15 Aralık'ta ifade ve örgütlenme özgürlüğünü, grevi ve boykotu savunmaya!
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde araştırma görevlisi olan ve aynı zamanda üniversitenin Eğitim-Sen Baş Temsilciliği görevini yürüten Levent Dölek hakkında 12-13 Ekim'de yapılan eylemlerde öğrencileri boykota ve direnişe çağırma suçlamasıyla soruşturma açıldı. Aynı zamanda Devrimci İşçi Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı ve Gerçek Gazetesi yazarlarından olan Levent Dölek, 10 Ekim katliamının hesabını sormak için KESK'in ve DİSK'in ilan ettiği iki günlük grev sırasında İstanbul Üniversitesi'nin önünde bir konuşma yaparak AKP iktidarının ve Erdoğan'ın sorumluluğunu ortaya koymuş ve grev süresince polisin takındığı saldırgan tutumu protesto etmişti. Aynı günlerde üniversite öğrencileri de boykot çağrısı yaparak amfileri boşaltmış ve kitlesel olarak protestolarda yer almışlardı. Levent Dölek'in yanı sıra pek çok üniversite öğrencisine de boykot eylemi dolayısıyla soruşturma açıldı.
Göz göre göre katliamı gerçekleştiren tekfirci DAİŞ'li canlı bombaların, AKP iktidarının gözetiminde Adıyaman'da örgütlendiği, buradan Suriye'ye geçtiği, haklarında ailelerinden gelenler de dahil pek çok ihbar olduğu hâlde ellerini kollarını sallayarak Ankara'ya gelip yüzden fazla yoldaşımızı katlettiği ortaya çıkmıştı. DAİŞ kadar AKP iktidarı da bu katliamdan sorumluydu. O kadar ki daha bombalar henüz patlamış, onlarca insan yerlerde can çekişirken polis bölgeye gaz bombası atarak DAİŞ'in katliamında ölü sayısının artmasına katkı sunmuştu.
AKP iktidarı DAİŞ'in yarım kalan işini, sadece yaralıların üzerine gaz bombası atarak değil daha sonra emek ve meslek örgütlerinin katliamı protesto eden eylemlerine saldırarak da sürdürdü. İstanbul'da Cerrahpaşa, Kadıköy ve Sirkeci'de grev yapan emekçiler polis saldırısına uğradı. İstanbul Üniversitesi rektörlüğü de açtığı soruşturmalarla 10 Ekim katliamını halka daha fazla baskı uygulama vesilesi olarak gören devlet politikasını sürdürüyor. Rektörlük seçimlerinde açık oy farkıyla Prof. Dr. Raşit Tükel'in ardından ikinci olduğu hâlde, Erdoğan tarafından rektörlük koltuğuna oturtulan Mahmut Ak bu memuriyetin gereğini yapıyor. Haftalardır öğrencilerin astıkları afişleri bahane ederek polisi üniversiteye sokan Mahmut Ak'ın sıkıyönetim uyguladığı kampüslerde nedense 10 Ekim katliamını gerçekleştiren DAİŞ sempatizanı çeteler rahatlıkla sopalarla, bıçaklarla, satırlarla üniversiteye girip öğrencileri yaralayabiliyor.
Bu koşullar altında açılan soruşturmalara Eğitim-Sen'den öğretim üyeleri, emekçiler ve öğrenciler gereken karşılığı verecek. Soruşturma günü olan 15 Aralık, 10 Ekim katliamının hesabını bir kez daha sorma, bu katliamın işbirlikçilerini teşhir etme, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü savunma günü olacaktır.