AKP kadın düşmanlığını kışkırtıyor
Kadınların maruz kaldığı baskı, şiddet ve ayrımcılık, AKP dönemi ile birlikte başlamadı. Kadınların ezilmesinin asıl müsebbibinin yani erkek egemenliğinin kökleri çok daha uzun bir tarihe sahip. Ancak AKP, bugün kendi muhafazakar yaşam biçimini tüm topluma dayatan, kadınlara yönelik işlenen suçların en sivri uçta yer alan kışkırtıcısı konumunda. Neredeyse unutmamıza fırsat vermeden, her gün kadınları aşağılayan, bedenleri ve yaşamları üzerinde tahakküm kurmaya çalışan başka bir çıkış yapıyor. Bunca yıldır söylenenlerin hepsini yazmaya gazetemizin sayfaları yetmez. Yine de bazı çarpıcı ifadeleri hatırlamakta fayda var:
- "Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum",Tayyip Erdoğan
- "Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem" (Metin Lokumcu’nun ölümünün ardından gerçekleşen eylemlerde polisin saldırısı sonucu kalçası kırılan Dilşat Aktaş’la ilgili), Tayyip Erdoğan
- "Kadına şiddet abartılıyor", Tayyip Erdoğan
- "Genç nüfusun azalmaması için en az üç çocuk yapın", Tayyip Erdoğan
- "Her kürtaj bir Uluderedir", Tayyip Erdoğan
- "Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya..." (Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili), Tayyip Erdoğan
- "Kızlı-erkekli aynı evde ne yapıyorlar belli değil" (Öğrencilerle ilgili), Tayyip Erdoğan
- “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.”, Sağlık Bakanı olduğu dönemde Recep Akdağ
- “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.”, Melih Gökçek (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı)
- “Kızlarına sahip çıksalarmış” (Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili), İstanbul İl Emniyet Müdürü olduğu dönemde Celalettin Cerrah
- "Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek", Maliye Bakanı olduğu dönemde Mehmet Şimşek
- "Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın", Mehmet Şimşek
- "Türk kadını evinin süsüdür.", Milli Savunma Bakanı olduğu dönemde Vecdi Gönül
- "Medya olayları abartıyor, kadına yönelik şiddet algıda seçicilik!", Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduğu dönemde Fatma Şahin:
- "Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum", Ayhan Sefer Üstün (AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)
- Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı, Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.", Ayhan Sefer Üstün
- “Evdeki işler yetmiyor mu?" (Kendisinden iş isteyen kadına), Veysel Eroğlu (Orman ve Su İşleri Bakanı)
- “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır”, Süleyman Demirci (AKP Ordu Ünye Yöneticilerinden, bu açıklamanın ardından kadınlardan gelen baskı nedeniyle görevinden ve partisinden istifa etmek zorunda kaldı)
- “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.", Erhan Ekmekçi (AKP İl Genel Meclis Üyesi)
Hükümetin ve iktidar partisinin çeşitli düzeylerdeki temsilcilerinin ağzından bu tür açıklamalar yapılınca elbette erkek egemenliği de cesaretleniyor. AKP hükümetleri döneminde beş binden fazla kadının öldürülmesini ve kadın cinayetlerinin yüzde 1400 artmasını yani 14 katına çıkmasını tetikliyor. AKP işsizliğin faturasını kadınların çalışmasına bağladıkça kadınlar çalışmak istediği için öldürülüyor, işyerinde aşağılanıyor. Kadınlar yok evin süsüydü yok perdesiydi derken ev dışında sosyal yaşamın içinde yer alan emekçi kadınlara, genç öğrenci kadınlara yönelik taciz tecavüzü meşrulaştırıyor.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mart 2015 tarihli 65. sayısında yayınlanmıştır.