Geleceğimizi kapitalizmin insafına bırakmayalım, başka bir yol var!
İnsanlık tarihi, sınıflı toplumların ortaya çıkışından itibaren hâkim sınıfların yalanları ile toplumsal gerçeklerin çatışmasına sahne oldu. Mevcut düzenin bekçiliğini yapanlar, tarihin her dönemini değişmez kabul ettiler, halka da düzenin değişmeyeceğini salık verdiler. Nice krallar kendilerini ebedi ilan etti, nice imparatorlar tarihin sonunun geldiğini anlattı. Ne var ki, insanlara gelecek vaadedemeyen her düzenin sonu aynı oldu. Halk her seferinde olmaz deneni yaptı, imkânsız deneni başardı. Nice imparatorlar, nice krallar devrimler karşısında kaçacak ülke, saklanacak delik aradılar. Bu devrimlerdir ki insanlığı hep daha ileriye götürdü. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Ancak bu sefer önümüzde krallar padişahlar yok. Halkı borç zincirine vuran banka tekelleriyle, kendi kârı için emekçi halkın alın terini sömüren patronlar sınıfıyla, emperyalist savaşlarıyla, insanı insan yapan değerlere ayıracak ne vakit ne de imkân bırakan, bunun karşılığında ise dünya nüfusunun altıda birini açlığa, ezici çoğunluğunu da yoksulluğa mahkûm eden kapitalizm var.
Kapitalizm mutlak değildir, miadını doldurmuştur, devrilmelidir!
Aynı geçmişte olduğu gibi, mevcut düzenin bekçileri yine aynı sözleri farklı biçimlerde tekrarlıyorlar. Kapitalizmin insanlığın en ileri aşaması olduğunu, özgürlüğün ancak özel mülkiyetin korunması ile mümkün olacağını, kapitalizmin alternatifsiz ve değişmez olduğunu söyleyip duruyorlar. Öyle ki, tarihinin neredeyse yüzde doksan beşini sınıfsız toplumların oluşturduğu insanlığın doğasında kapitalizmin olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyorlar. Her yıl, binlerce insanı açlıktan, binlerce işçiyi ise çalışırken öldüren, savaşsız tek günü dahi olmayan kapitalist düzenin, insanın doğası gereği mutlak olduğunu söylemek krala hizmet etmeyenin cehenneme gideceğini iddia etmek kadar asılsızdır.
Sayısız krize, iki büyük depresyona ve iki dünya savaşına sahne olmuş kapitalizm, bugün de derin bir kriz içinde ve üçüncü bir Dünya Savaşı’nın arifesindedir. Bugün kapitalizmin gençliğe vadettiği şey güzel bir gelecek değil, aksine yoksulluk, açlık, savaş ve sefalettir. Geleceğimizi kapitalizmin insafına terk edemeyiz. Kapitalizm miadını doldurmuştur, devrilmelidir!
Devrim için çalışarak, hep birlikte kurtulacağız!
Tarihte hiçbir başarılı devrim kendiliğinden zafere ulaşmadı. Kapitalist düzenin devrilişi de kendiliğinden olmayacaktır. Öyleyse devrim için çalışmak, devrimin yolunda yürümek, geleceğimizi kurtarmanın tek gerçekçi yoludur. Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak tüm gençliği işçi sınıfının saflarına, örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz. Gelin bu yolda beraber yürüyelim. Tarihten aldığımız bu büyük mirasa birlikte sahip çıkalım. Gelin, geleceğimizi kapitalizmin cenderesinden kurtaralım, sınıfsız ve sınırsız bir dünya için hep birlikte mücadele edelim!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2019 tarihli 112. sayısında yayınlanmıştır.