Emekçiler adalet istiyor, CHP patronlara mektup yazıyor!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, partisi adına bir mektup yazarak  patron örgütleri TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği), TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) ve MÜSİAD'ı (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) adalet yürüyüşüne davet etti. Mektupta büyük patronlar şu ifadelerle yürüyüşe çağrıldı: "Bugün keyfi uygulamalar ve hukuksuz yargılamalar nedeniyle mülkün temeli çökmüş durumdadır. Ülkemizin bu tablo ile geleceğe yürümesi mümkün değildir. Adaletin olmadığı yerde can ve mal güvenliği, yatırım, üretim, iş, aş ve huzur olmaz. Bunu en yakından bilenler sizlersiniz. Adalet ve demokrasi mücadelesine verilen her türlü destek, çok değerli ve iyi bir gelecek için çok önemlidir. İş dünyamızın, ülkemizin can alıcı sorunlarına kayıtsız kalamayacağına inanıyorum. Bu çerçevede, 9 Temmuz 2017 saat 18.00’de İstanbul Maltepe’de düzenlenecek miting ile sona erecek olan Adalet Yürüyüşü’nün, herhangi bir aşamasında parçası olmanız, daha özgür, daha güvenli bir Türkiye için önemli bir katkı olacaktır."

2017'nin ilk çeyreğinde Koç Holding, 22,3 milyar lira gelir ve yüzde 118 kâr artışı açıklarken, Türkiye'nin en büyük 500 şirketi ortalama yüzde 25 büyümüşken, net kârları yüzde 48,5 artarak 42,5 milyar liraya ulaşmışken, Türkiye'de 10 milyar liranın üzerinde satış geliri olan şirket sayısı 17'den 20'ye çıkmışken, CHP'nin mektubu sayesinde "mülkün temeli"nin çökmüş olduğunu ve bunu en iyi bilenin de patronlar olduğunu öğreniyoruz.

Halbuki gerçeğe baktığımızda mülkün temeli çökmek bir yana patronların, Erdoğan'ın deyimiyle "önlerini açan" OHAL sayesinde mülklerine kat üstüne kat çıktığını görüyoruz. Bunu da en iyi bilenler Türkiye'nin büyük patronları.  

Patronlar OHAL'de kârlarına kâr katarken, asgari ücret ise hala açlık sınırının altında. İşten çıkarmalar tam hızla devam ediyor. Taşeron işçileri OHAL'den önce de OHAL sırasında da kendi lehlerine olan mahkeme kararlarının uygulanmasını istiyor. Tabii belediyelerinde örgütlenmek isteyen taşeron işçilerini işten atan, belediye şirketlerini özelleştirerek işçilerin toplu sözleşme haklarını baltalamaya çalışan, üstelik bu işçi düşmanı uygulamalara "adalet yürüyüşü" sırasında bile devam etmekten imtina etmeyin CHP'nin işçilerle değil de patronlarla gönül birliği yapmasında, patronlarla kol kola yürümek istemesinde şaşılacak bir şey yok.

Sınıf bilincini tümden yitirimiş solcularımız adalet yürüyüşünü bir halk yürüyüşüne çevirmeyi hayal ederken, CHP halkın haklı taleplerle katıldığı yürüyüşü emperyalizmin ve patronların peşine takıyor. CHP liderliğinin bu çabaları halkın haklı adalet talebine gölge düşürmez. Ancak yaşananlar bu talebin emperyalizmin ve patronların peşinden giderek değil emperyalizme ve patronlara karşı yükseltilmesi gerektiğini göstermektedir. Çünkü adaletsizliği en iyi Koç'lar değil Koç'ların işten attığı, OHAL'in grevlerini yasakladığı binlerce işçi biliyor. Emekçi milyonlar emperyalizme bir kurtarıcı olarak değil düşmanca ve öfkeyle bakıyor. Adalet için patronlara mektup yazanlarla değil patronlara karşı fabrikalarda işyerlerinde direnen işçilerle birlikte yürümek gerekiyor. Bir kez daha görüyoruz ki bu ikisi birlikte olmuyor.