Gebze’den bir metal işçisi: Çarka çomak sokmanın yolu: hepimiz ortak hareket etmeliyiz!
Merhaba dostlar. Gebze’de bir güneş paneli fabrikasında çalışmaktayım. Patronların bizleri sömürmesi, alın terimizden yüksek oranda kâr elde etmeleri ve bunun karşılığında aşırı baskı ve iş cinayetleriyle her gün karşı karşıyayız. Buna karşı bizler en doğal ve anayasal hakkımız olan sendikalaşma hakkını kullandığımızda ise hemen işten atılıyor veya sendikadan istifa edilmesi için işten atmak ile tehdit ediliyoruz. Ne var ki bu tehditler boştur, biz işçiler işten atılma bedelini göze alarak sendikalarımıza üye oluyor, üretimi durduruyor, gerekirse fabrikaları terk etmeyip en sonunda patronları toplu sözleşme masasına oturtuyoruz. Fakat bununla da bitmiyor mücadelemiz. Çünkü patronlar sadece bizleri fabrikalarda düşük ücretler ile çalıştırmaya zorlayıp, haklarımızı gasp edip bırakmıyor. Bir de devletin vergi kırbacıyla, işsizlik sigortası fonlarının kendileri lehine talan ederek de saldırıyorlar.
İktidar ülkede yaşanan ekonomik krizin faturasını biz işçilere kesmeye devam ederken patronlar her türlü vergi muafiyetinden yararlanıyor. Asgari ücrete çalışan işçiler o para ile enflasyona karşı evine ekmek götürmeye çalışırken yılda en az iki defa da devlete çalışmak zorunda kalıyor. Fazla mesai ve AGİ ile ekmeğimizin sayısını arttırmaya çalışırken bunların tuzla buz olduğunu görüyoruz. Gel gelelim ki patronların servetine, her gün elde ettikleri kârlara bakınca verginin toplumdan nasıl adaletsizce alındığını görmüş oluyoruz. Tek kuruş ödemeden Ziraat Bankasından 750 milyon dolar alan Demirörenler, 15 yılda 2 milyar dolar vergi sildiren ve memleketin her yerini parselleyen Cengiz Holdingler, kriz ve pandemi de ‘aman batarız’ diyerek bizlerin vergileriyle doldurulan işsizlik sigortası fonunu yağmalayan tüm patronlar bize sadece fabrikada değil iktidar eliyle geleceğimize de saldırıyor. Vergileri silinen patronlar bir yanda, dalga geçer gibi EYT’li emekçilere sanki bugüne kadar hiç çalışmamışlar gibi muamele yapıp ‘kasada para yok’ diyerek açık açık milyonların emeklilik hakkını gasp eden iktidar ise diğer yanda. Tüm bu tabloda her şey patronların lehineyken patronlar bunlarla da yetinmiyor. Göz göre göre kıdem tazminatımıza saldırıyor, pandemiden beri birçok sektörde başlayan esnek çalışma şartlarını bizlere dayatarak iktidarın da amacı doğrultusunda memleketi daha fazla ucuz işçi cenneti haline getirmeye çalışıyorlar.
Patronların amacı belli, iktidarın planları belli, saldırarak haklarımızı gasp ettiler ve daha da saldıracaklar. Yaptıkları yapacaklarının teminatı niteliğinde. Memleket patronlar için dikensiz gül bahçesi haline gelirken bizim yangınımız mutfakta başlayıp geçim sıkıntısından dolayı intiharlarla sona eriyor. Tüm bunların sorumlusu bugün istibdad rejimidir, bizim ise gerek kendi kaderimizi gerek memleketin kaderini değiştirmemiz, bu sömürü çarkına yaşamak için çomak sokmamız gerekiyor. Bunun için yapılacak olanlar bellidir, sendikasız fabrikalarda sendikalarımıza üye olmalıyız, sendikalı öncü işçi dostlarımız tabandan sendikalarına baskı yapmalı ve sendika ayrımı gözetmeksizin işçi sınıfına karşı yapılan bu saldırılara karşı ortak hareket etmeliyiz. Vergi adaletsizliği, esnek çalışma, kıdem gaspı ve bize karşı diğer saldırıların her birisini böyle püskürtmekle kalmayız kaybettiğimiz tüm mevzilerimizi de geri kazanırız.
Gebze’den bir metal işçisi