geliştirmek ve halka hizmet etme yeteneklerini güçlendirmek için gayretle çalışmak.
2) Siyasi bütünlüğü koruma, büyük resim terimleriyle düşünme, liderlik merkezini takip etme ve merkezi Parti liderliği ile uyum içinde olma ihtiyacına ilişkin bilinci güçlendirmek; Çin usulü sosyalizmin yoluna, teorisine, sistemine ve kültürüne güvenmek; Yoldaş Xi Jinping’in Parti Merkez Komitesi üzerindeki ve bir bütün olarak Parti içindeki merkezi konumunu korumak ve Merkez Komitesi’nin otoritesini ve onun merkezileşmiş, birleşik liderliğini desteklemek.[14]
Kısacası, diğer kapitalist ülkelerdeki siyasi dönüşümlere paralel olarak, Xi Jinping üçüncü büyük depresyonun ve emperyalist kuşatmanın etkisiyle sarsılan Çin kapitalizmini istikrara kavuşturmak için tek adam rejimine mutlak itaat bekliyor.
Raporun dikkat çekici yönlerinden biri Çin’in “geleneksel kültür”üne sık sık olumlu atıf yapılması. Kapitalist restorasyona paralel olarak Marksizm ve komünizm içi boş semboller haline geldiği için parti-devleti Çin’in geleneksel kültüründen, özellikle de Konfüçyüsçülük gibi kültürel-ideolojik kaynaklardan beslenmeye çalışıyor. Xi döneminde geleneksel kültür vurgusu eskisinden daha baskın hale geldi. Çin’in geleneksel kültürü yekpare bir bütün değil elbette; içinde birbiriyle çelişen unsurlar mevcut. Ancak, Xi’nin geleneksel kültürden kastettiği şey Çin’in imparatorluk tarihi boyunca pek çok hükümdarın ve 1930’lu ve 1940’lı yıllarda karşı-devrimci Guomindang’ın kültür politikası ile önemli paralellikler içeriyor. Geleneksel kültür referansı fakirin zengine, kadının erkeğe, astın üste itaatini, üsttekilerin ise alttakilere merhametini salık veren, hiyerarşik kültürün onaylanması anlamına geliyor.[15]
Yukarıda Xi’nin on yılını değerlendirirken bir yandan işçi sınıfının kazanımlarını budadığını diğer yandan adil gelir dağılımı, fırsat eşitliği, sermayenin kuralsızlığıyla mücadele gibi temaları işleyerek işçiler üzerinde hegemonya kurmaya çalıştığını belirtmiştik. Xi’nin kongreye sunduğu rapor benzer bir tablo ortaya koyuyor. Örneğin “Gelir Dağılımı Sistemini İyileştirme” alt başlığını taşıyan bölümde önce “fırsat eşitliğini savunacağız, düşük gelirli olanların gelirini artıracağız ve orta-gelir grubunu genişleteceğiz […] düşük ve orta gelirli grupların üretim faktörlerinden daha fazla kazanabilmesini sağlamak için çeşitli yolları değerlendireceğiz” dendikten sonra bir sonraki sayfada “zorunlu emeklilik yaşı kademeli olarak yükseltilecek” deniyor.[16]
Emperyalistleşme hedefi
Yukarıda Çin’in emperyalistler ligine çıkabilmek için yapmaya çalıştığı teknolojik atılımın içeriğini ve emperyalistler ile Çin arasındaki rekabete etkisini tartışmıştık. Xi raporunda “Çin’in bilimsel ve teknolojik inovasyon kapasitesi henüz yeterince güçlü değil”[17] gerçekçi tespitini yaptıktan sonra Çin kapitalizminin emperyalistleşmesi yolunda somut ve yakın vadeli hedefler koyuyor:
Çin’in 2035 yılı için genel kalkınma hedefleri şudur:
Ekonomik gücünü, bilimsel ve teknolojik kapasitesini ve bileşik ulusal gücünü ciddi biçimde artırmak, kişi başına milli geliri ciddi oranda artırarak orta düzeyde bir gelişmiş ülke seviyesine çıkarmak
Bilim ve teknolojide yüksek düzeyde kendine yeterliğe ve güce kavuşarak dünyanın en inovatif ülkeleri arasına katılmak[18]
Çin’i emperyalistleştirmek ulaşılması çok zor bir hedef. Emperyalizm çağında dünya ekonomisinin hiyerarşik yapısı giderek katılaştığı için yarı-çevreden merkeze doğru sıçramak oldukça güç. Putin’in Rusya’sı bunun en güncel örneği. Vladimir Putin, Rusya Federasyonu cumhurbaşkanı olduktan kısa süre sonra yayımladığı bir makalede ikinci döneminin sonunda (yani 12 yıl içinde) Rusya’nın kişi başına milli gelirini (o dönem Avrupa Birliği’nin en fakir ülkesi olan) Portekiz seviyesine çıkarma hedefini koymuştu. Portekiz ekonomisi 2010 avro borç krizi sırasında ciddi yara almasına rağmen Rusya ile arasındaki fark kapanmak bir yana daha fazla açıldı. 2021 yılı itibariyle Portekiz’in kişi başına milli geliri Rusya’nın iki katı.[19] Xi’nin 12 sene içinde Çin’i “orta düzeyde bir gelişmiş ülke seviyesine çıkarma” hedefi ile Putin’in tutmayan hedefleri birbirine benziyor. Putin kalkınma hedefini açıkladığında Rusya neredeyse 40 yıldır ekonomik durgunluğun içinde debelenen bir ülkeydi. Xi ise benzer bir hedefi (2008 sonrasındaki ciddi yavaşlamaya rağmen) son 40 yıldır dünyanın en hızlı gelişen ekonomisi için koyuyor. Dolayısıyla, hedef zor olsa da imkânsız değil. Tam da bu nedenle emperyalizm ile Çin arasındaki rekabet hem ekonomik hem de askeri anlamda ciddi riskler barındırıyor.
