Madalyonun iki yüzü
Uludağ Üniversitesi öğrencileri 6 Kasım 2015 tarihinde YÖK’ü protesto etmek amacıyla Mediko-Sosyal binası önünde bir basın açıklaması düzenlemişlerdi. Bu eylemde aralarında yoldaşlarımızın da bulunduğu 18 öğrenciye "Cumhurbaşkanına hakaret" sebebiyle dava açılmıştı. Dava, geçtiğimiz 24 Kasım 2016 Perşembe günü sonuçlandı. 16 öğrenciye 11 ay 20 gün hapis cezası verildi.
Bu madalyonun görünen kısmı. Peki, öbür tarafında yaşanan gerçek nedir? Gerçek şu: Cumhurbaşkanı’nın, hükümetin, burjuva partilerin temsilcilerinin ve bunların asıl hizmet ettiği kişiler yani patronların ortak korkusu, başta işçi sınıfı ve devrimciler olmak üzere tüm muhalif seslerdir. Bu yüzden üniversitelerde akademisyenlere, öğrencilere; fabrikalarda, madenlerde, plazalarda işçilere topyekûn saldırıyorlar. Yıldırmaya çalışıyorlar. Ancak hiçbir zaman bunu başaramayacaklarını bilmeleri onların uykularını kaçırıyor.
Uludağ Üniversitesi’nde yaşanan, bu korkunun sadece ufak bir yansımasıdır. Üniversitelerine Sütaş grevini, taşeron işçilerinin sorunlarını, metal grevlerini taşıyan öğrencileri artık hiçbir faaliyet gösteremeyecek konuma getirmek istiyorlar. Fabrikalarda, madenlerde katledilen işçilerin, harç parası için çalışırken ölen öğrencinin, yapılan yolsuzlukların, Kürt illerinde katledilen insanların dile getirilmesinden korkuyorlar.
Onların bildiği şeyi biz bir kez daha tekrar etmiş olalım: yılmayacağız! Mücadelemiz her daim güçlenerek ilerleyecek! Bulunduğumuz her yerde, fabrikalarımızda, okullarımızda, bizi zafere götüren yolda önümüze çıkan tüm engelleri aşarak devam edeceğiz!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2016 tarihli 86. sayısında yayınlanmıştır.