Dünyanın çatısında siyasi kriz
Donald Trump başkan sıfatıyla dış dünyaya ilk gezisini büyük bir gösterişle yaparken Amerikan siyasi sistemi, derin bir krizin yer sarsıntılarını gittikçe daha fazla duyuyor. Bilindiği gibi Donald Trump’a ABD sermayesinin küreselci kanadı karşı. Çıkarları dünyanın her yerinde satış, üretim, finansman ve tedarike dayanan, daha ziyade modern dijital teknoloji alanında çalışan şirketler ile Trump arasında daimi bir gerilim var. Bu Trump’ın büyük medya ile de gerginlikler yaşamasında ifadesini buluyor. Bunun en son örneği Trump’ın iklim değişikliğine karşı imzalanmış olan Paris Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrasında ortaya çıktı. Bir dizi çokuluslu şirket bu karara kulak vermeyeceklerini ve Paris Sözleşmesi’nin hükümlerine uygun davranmaya devam edeceklerini açıkladı. Trump ise çevreyi mahveden sermaye gruplarının çıkarlarını savunuyor: petrol, kömür madenleri, otomotiv ve bunların yanı sıra ABD ekonomisinin iç pazarına kıstırılmış sektörler (örneğin demir-çelik). İşte ABD sermayesi içindeki bu yarılma, siyasi sistemde ciddi bir krize yol açıyor.
Trump Paris Sözleşmesi’nden çekilince bir dizi eyalet (en başta dev New York ve Kaliforniya eyaletleri) ve büyük metropollerin belediyeleri, sözleşmeye uymaya devam edeceklerini açıkladı. Bu tür bir çelişki, bütünüyle aynı çizgiler üzerinden (yani küreselci sermaye ve en gelişkin ekonomiye sahip eyaletler) Müslüman ulusların mensuplarının ABD’ye girmesini yasaklayan kararname konusunda da ortaya çıkmıştı. Gerçek o zaman ABD’nin yargı sistemi ve eyalet yönetimleri ile merkezi federal hükümeti arasında ciddi bir savaş başlamakta olduğunu dile getirmişti. Bugün aynı çatlak genişliyor.
Ama bundan da önemlisi, Rusya tartışması. Bilindiği gibi, Trump ve ekibinin Rusya ile özel bir anlaşma içinde olduğu, hatta Rusya’ya ulusal güvenliği ilgilendiren gizli belgeleri sızdırmaya başladığı ileri sürülüyor. Trump’ın bu konuda araştırma yapmakta olan iç istihbarat örgütü FBI’ın başkanı Comey’i hoyratça görevden alması, siyasi sistemi sarsıntıya sürüklemiş bulunuyor. Adalet Bakanlığı (başkan Richard Nixon’u 1975’te istifaya zorlayan) Watergate skandalından bu yana ilk kez bir “özel savcı” atadı. Savcı (mânidar biçimde) yine FBI’ın eski başkanı ünlü Robert Mueller. Öyle görünüyor ki, Gerçek’in daha ilk günlerden itibaren söz ettiği azil (İngilizce terimle “impeachment”) sürecine giden yolda ilk adım atılmış bulunuyor. Küreselci nizam Trump’ın başında Demokles’in kılıcını sallandırıyor. Bu, Suudi Arabistan’daki ziyarette Trump’ın pek eğlenerek yaptığı geleneksel kılıç dansına benzemeyecektir!
Trump ilk dünya turunda öteki emperyalistlerle, en başta Merkel’le de birbirine girdi. (Bu konuda Yılmaz Tan’ın köşe yazısına bakılabilir.) Emperyalist kapitalizm Üçüncü Büyük Depresyon’un etkisi altında siyasi yapılarında çatırdama yaşıyor!