[1] Ling Li, “The Muddled Case Against Xi Jinping’s Third Term”, 31 Mart 2022, https://blogs.lse.ac.uk/cff/2022/03/31/the-muddled-case-against-xi-jinpings-third-term/ (erişim tarihi: 11 Kasım 2022).
[2] 30 Kasım 2022’de Jiang Zemin’in öldüğü duyuruldu.
[3] Guo Rui, “Retired Cadres Warned About ‘Negative’ Speeches”, South China Morning Post, 17 Mayıs 2022.
[4] Katsuji Nakawaza, “Analysis: 105-year-old Party Elder Sends Blunt Message to Xi”, 29 Eylül 2022, https://asia.nikkei.com/Editor-s-Picks/China-up-close/Analysis-105-year-old-party-elder-sends-blunt-message-to-Xi (erişim tarihi: 8 Kasım 2022)
[5] Helen Davidson, “China Becomes ‘Hothouse’ of Intrigue Ahead of Crucial Communist Party Congress”, 26 Eylül 2022, https://www.theguardian.com/world/2022/sep/26/china-becomes-hothouse-of-intrigue-ahead-of-crucial-communist-party-congress (erişim tarihi: 23 Ekim 2022).
[6] Liang Jing, “胡温联手,习近平大势已去,二十大成功有望” (Hu ve Wen Güçlerini Birleştirdi, Xi Jinping Trendi Sona Erdi, 20. Ulusal Kongre’nin Başarısı Bekleniyor), 27 Eylül 2022, https://www.rfa.org/cantonese/commentaries/lj/com-09272022094621.html?encoding=simplified(erişim tarihi: 23 Ekim 2022).
[7] Christian Shepherd, “‘New Tank Man’: Rare Protest in Beijing Mars Xi Jinping’s Moment”, 14 Ekim 2022, https://www.washingtonpost.com/world/2022/10/14/china-protest-sitong-bridge-haidian/ (erişim tarihi: 16 Ekim 2022).
[8] Ceren Ergenç, “Çin’in Yeni ‘İkinci Adam’ı Kim Olacak?”, 30 Ağustos 2022, https://www.evrensel.net/yazi/91509/cinin-yeni-ikinci-adami-kim-olacak (erişim tarihi: 8 Kasım 2022).
[9] Alexandra Stevenson, “Leadership Changes Reveal That in China, Men Still Rule”, 23 Ekim 2022, https://www.nytimes.com/2022/10/23/world/asia/women-china-party-congress.html (erişim tarihi: 8 Kasım 2022).
[10] Xi Jinping, “Hold High the Great Banner of Socialism with Chinese Characteristics and Strive in Unity to Build a Modern Socialist Country in All Respects (Report to the 20th National Congress of the Communist Party of China)”, 16 Ekim 2022”, https://www.fmprc.gov.cn/eng/zxxx_662805/202210/t20221025_10791908.html (erişim tarihi: 25 Ekim 2022), s. 4-5.
[11] a.g.e., s. 18.
[12] “Constitution of the Communist Party of China (Revised and Adopted at the 20th National Congress of the Communist Party of China on October 22, 2022)”, 22 Ekim 2022, https://news.cgtn.com/news/files/Full-text-of-Constitution-of-Communist-Party-of-China.pdf (erişim tarihi: 25 Ekim 2022), s. 1.
[13] Hu’nun yaklaşımında orijinal bir yön olmadığı için bu normal olabilir. Ancak, Jiang’ın üç temsil teorisinin ÇKP’ye kapitalistlerin üye olmasına izin vererek Deng’ın kapitalist restorasyoncu çizgisini siyasi bir çerçeveye kavuşturmak bakımından önemli bir rol oynadığı hatırlanmalı.
[14] “Constitution of the Communist Party of China”, s. 18. Buradaki “büyük resim terimleriyle düşünmek” ifadesi “büyük resmin farkında olarak düşünmek” anlamına geliyor.
[15] Xi döneminde geleneksel Çin kültürünün öne çıkarılması konusunda bkz. Zi Yang, “Xi Jinping and China’s Traditionalist Restoration”, China Brief, cilt: 17, no: 9, 7 Temmuz 2017, s. 9-13; Zhuoran Li, “The Sixth Plenum and the Rise of Traditional Chinese Culture in Socialist Ideology”, 19 Kasım 2021, https://thediplomat.com/2021/11/the-sixth-plenum-and-the-rise-of-traditional-chinese-culture-in-socialist-ideology/ (erişim tarihi: 25 Kasım 2022).
[16] Xi, “Hold High”, s. 40-41.
[17] a.g.e., s. 12.
[18] a.g.e., s. 19.
[19] Michael Roberts, “Russia Under Putin”, 15 Ağustos 2022, https://thenextrecession.wordpress.com/2022/08/15/russia-under-putin/ (erişim tarihi: 1 Ekim 2022).