Papaz kaçtı oyunu!
Rahip Brunson davasında Amerikan emperyalizminin talebi kabul gördü. Mahkeme saatlerce oyun oynadıktan sonra aldığı kararla adli kontrol uygulamasını kaldırdı ve Brunson’un ABD’ye gitmesinin önünü açtı. Brunson hakkındaki tutuklama ve ev hapsi kararlarında rol oynayan gizli tanıklar bu duruşmada dinlenmedi. Daha önce Brunson aleyhinde ifade veren kişiler “beni yanlış anladınız” türünden açıklamalar yapıp çark etti. Nihayet savcı aynı anda hem 10 yıl ceza isteyip hem de adli kontrol uygulamasının kaldırılmasını istedi. Mahkeme de Brunson’ı ABD’ye gönderecek şekilde ölçüp biçerek 3 yıl 1 ay cezaya hükmetti ve rahibi tahliye etti.
Kendi iradesi ile ifade vermeye gelen (bazıları bunun için yurtdışından gelen) akademisyenlerin, gazetecilerin hatta avukatların tutuklandığı, basın açıklaması yaptığı için öğrencilere yurtdışı yasağının konduğu bir ülkede Rahip Brunson’un Amerika’ya gönderilmesi emperyalizme teslimiyettir. Tarafların reddettiği gizli görüşme, pazarlık ve anlaşmaların varlığının göstergesidir. Olan bitenin başka hiçbir açıklaması yoktur olamaz.
Türkiye’de emperyalizme, sermayeye ve istibdada karşı mücadelenin iç içe geçtiğinin en çarpıcı örneği Brunson davasıdır. Türkiye emperyalizme teslim olmuştur çünkü Erdoğan başta olmak üzere iktidar piyasa ekonomisine bağlılık yemini etmiştir. Serbest piyasa demek emperyalizmin elindeki dolar sopasına karşı savunmasız kalmak demektir. Ve emperyalizm dolar sopasını kullanarak papazı kaçırmıştır. Emperyalizmin mahkemeden ısmarlama karar çıkartması ise ancak yargının tümüyle yürütmenin sultası olduğu bir istibdad rejiminin varlığı ile mümkün olmuştur.
Brunson’ın ne kadar suçlu olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak akademisyenlerin, gazetecilerin, avukatların, öğrencilerin, işçilerin ve sendikacıların sadece istibdada karşı çıktıkları için tutuklandığı, adli kontrol altına alındığı, işinden olup farklı şekillerde gadre uğradığı bir ülkede haksızlığın ve hukuksuzluğun ayyuka çıktığını gayet iyi biliyoruz. Bu haksızlıklar sürerken Rahip Brunson’un ABD’ye gönderilmesi adaletin tecelli etmesi değil bir milletin onurunun ayaklar altına alınmasıdır.