Başyazı: Grevcilerin çoban ateşinin etrafında kenetlenelim!

Grevcilerin çoban ateşinin etrafında kenetlenelim!

İşçi sınıfı ve emekçi halk olarak birliğimizle, örgütlülüğümüzle, üretimden gelen gücümüzle almadığımız ve korumadığımız haklar bir anda tırpanlanabiliyor, ücret zamları eriyip gidiyor, iktidar ve sermaye her daim kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alıyor.

Grev hakkı işte bu yüzden çok önemli. Hatta işçi ve emekçi için hakların en önemlisi. Hak almanın, hakkını savunmanın tek güvencesi. O kadar ki grev hakkı da ancak grevle kazanılabilmiştir. Dünyada da bu böyle Türkiye’de de… Türkiye’de Kavel işçileri 1963’te yaptıkları fiili işgal ve grevle bu hakkı ülkenin yasalarına yazdırdılar.

12 Eylül’ün işçi düşmanı sermaye dostu askeri diktatörlüğü en önce bu hakkımıza saldırdı, AKP’li yıllarda Erdoğan grev yasaklarında rekor kırdı. Şimdi bu en önemli hakkı yeniden ve yine grev yaparak kazanmanın zamanıdır!

Geçtiğimiz yıl grev ateşini yakanlardan Bel Karper ve Bakırköy Belediyesi işçileri grevlerini yeni yıla taşıdılar. Onlar sadece kendi sözleşmeleri için grevde değiller, tüm işçi sınıfının hakkı için çoban ateşini yaktılar, öncü bir mücadele veriyorlar. Metal işçileri MESS’e karşı 14 Ocak’ta grev kararı aldı. En büyük patron örgütüyle işçi sınıfımızın en öncü ve örgütlü kesimini oluşturan metal işçileri karşı karşıya. Patronlar arkalarına iktidarı aldılar. Grev yasaklarına bel bağlıyorlar. Biz ise emekçi halk olarak metal işçilerinin etrafında kenetlenmeliyiz. Bu grev hepimizin grevidir!

MESS ve istibdad rejimi el ele vermiş karşımızdadır. Bakmayın patronların şikâyet ettiklerine, işçiye karşı hep baskıcı ve keyfî yönetimden yana oldular. Yarın da işçi şalteri indirir indirmez iktidarın kapısına koşacaklar. Bu yüzden metal işçileri MESS’i ezdiğinde, ya da farklı sektörlerden greve çıkan hangi fabrika olursa olsun işçiler üretimden gelen güçleriyle sermayeye galebe çaldığında emekçi halkın istibdada karşı zaferi de yakınlaşacaktır!

Kamu emekçisi de sendika hakkını fiilen sendikasını kurarak kazanmıştır. Toplu görüşme tiyatrosunda belirlenen sefalet zamlarına, iktidarların kamu emekçisinin hakkına sadaka muamelesi yapmasına dur demenin yolu toplu görüşmeyi fiili grevle toplu sözleşmeye çevirmekten geçecektir. Zamlar eriyip gidecek emekçinin elinde üretimden gelen gücü kalacaktır. Yılda bir zam yapılıyor ücretler 365 gün enflasyon karşısında eriyor ise işçinin emekçinin de her an elinde olan bir mücadele aracına ihtiyacı vardır. Bu araç grevdir! Yasal grevdir, fiili grevdir, işgalli grevdir! Koşullar neyi gerektiriyorsa o şekilde işçinin emekçinin meşru şekilde üretimden gelen gücünü kullanmasıdır! Grev hakkı EYT’yi, 3600 ek göstergeyi seçim pazarlığı olmaktan çıkaracaktır. Hak sahibi hakkını bileğinin gücüyle alacaktır.

İşçi emekçi grev dediğinde siyasetin de çehresi değişir. Türkiye’nin dört bir yanı grevlerle kaplandığında sermayenin düşman kardeşleri Cumhur ve Millet İttifaklarının dışında işçinin emekçinin ittifakı ve gücü kendini gösterecektir. Memleketin kaderi parababasının, tefecinin, müteahhidin, çetelerin ve emperyalistlerin elinden kurtarılacak, adım adım memleketin gerçek sahibi emekçi halkın eline geçecektir.

Gelin ekmek ve hürriyet için örgütlenelim ve mücadele edelim. Her fabrika bir Kavel olsun! Grevlerin çoban ateşi etrafında kenetlenelim!

Kavel işçileri başta olmak üzere bedel ödeyerek mücadele eden tüm işçi ve emekçilerin mirasına, sınıfımızın kazanımlarına, haklarımıza sahip çıkalım ve çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakalım!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2022 tarihli 148. sayısında yayınlanmıştır.