TÜSİAD koalisyonu
Tayyip Erdoğan yükselen İslamcı sermayenin ve kendi yanına hicret eden burjuvaların çıkarlarına öncelik tanıyan bir politikacı. Kimdir hicret edenler? Mesela Tank Palet Fabrikası’nın Katarlıların yanı sıra ortağı olacak olan BMC şirketinin sahibi Ethem Sancak. Erdoğan’ın TÜSİAD ile ilişkisi her zaman derin çelişkilerle örülmüş durumda. TÜSİAD’a zaman zaman çok sert saldırdığı oldu. Ama TÜSİAD Erdoğan’la ilişkisini büyük bir sabırla sürdürüyor, çünkü Erdoğan ilk günden beri sermaye sınıfının tamamının çıkarlarını gözeten politikaları da titiz biçimde uyguluyor.
İşte Batıcı-laik sermayenin bu örgütü, aynen 16 Nisan referandumu günü yaptığı gibi, bu seçimde de sandıklar açılır açılmaz yayınladığı bir bildiriyle sadece iktidar partisine değil bütün partilere talimatını vermiş bulunuyor. Seçilenleri kutlama türü formalitelerden sonra bildiri şöyle devam ediyor: “Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla, önümüzdeki seçimsiz dönem ekonomik, sosyal ve siyasal reform gündemimiz için önemli bir fırsattır. (...) Yeni reform döneminde öncelikli hedefimiz ekonomik sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmek olmalıdır.”
Aynı gün, tesadüf bu ya, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da bir bildiri kaleme alıyor. O da tebrikler falan gibi formalitelerden sonra lafı doğrudan şuraya getiriyor: “Seçimler artık geride kaldı. Dört buçuk yıllık bir seçimsiz döneme giriyoruz. Bundan sonra Türkiye’nin ilk gündem maddesi ekonomi olmalı. Zira ekonomide atılacak çok adım, yapılacak daha çok işimiz var. Bu dönemi kesintisiz bir icraat dönemi haline getirmeliyiz.”
Büyük sermaye talep eder de burjuva partileri ihmal eder mi? İşte seçim gecesi Tayyip Erdoğan: “Artık sık sık seçimlerle iç içe olmayacağız. Ekonomisiyle, siyasetiyle, özellikle savunma sanayiyle yatırımlarla üretimlerle nasıl meşgul olacağız, buna odaklanacağız. Cumhurbaşkanı olarak şahsım yürütme görevinde, meclisteki milletvekillerimiz yasama görevinde iş birliği içerisinde gece gündüz çalışacağız. Seçilen belediye başkanlarımız şehirlerini beş yıl idare edeceği gibi görev süremizce ülkemizi yönetmeyi sürdüreceğiz. Gündemimizde çok önemli reformlar var.”
Devlet Bahçeli ise yine seçim gecesi şöyle diyordu: “Türk milleti gelecekteki beş yıl boyunca büyükşehir, il, ilçe ve beldelerde görev yapacak yerel yöneticilerini belirlemiş, bu çerçevede konu kapanmıştır. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri de 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır. Ülke gündeminden seçim konusu tamamen kalkmıştır. İstikrar temellenmiş, Türkiye’nin önü açılmıştır.”
Kılıçdaroğlu seçim gecesi, ekonomik sorunların çözümünde kendilerinin de üstlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini taahhüt ediyordu.
Seçim Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin ağır bir yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Ama şimdi daha önemli bir iş vardır. Ekonomik krizi sermayenin lehine çözmek, işçi sınıfının ve emekçilerin krizin yükünü üstlenmesini sağlamak. İşte seçim gecesi burjuvazinin ekonomik örgütleri bu talebi dile getirirken iktidarıyla muhalefetiyle burjuva partileri de bu talebe cevap vereceklerini taahhüt ediyordu.
TÜSİAD, bunun karşılığında Erdoğan’ın Rabiacı programına destek verebileceğini bile ima ediyordu: “Hızla değişen uluslararası ortamda (...) Avrupa ekonomisi ile bütünleşirken aynı zamanda bir Avrasya merkezi olarak tüm dünyaya açık bir Türkiye’nin 21. yüzyılda yükselen bir ülke olacağına inancımız tamdır.”
Türkiye şimdi bir TÜSİAD koalisyonunun elindedir. Ama bu koalisyon kendi arasında ne kadar anlaşırsa anlaşsın, işçi sınıfının krizin yüküne karşı vereceği tepki evdeki bütün hesapları bozabilir. AKP’nin yaşadığı hezimette işçinin emekçinin ekonomik krize karşı tepkisi belirleyici rol oynadı. Şimdi AKP’nin gücünün sarsıldığını gören işçi artık mevzilerini savunmakta daha cesur olacaktır. “Seçimsiz” dönemin bir hayal olduğunun ortaya çıkması yüksek olasılıktır.
TÜSİAD! Hayaller görüyorsun. Dönem normal bir dönem değil. Sen Türkiye işçi sınıfına saldırdığında o sınıf kardeşlerinden öğrenecek ve büyük kitlesel mücadelelere girişecek. TÜSİAD Cezayir’e bak, Sudan’a bak, Fransa’ya bak! Bak ve titre! Çünkü orada göreceksin ki tarihin seçimi, bütün seçimlerin üstündedir!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2019 tarihli 115. sayısında yayınlanmıştır.