Çin: Tien an Men’in hayaleti geri dönüyor
Çin, Kasım ayının son günlerinde yaygın kitle eylemleriyle karşı karşıya kaldı. Oysa ülkeyi yöneten, Çin Komünist Partisi (ÇKP) adını taşıyan ama bütünüyle kapitalist politikalar izleyen partinin 20. kongresi toplanalı daha bir ay bile olmamıştı.
O kongrede ülkenin cumhurbaşkanı Xi Jinping (Şi Cinping) yarım yüzyıla yakın süredir uygulanmakta olan bir kuralı çiğneyerek kendini üçüncü defa başkan seçtirmişti. Gururundan geçilmiyordu. Xi’nin kapitalist sınıf açısından bakıldığında en önemli uygulamalarından biri 2000’li yılların başından kendisinin başa geçtiği 2012’ye kadar çok ciddi boyutlara ulaşan işçi sınıfı mücadelelerini zora da başvurarak bastırması olmuştu. Oysa hemen kongrenin ardından işçi sınıfı Xi’ye güçlü eylemlerle cevap verdi. Bu toprakların tarihinden gelen bir sözü Çin’in bugünkü durumuna uyarlarsak, Xi’ye “mağrur olma başkanım, senden büyük halk var” demiş oldu.
Sanayi işçisinin isyanı
Dünya çapında iPhone’un ve başka marka telefonların en büyük üreticisi Foxconn şirketi Çin’de son günlerdeki mücadelelerin merkezinde yer alıyor. İşçilerin isyanının hedefinde ise Koronavirüs tedbirleri ile ekonomik koşullar arasında sıkışmışlıkları yatıyor.
Çin 2020-2021 döneminde sıkı kapanma politikasıyla Koronavirüs ile mücadelesinde örnek ülke oldu. Ama mRNA denen gen teknolojisi ile üretilen aşıları geliştirmekteki başarısızlığı, günümüzde bu dev ülkeyi çok zor koşullarda bırakmış bulunuyor. Çin’in kendi aşıları geleneksel teknolojiyle üretilmiş inaktif virüs içeren aşılar. Bunların etkisizliğini Sinovac aşısını iki doz almış olanlara pek az korunma sağladığı görüldüğünden beri Türkiye’de biz çok iyi biliyoruz.
Kendi teknolojisi mRNA aşısı geliştirmeye yetmeyen, 30-40 yıldır ekonomisini en pespaye yabancı sermaye gruplarına açtıktan sonra en olmayacak konuda milliyetçilik yapan Xi yönetimi şimdi bu hatasının cezasını 20-30 milyonluk dev kentlerini haftalarca, aylarca kapanmaya zorlayarak ödüyor. Tabii üretim yavaşlıyor, ekonomi geri düşüyor, sıkışan sermaye işçi sınıfının haklarını ödemiyor. İşte her biri bir kent gibi büyük olan, 100 bin ya da 200 bin işçinin çalıştığı Foxconn şirketinin işçisi hem kapatıldığı fabrika-kentlerde salgın tehlikesine hem de vadedilen zamların ödenmemesine isyan etti. Günlerce Koronavirüs kişisel koruma donanımı giymiş polisle ve güvenlikle savaştı ve sonunda kazandı!
Çin’in üniversiteleri aslında patlamaya hazır birer volkan gibi. Elliye yakın üniversitede öğrenciler de harekete geçti. Sincan bölgesinde Urumçi’de bir evde yangın dolayısıyla en az on kişinin yine karantina uygulamasının sert koşullarından dolayı hayatını yitirmesi ise bardağı taşıran damla oldu. Sayısız şehirde insanlar sokağa çıktı.
Bıçak sırtı
Çin’de işçi sınıfı ve öğrenciler 1989 yılında başkent Pekin’in en büyük meydanı Tien an Men’de bir ay boyunca Gezi’ye benzer bir kamp kurmuşlardı. Eylemler birçok kente yayılmıştı. Bu dev eylemi “kapitalizm yanlısı” olmakla suçlayan Çin bürokrasisinin partisi ÇKP, isyanı kanla bastırdı. Ardından kapitalizmi kendi kurdu!
Ama ÇKP’nin bu ikiyüzlülüğü, Çin’de büyük bir halk hareketi iyice geliştiği takdirde emperyalizm yanlısı burjuva liberal bir kanadın bundan kârlı çıkmayacağı, yani Ukrayna’daki 2014 Maydan ayaklanması tipi bir sürecin yaşanmayacağı anlamına gelmiyor.
İşçi sınıfı öncüsü için görev yalınkat, basit bir görev değildir. Görev, ÇKP’nin kanlı bir baskınına karşı çıkarken, işçi sınıfına ve öğrenciler de dâhil büyük emekçi halk kitlelerine sosyalist inşanın yeniden kurulmasıyla sonuçlanacak bir önderlik oluşturmaktır. Çin’i hem emperyalizme hem de kendi kapitalist sınıfına karşı korumak birbirinden ayrılamayacak iki görevdir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2022 tarihli 159. sayısında yayınlanmıştır.