Kale Kayış'tan grevci bir işçi: Kale Kayış grevi
Kale Kayış’ta sendikal süreç 2018 Mart ayında başladı. İlk başlarda sessiz ve sakin tek tek üyelikler yapıldı, Mayıs öncesi patron ve idari personel tarafından duyuldu ama başlangıç diye fazla dikkate alınmadı. Eylül ayı sonlarında faaliyetimiz hızla devam ediyordu ve biz soranlara hep düşük rakam söyledik çünkü tam o sırada yetki tespiti için yazışmalar başlamıştı. Yetki belgesi geldikten sonra tabii bize karşı patron tarafının tutumları daha katı oldu. Patron Hasan Faruk Dağlı bize düşman gözü ile bakıyordu. 22.11.2018 tarihinde beni ve iki arkadaşımızı daha işten çıkarttı. Gerekçe mesai saatinde kahve içmişiz. Evet, yıllardır orda kahve içiliyor. Bahane edip, kod 29 ekleyip çıkışımızı verdi. Bundan sonra asıl süreç başladı. Petrol-İş sendikamız 150 kişiyle ve destekçilerle bir basın açıklaması yaptı.
Arabulucu süreci başladı. Patron avukatı işe iadeye kesinlikle yanaşmadı, “vereceksem iki sene sonra vereceğim tazminatı niye şimdi vereyim diyerek” oyalama taktiği uyguladı. Davanın uzamasını sağladı. Burada sendikal sürece dönmek isterim. Bazı arkadaşlarımız biz 3600’den çıkışımızı alırız herkes başının çaresine baksın diyerek bir gecede 32 kişi üye sayımızı düşürdü. Mevki rütbe karşılığında davasını satanlar oldu. Elbette böyle süreçlerde menfaatçiler her yerden türer. Ama biz, sendikamızla birlikte tekrar görüşmeler yaparak üye sayımızı toparlamaya başladık. Yetki belgesi bizdeydi ama sendikayı fabrikaya eylemle kabul ettirmek zorunda olduğumuzu biliyorduk. Bunu sendikaya da söyledik.
05.03 2019 tarihinde daha üye olacak arkadaşlarımız var, sayımız 180’leri geçecek dediler. Biz de düşündük en büyük eksiğimiz fabrikada işçi sağlığı ve iş güvenliğidir. Çünkü iş güvenliği uzmanı Eda Ziko fabrikada hisse sahibi. Koşullar felaket. Canımız söz konusudur ve artık kaybedecek vakit yoktur. 06.03.2019 tarihinde gece vardiyası çıktı. Gündüz vardiyası hiç girmedi. Direkt fiili greve geçtik. Yasal süreç de başlatıldı. İşkur’a şikayet dilekçeleri verdik. Noter tasdikli ihtarnameler çekildi.
Grevi kırmak için her türlü baskı ve hakareti yaptılar. Grev kırıcı yeni elemanlar almaya başladılar. 200’e yakın eleman aldılar. Zamlar yapıldı. Hatta bu zamana kadar her sene Ramazan erzakına 5 tl zam yapan patron bu sene 250 TL erzak verdi. İşçilere iftar yemeği düzenledi. Bu iftar yemeğinde arkadaşlarımızın eşleri biz de konuşalım diye iftarın olduğu yerde rezervasyon yaptırdı. Arkadaşlarımız Hasan Faruk Dağlı’nın yanına giderek görüşme talep etmişler. Görüntüde çok iyi karşılamış, eşleriniz de gelsin iftardan sonra görüşelim demiş. Faruk Dağlı, oğlu Ferhat Dağlı, emekli astsubay bir yönetici ile kalite kontrol müdürü, arkadaşlarımızı kamerasız olan gelin odasına çekmişler. Alaycı konuşmalar yapmışlar sonra hakaretler edip arkadaşlarımızı eşleriyle birlikte darp etmişler. Öyle ki arkadaşımızın 7 aylık bebeğine bile darbe gelmiş. Yanlışlıkla oldu falan diyemezler. Bunun mazereti özrü olmaz. Hastaneden darp raporu aldık, şikayetçi olduk, yasal süreci takip ediyoruz.
Bir de bu esnada söylediği bir laf var patronun: “Bütün servetimi harcayacağım, sizi mahvedeceğim” diyor. Gerçek yüzünü gösteriyor. Biz ise ilk günden itibaren ne dediysek o. Kimsenin servetine göz dikmedik. Kimseyi mahvetmek de istemedik. Ama o fabrikada hayatlarımız mahvoldu. Ciğerlerimiz çürüdü. Ve sonunda da gördüğümüz muamele bunlar oldu. Biz hakkımızı istedik ve hakkımız olanı da alacağız!
Kale Kayış’tan grevci bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2019 tarihli 117. sayısında yayınlanmıştır.