İzmir’de “Taşerona Hayır” mitingi yapıldı
İzenerji işçileri günlerdir taşerona karşı direnişlerini sürdürmekte. Taşerona karşı mücadeleyi birleştirmek için 22 Eylül Pazartesi günü, İzmir’de İZENERJİ işçilerinin başını çektiği ‘’Taşerona hayır’’ mitingi yapıldı. Eylem İzmir Basmane meydanında saat 16.00’da başlarken yürüyüşe DİSK, KESK, TÜRK-İŞ ve siyasi partiler katıldı.
Yürüyüş alkışlar ve sloganlar eşliğinde Basmane meydanında başladı. Basmane meydanından Gündoğdu meydanına kadar süren yürüyüşe Devrimci İşçi Partisi de katıldı. Eylemde , “Taşeron ölümdür, yasaklansın!’’, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek’’, “Katillerden hesabı emekçiler soracak!’’, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!’’ sloganları atıldı. Gündoğdu meydanına gelindikten sonra, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden işçiler için bir dakika saygı duruşu yapılmasının ardından, hazırlanan siyah balonlar gökyüzüne bırakıldı. Saygı duruşundan sonra, DİSK genel başkanı Kani Beko ve Genel-İş 2 No’lu Şube başkanı Taner Şanlı konuşma yaptılar. Her iki konuşmacı da taşerona karşı mücadelenin kazanılıncaya kadar süreceğini vurguladılar. Ayrıca miting esnasında Disk Tekstil İşçileri Sendikası Genel başkanı Rıdvan Budak’a fiziki bir saldırı gerçekleşti. DİSK yöneticileri ve temsilcileri araya girerek saldırıyı engellediler. Eylem müzik dinletisiyle son buldu.
Rıdvan Budak’a fiziki saldırı
Miting esnasından BDSP’li bir grup tarafından Rıdvan Budak’a Greif direnişinde ve işgalinde aldığı tutum yüzünden saldırı gerçekleştirildi. Saldırının hemen ertesinde mitingde bulunan işçiler tarafından Rıdvan Budak korunmak istenmiş, BDSP’ye yüzlerce işçi ve emekçi tarafından müdahale edilmiştir. Baştan söylemek gerekirse, Devrimci İşçi Partisi olarak, Rıdvan Budak başta olmak üzere bütün sendika bürokratlarına karşı mücadele ederiz. Onları sendika koltuklarından def etmek için elimizden geleni yaparız. Ancak Rıdvan Budak’a yapılacak bir fiziki saldırıyı onaylamamanın yanı sıra, belirtmek isteriz ki bu saldırı sonucu yüzlerce işçinin miting alanını terk etmesi, sınıf dayanışması ve sınıf çıkarı yerine dar grup çıkarının ikame edilmesi ve nihayetinde İzenerji işçileri başta olmak üzere alandaki bütün işçilerin demoralizasyon ve atomizasyonuna yol açmıştır. Açık söyleyelim: birileri mitingi dağıtmak için provokatif bir eylem yapacak olsaydı, başka bir şey yapması gerekmezdi. Bu eylem, sendika bürokrasisinin kaybı değil tam tersine sendikal bürokrasisinin güçlenmesine yol açmıştır. Alanda yalnızca birkaç yüz işçinin, emekçinin kalmasına ve mitingin daralmasına yol açmıştır. Son olarak diyoruz ki, sendika bürokrasisi ile mücadele ederken, binlerce işçinin kaybedilmesi biz komünistlerin tarzı ve tavrı olamaz.