28 Mayıs 2014, Çarşamba
Bursa’da, işçiler "taşerona hayır" demek için yürüdü
DİSK’in çağrısıyla için ve Soma’da yaşanan büyük iş cinayetine karşı Taşerona Hayır demek için 28 Mayıs günü Bursa Kent Meydanında toplanan aralarında Devrimci İşçi Partisi’nin de bulunduğu kitle Fomara Meydanına yürüdü.
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde yapılan Maliye, Hazine ve Çalışma Bakanlığı'nın birlikte hazırladığı taslak ile birlikte patronlar asıl işlerini de taşeron işçilere yaptırabilecek. Böylece fabrikada, hastanede, medya sektöründe taşeron işçi, doktor, hemşire, gazeteci çalıştırmak mümkün hale gelebilecek. Taşeronun aldığı canların en kitlesel olanı geçtiğimiz haftalarda yaşanan Soma Katliamı idi. Güvencesiz, denetimsiz çalışmanın ve özelleştirmenin kurbanı olan kaybettiğimiz işçilerimizin acısı bu kadar taze iken taşeronun kaldırılmasına yönelik değil de güçlendirilmesi ve sistemleştirilmesi adına yapılan bu yasa değişiklikleri burjuvazinin işçi sınıfına yönelik kan emiciliğini açıkça gözler önüne seriyor.
İşçi sınıfına yapılan bu saldırılara karşı Disk’in çağrısıyla Bursa’da Kent Meydanı’nda toplanan kitle ‘’Zafer, Direnen Emekçinin Olacak’’,’’ Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam’’,’’Susma Haykır, Taşerona Hayır’’ sloganlarıyla Fomara Meydanına yürüdü. Disk Güney Marmara Bölge Temsilcisi Ayhan Ekinci’nin basın açıklamasıyla eylem sona erdi.
Yapılan basın açıklaması şöyle idi:
Soma Kaza ve Kader değil cinayettir!
Taşeron ölüm ve kölelik demektir!
İşçi cinayetlerine ve taşeron köleliğine karşı bugün burada toplandık.
Soma’da 300’ün üzerinde işçi kardeşimizi yitirdiğimiz katliamın ardından Türkiye’de milyonlar Soma’yı unutmayacağına ve unutturmayacağına söz verdi.
Soma’yı unutmamak ve unutturmamak demek, katliamın faillerinin hesap vermesi için mücadele etmek demektir.
Soma’yı unutmamak ve unutturmamak demek işçi kardeşlerimizi ölüme götüren ve milyonlarca işçiyi-emekçiyi güvencesizliğe mahkûm eden kölece çalışma düzenine son vermek demektir.
Soma’da 301 kardeşimizi yitirmemizin başlıca sebebi, gizli veya açık, yasal ve yasadışı biçimde büyütülen, beslenen taşeron düzenidir. AKP iktidara geldiğinde,2002 yılında 387 bin civarında olan kayıtlı taşeron işçi sayısı, bugün 2 milyona yaklaşmıştır. Bugün kamuda her bir kamu işçisi başına 2-3 taşeron işçisi düşmektedir.
Taşeron düzeni başta olmak üzere, tüm güvencesiz çalıştırma biçimleri işçilerin sadece bugününü değil, başta emeklilik olmak üzere tüm sosyal haklarını yani geleceğini de çalmaktadır.
AKP iktidarı ise maliyetleri düşürmek için yıllardır sayısı artırdığı taşeron işçilerin sayısını artıracak, Soma’daki fiili taşeron sistemini yasallaştıracak ve tüm ülkeye yayacak bir yasal düzenleme hazırlamaktadır.
Bizlerden sır gibi saklanan ancak ’’taşerona müjde’’ sloganıyla medyada pazarlanan bu yasa tasarısı, basına yansıdığı biçimde meclisten geçerse daha fazla Soma, daha fazla ölüm, daha fazla kölelik getirecektir.
Kimse Türkiye işçi sınıfını, emekçileri vaatler ile kandırmaya kalkmasın, köleliğe daha fazla sabredeceğimizi sanmasın. Ülkeyi yönetenler işçileri ve emekçileri iç savaş provokasyonları ile birbirine düşürmeye kalkmasın. Çünkü işçiler ve emekçiler artık şu gerçeğin farkındadır: Bu ölüm ve kölelik düzeni, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, kadın-erkek hepimizin yaşamını ve geleceğini tehdit ediyor.
Türkiye’de güvenceli iş ve insanca yaşam hakkı gasp edilen milyonlar için gün güvencesiz ve kölece çalıştırmaya karşı birlik olma ve mücadeleyi yükseltme günüdür. Mücadelemizin talepleri şunlardır:
1.Milyonlarca işçi için kölelik ve ölüm anlamına gelen taşeron çalıştırma kayıtsız şartsız, derhal yasaklanmalıdır.
2.Özelleştirilen, teşeron şirketlere devredilen tüm madenler yeniden kamu eliyle işletilmelidir.
3.İş sağlığı ve güvenliği adı altında bu alanı taşerona devreden, piyasaya açan yasa çöpe atılmalıdır. İşyerlerinde tüm denetim yetkisi emek ve meslek örgütlerine verilmelidir.
4.Çalışma ve Enerji bakanları derhal istifa etmelidir.
Bu talepler için mücadele çocuklarımız ve Soma’da yitirdiğimiz işçilerin bize verdiği bir görevdir. Biz, DİSK olarak bir kez daha ilan ediyoruz ki bu görevin gereğini yapmak boynumuzun borcudur.
Çünkü bu dava, işçinin canının koruma davasıdır.
Çünkü bu dava, işçinin insan olarak kabul ettirilmesi davasıdır.
Çünkü bu dava, işçilerin emekçilerin yaşama davasıdır.
Tüm işçileri, emekçileri, emek dostlarını, genç-yaşlı, kadın-erkek tüm halkımızı, taşeron köleliğine ve işçi ölümlerine karşı bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.
Ayhan Ekinci
Disk Güney Marmara Bölge Temsilcisi