Başyazı: 2020’de yüklendiğimiz barikatları 2021’de aşalım!
2020 yılı savaşlar, doğal afetler, ekonomik kriz ve nihayet Koronavirüs salgını ile kötü bir ünle tarihteki yerini aldı. Geriye dönüp baktığımızda ise insanlık olarak başımıza gelenlerin kötü talihten kaynaklanmadığını görüyoruz. Mesela deprem bir doğal afet olarak geldi ama evleri yıkan, insanları öldüren, devletin kanatları altında çalıp çırpan müteahhitlerdi. Seller ve kuraklık kötü talihin değil, kapitalizmin, kâr hırsıyla talan ettiği doğanın bir sonucu olarak karşımızda. Virüs salgını tüm hayatı altüst etti. Ama milyonları virüsle buluşturan, âdeta salgının ortasına atan, evde bırakmayan ve tabur tabur fabrikalara, iş yerlerine yollayan patronlar ve onların bir dediğini iki etmeyen iktidardı. Salgına eklenen ekonomik krizde patronlara teşvik, destek ve vergi indirimleri yağarken işçinin emekçinin payına işsizlik, kısa çalışma, ücretsiz izinler, hayat pahalılığı karşısında giderek yoksullaşma, bunlar yetmiyormuş gibi bir de sonu gelmeyen vergilerle tüm ülkeyi sırtında taşımak düştü.
Hâkim sınıflar ve onun iktidarları emekçi halk için 2020’yi bir kâbusa dönüştürdü. Ama karanlığın içinde parlayan güzellikler hiç yok muydu? Hastanelerde ön safta savaşan, can verip hayat kurtaran sağlık emekçilerini, barikatların üzerine üzerine yürüyen işçileri, savunmayı ve adaleti meydanlarda savunan avukatları, erkek egemenliğine ve kapitalizme karşı en öne çıkan emekçi kadınları nasıl unutabiliriz? Tüm dünyada geleceğe umut ışığı olanları… Salgında çaresiz kalan zengin kapitalist ülkelere, fakir Küba’dan umut olarak koşan Che’nin doktorlarını, ABD tarihinin en büyük ve kitlesel eylemlerini yapan siyahları, salgının ve yoksulluğun, faşist bir baskı ortamının içinden 250 milyon işçi ve köylünün greviyle ayağa kalkan Hindistan’ı, Latin Amerika’da, Afrika’da, Ortadoğu’da, Akdeniz’de, Avrupa’da salgında virüse karşı mücadelenin yanına kapitalizme ve istibdadın türlü biçimlerine karşı direnişi katan halkları nasıl göz ardı edebiliriz?
2020’e böyle bakarsak 2021’in barış, esenlik, adalet ve özgürlük getirmesinin bizlerin elinde olduğunu görürüz. Ayrı gayrı demeden birleştiğimiz, mahallelerde, sendikalarda ve işçi sınıfı partisinde örgütlendiğimiz, zalimlerin karşısına birliğimizden ve örgütlülüğümüzden aldığımız güçle çıktığımız, yüklendiğimiz barikatları aştığımız, ekmek ve hürriyet kavgasında zaferler kazandığımız bir yıl, bizlerin yani işçi sınıfının ellerindedir!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2021 tarihli 136. sayısında yayınlanmıştır.