Korona günlerinde Avrupa işçileri yaşam hakkı için mücadelede
Koronavirüs ile tüm dünyada yürütülen savaş sürüyor. Bu savaşta insanlığın sırtında bir yük olan patron hükümetleri, “korona ile savaşa cephe gerisinde sınıf barışı ve ulusal birlik eşlik etmeli” diye bir koro halinde bastırıyor. Bir yandan ise evde kalamayanlar tüm dünyada ölüme yollanıyor.
Bu duruma karşı, korona krizinin uzun bir süre merkezinde yer almış Avrupa ülkelerinin işçileri, hayatta kalabilmek için asalaklara karşı sınıf savaşı diyerek başını yavaş yavaş kaldırıyor. Koronaya karşı savaşın en ön cephesinde yer alan sağlık emekçileri, sınıf savaşında da hızla ön plana çıkıyor.
En sembolik adımlardan birini Belçika’daki sağlık emekçileri attı. Belçika Başbakanı Sophie Wilmes, Brüksel’de gerçekleştirdiği bir hastane ziyareti sonrası makam arabası ile hastaneden ayrılırken, iki sıra halinde dizilmiş bulunan sağlık emekçileri sırtlarını makam aracına dönerek tepkilerini göstermiş oldu. Benzer bir protesto da Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u, bir hastane ziyareti sırasında yakalayan iki hemşire, korona ile savaşta ölüme terk edildiklerini hatırlatarak, kendisine artık güvenmediklerini söyledi ve sağlığa yeterince bütçe ayrılmamasını protesto etti.
Yine tüm Avrupa sathında, başta metal işçileri olmak üzere çeşitli sektörlerden işçiler korona sonrası büyük mücadelelerin işaret fişeği olabilecek eylemlere imza attı. Birçok durumda, solunum cihazı, tıbbi maske ya da korona ile savaşta kullanılacak diğer ekipmanın üretilmesi için değil, evlerinde oturma lüksüne sahip olan patronların kârları kesintiye uğramasın diye cephe hattına sürülen işçilerin eylemleri bir bir korona krizinin merkezindeki tüm ülkelere sıçradı.
İlk eylemler, krizin en ağır vurduğu İtalya’nın fabrikalarında başlarken, işçiler bazı fabrikalarda tamamen iş durdurarak, işten kaçınma hakkını yani bu durumda yaşama hakkını, kendilerini ölüme sürükleyen patronlara dayatmış oldu. Fransa’da Renault fabrikası işçileri, özellikle 15 bin işçinin işten çıkarılacağının duyulması üzerine hem fabrika içinde hem de fabrika önünde eylemler düzenledi. Benzer bir eylem, İspanya’da da Barselona kentinde bulunan Nissan fabrikasının kapatılacağı ve 3 bine yakın işçinin işsiz kalacağının açıklanması sonrası gerçekleşti. Fabrika önünde toplanıp sloganlar atan işçiler, fabrika girişinde de yaktıkları araba lastikleri ile barikat kurdu.
Şu anda henüz bir nüve halinde olan bu işçi eylemleri, her büyük savaş sonrası olduğu gibi, korona ile yürütülen savaş sonrası da devasa işçi eylemleri ve siyasi değişimleri görebileceğimize dair bir işaret olarak okunmalı. Korona günlerinde tüm dünyada sırtımızda bir yük olan, kurtarılabilecek yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesinden sorumlu olan patronların iktidarının devrilmesi de bu büyük eylemlerle başlayacak devrimlerle olabilir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2020 tarihli 129. sayısında yayınlanmıştır.