Tekno Maccaferri grevi: Kanun ordusu mu? Patron ordusu mu?
Düzce’de 31 Temmuz’da başlayan Tekno Maccaferri grevi 57. gününde anlaşmayla sonuçlandı. DİSK Birleşik Metal-İş sendikasına üye işçiler grevin sonunda %21 ücret zammı, sosyal haklarda %25 artış ve 60 günlük ikramiye elde etti. Ancak işçilerin esas kazanımı sözleşmede yazan bu rakamlar değil, OHAL koşullarında işçi mücadelesinin, tüm zorluklara rağmen başarıya ulaşabileceğini göstermek oldu.
Bilindiği gibi AKP iktidarı son dönemde Birleşik Metal-İş sendikasının Asil Çelik ve EMİS grevlerini Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklamıştı. Tekno Maccaferri’de ise grevi yasaklamayıp başka bir yol izledi: Grevi polis ve jandarma marifetiyle kırmayı ve fabrikayı sendikasızlaştırmayı hedefledi.
Özellikle patron kanuna aykırı şekilde yarı mamul malları, makineleri ve alet edevatı fabrika dışına çıkartmak istediğinde işçiler direnerek buna engel oldular. Kanuna göre, işverenin sadece grevden önce üretilmiş malları ve grevci işçilerin yerlerinde çalıştırılmamak kaydıyla greve katılmayan işçilerin ürettiklerini dışarı çıkarma serbestliği var. Tekno Maccaferri’de ise patron hiçbir tespit yaptırmadan sadece sözlü talepte bulunarak valiliği ve jandarma komutanlığını devreye soktu, işçileri darp ettirip kamyonların önünü açtı.
İşçilerin direnişini gündüz kıramayan işveren takip eden günlerde, geceleri fabrika önüne polis ve jandarma yığarak grev kırıcılığını sürdürdü. Burada önemli olan ise kanunları uygulamakla yükümlü olduğunu söyleyen, hatta sloganı “kanun ordusu” olan jandarma teşkilatının adeta patronun özel ordusu gibi hareket etmesidir. Sendika temsilcileri ve grev gözcülerinin yasal uyarıları dahi jandarma komutanlarını patronların yanında işçilere saldırmaktan alıkoymamıştır. Cebir ve şiddetle kamyonlar dışarı çıkarılmışsa da işçilerin iradesi kırılamamıştır. İki ay sonra yeniden masaya oturulmasını sağlayan da bu irade olmuştur.
Grevin en önemli kazanımı budur. İşçi sınıfının örgütlülüğü ve birliği, üretimden gelen gücüyle birleştiğinde daha büyük kazanımlar elde etmek mümkündür.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2017 tarihli 97. sayısında yayınlanmıştır.