Gençlik senin yolunda yürüyecek! İyi ki doğdun Trotskiy!
Lev Davidoviç Trotskiy; modern çağın en büyük proleter devriminin, Ekim devriminin iki önderinden biri ve devrimin askeri örgütleyicisi. 1879 yılının 7 Kasım’ında doğan Trotskiy, 17’sinde devrimciliğe, 18’inde Marksizme adımını attı ve gençlik yıllarından ölümüne kadar hayatını devrime adadı. Gençlik bu büyük önderin gözünde her zaman büyük önem taşıyordu. Devrimci hayatı boyunca Trotskiy; gençliği cesaretlendirmek, ileriye çekmek ve devrim davasına kazanmak için çaba gösterdi. Trotskiy'e göre gençliğe hem yeni proleter devrimlerin örgütlenmesinde hem de proleter devrimlerinin savunulmasında büyük görevler düşüyordu. Ancak proleter devrimci bilinçle donanmış bir gençlik bu devrimlerin garantisi olabilirdi. Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak bu büyük devrimci önderin 24 Nisan 1924 tarihli gençlik ve siyaset üzerine “Gençler siyaset öğrenin” başlıklı yazısından bir alıntıyı sizlerle paylaşıyoruz.
Gençler siyaset öğrenin
Burjuva ülkelerinde, biliyorsunuz, iki yüzlü, aşağılık bir görüş vardır: Gençlik ve ordu siyasetle uğraşmaz; bugün başka bir münasebetle, Lenin yoldaşın eserlerinin 2. ve 3. ciltlerini şöyle bir karıştırıyordum. Öyle oluyor ki gözlerim hep Lenin'in, gençlerin politika dışında kalması hakkındaki o iki yüzlü ve aşağılık görüşlerle ilgili basit ve olağanüstü kesinlikteki acımasız gözlemlerine ilişiyor. Biliyorsunuz ki ordu, bütün ülkelerde siyasetin bir aygıtıdır ya da daha doğrusu, siyasi amaçlara hizmet eder. Ordu siyasetin dışındadır dendiği zaman, bu demektir ki asker, sen hep makineli tüfeği tanımaya bak, politikayla senin adına uğraşanlar, yani hakim sınıflar, nasıl olsa çıkar. Burjuvazi işbölümünü yapmıştır, politika yapmak onun işidir. Ordudaki işçi ve köylüler ise topun ağzındaki yem, öldürücü makinelerin köleleri. Gençlik, genç işçiler ve köylüler için de aynı şey söz konusudur. Oysa ki, politika bütün yaşamı doldurur, politikanın dışında olmak, politika yapmadan yaşamak, boşlukta yaşamak gibidir.
Ancak, politik çehresini genç insanlara göstermez burjuvazi, diyemez ki: on iki-on üç yaşındaki işçi oğlu, sen, dünyaya bir meslekte çıraklık edesin, sonra ömrünün sonuna kadar kanını, terini ve iliğini veresin, efendilerine emeğinin artı-değerini bırakasın diye geldin, geldin ki bu artı-değerin burjuvazi kendi kültürünü yaratsın, kendi lüksünü, sanatını oluştursun, kendi çocuklarını okutsun! İşte bunu açıkça söyleyemez burjuvazi, bu siyaseti genç işçilere dosdoğru söyleyemez. O, politikasını dolambaçlı söyler ve kinayelerle hiç fark ettirmeden üstü kapalı bir şekilde yürütür; okullarıyla, kiliseleriyle, basınıyla yapar bunu. Bu üstü kapalı, fark edilmez burjuvazi eğitimi, yani işçi ve köylülerin burjuva devleti, kendi çıkarları doğrultusunda eğitimi şu sloganın arkasına gizlemiştir: "Genç nesiller, politikanın dışında kalmalıdır." İşte Vladimir İlyiç'in bu alçakça iyi yüzlülüğe karşı verdiği amansız mücadelenin sebebi budur.
Gençler toplumun içinde yaşıyor, belirli şartlar içinde doğmuş bulunuyorlar, hayat mücadelesine doğru özel bir takım tarihi şartlarda ilerliyorlar. Bu delikanlılar gözlerini dünyaya ne kadar erken açarlarsa, yaşadıkları şartları da o kadar güçlü, o kadar derinlemesine kavrıyorlar. Yürüdükleri hayat yolu da onlar için öylesine kolaylaşıyor. (Gündelik Hayatın Sorunları, s.315 – L. Troçki)
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2018 tarihli 110. sayısında yayınlanmıştır.