Stajyerler olarak işçilerden öğrenmenin vakti geldi!
Merhaba, ben hukuk fakültesinden mezun olmuş, zorunlu stajını yapmakta olan bir stajyer avukatım. Her meslek grubunun staj eğitiminde olduğu gibi bizde de staj kelimesinin karşılığı aslında sömürü. Avukat olabilmek için, hukuk fakültesini bitirmek yeterli değil. Bu eğitimin üstüne baroya başvuru yapıp 6 ayı adliyede, 6 ayı avukatın yanında olmak üzere bir yıl staj yapmak gerekiyor. Stajın nasıl yapılacağını açık bir şekilde anlatan kanunun ise aslında uygulamada bir geçerliliği yok. Avukatlar için stajyer demek güncel hukuk bilgisine sahip, yorulmaksızın 24 saat çalışabilecek emek gücü anlamına geliyor sadece.
Bir yıllık stajın ilk 6 ayında mahkemelerin işleyişini öğrenmek için mahkemelerde çalışmamız gerekirken, hakimler ve savcılar biz stajyerleri zaman kaybı olarak gördükleri için sadece imza atmaya gidiyoruz. Üstelik adliye stajının gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını herkesin bilmesine rağmen patronlaşmış avukatları köle çalıştırma hakkından mahrum etmemek için ne barolar ne de bakanlık bir çözüm arayışına giriyor. Stajın nasıl yapılacağının kanunda belirtildiğini söylemiştim. Kendine adalet terazisinde bir yer biçen avukatların aklına kanundaki tek bir madde geliyor. O da staj süresince stajyere sigorta yapılamayacağı ve ücret ödenmeyeceği maddesi. Staj yaparken yanında çalıştığımız avukat, bize sigorta yapıp maaş öderse stajımızın sonunda avukatlık ruhsatını alamıyoruz. Ya stajı bir daha yapmamız ya da yıllarca sürecek olan bir dava açmamız gerekiyor. Staj döneminde emeğimizin karşılığı olan maaş ve sigorta yasağının kaldırılması gerekiyor artık!
Yanında çalıştığımız avukatlar biz stajyerlere tamamen keyfi olarak belirledikleri, harçlık adında bir para veriyorlar. Bu harçlık denen şey öyle az ki; adliye, ofis, karakol koşturmacasında harcadığımız yol masraflarına bile yetmiyor. Bu sebeple geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyoruz. Resmi olarak çalışmadığımız için düzenli bir mesai saatimiz de yok. Gece gündüz demeden iş yetiştirmemiz isteniyor. İş derken yanlış anlaşılmasın, bu iş tanımı öyle geniş ki çalıştığımız ofisin temizliğinden tutun da yanında çalıştığımız avukatın pazar alışverişine kadar akla gelebilecek her türlü angaryayı kapsıyor. Peki barolar bu konuda ne yapıyor dersiniz, sadece konuşuyorlar. Hukuk sisteminde savunma makamı olarak adlandırılan avukatların meslek odaları, stajyer avukatların sorunları söz konusu olduğunda, avukatların, baroların ve Adalet Bakanlığının ne iş yaptığını unutuyorlar.
Tüm bu durumlar karşısında ekmek mücadelesine başlamış olan biz stajyer avukatların, seslerini çıkarmasının zamanı geldi. İleride ay sonunu getirebilmek ve emeğimizin karşılığını aldığımız maaşlarda iş bulabilmek için şimdiden hakkımızı aramaya başlamamız gerek. Hakkımızı arayabilmek için de bakanlıktan veya barolardan medet ummak yerine; yüzümüzü, her türlü hakkını, emeğinin karşılığını direnerek, mücadele ederek, grev hakkını grev yaparak kazanan işçilere dönmeliyiz. Ek iş yapmadan ay sonunu getirebilmek, ofislerde ve adliyelerde insanca muamele görmek istiyorsak, mücadeleye şimdiden atılmalı, aynı dertleri paylaştığımız işçilerle, emekçilerle birlikte yürümeliyiz.
İzmir'den bir stajyer avukat
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.