Şiddete ve sömürüye karşı emekçi kadınlar en öne! Örgütlenmeye ve mücadeleye!

Şiddete ve sömürüye karşı emekçi kadınlar en öne! Örgütlenmeye ve mücadeleye!

Her yıl dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de binlerce kadın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü için alanlara çıkacak. Türkiye’deki kadınlar bu yıl 25 Kasım’da baskıya, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan, katledilen binlerce kadının öfkesiyle alanda olacak.

Türkiye kadınların hayatta kalmak için mücadele etmekten başka şansının olmadığı bir ülkeye dönüştü. 2024 yılının başından Ekim ayı sonuna kadar 338 kadın katledildi, bu 10 aylık süreçte 184 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu cinayetlerin birçoğu “üçüncü sayfa” haberlerinde bile yer almazken, her geçen gün artan şiddet, taciz, tecavüz vakaları artık vahşilik seviyesine göre kamuoyunun gündemi haline geliyor. Kamuoyunun gündemine gelmeyen vakalarda adalet sistemi neredeyse işlemiyor.

Devlet şiddeti körüklüyor

Kadına yönelik şiddeti önlemesi gereken devlet mekanizmalarının tamamı şiddeti durdurmak yerine adeta körüklüyor. Kadınlar şiddete, tacize ya da tecavüze uğrarken, katledilirken ortalıkta olmayan istibdadın kolluk kuvvetleri buna karşı ses çıkaran kadınların karşısına dikiliyor. Uzaklaştırma kararı için karakola başvuran kadını “aile içinde olur böyle şeyler” diyerek şiddet mahaline geri gönderiyor, sokak ortasında genç bir kadını taciz eden erkekleri ifadeden sonra serbest bırakıyor. Kadınların defalarca uzaklaştırma kararı aldırdıkları erkekler tarafından göz göre göre katledildiği, mahkemelerin haksız tahrik, iyi hal indirimleri gibi cezasızlık uygulamalarıyla failleri koruduğu bu ortam, kadınlar için kelimenin tam anlamıyla yaşam savaşına dönüşüyor. Cezasız kalmak failleri cesaretlendiriyor. Üstelik erkek egemen kapitalist sistem kadınların kazanılmış haklarına sürekli saldırarak kadınları eşitsiz, güvencesiz bir sömürü düzeninde yaşamaya zorluyor.

Bu nedenle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü kadınlar için daha anlamlı bir hal alıyor. Kadınların erkek egemen kapitalist sistemin barbarlığına karşı verdiği bu savaş, bugünü tarihe yazdıran ve bundan 64 yıl önce Mirabel kardeşlerin Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı verdiği mücadele kadar hayat memat meselesidir.

25 Kasım milat olmalı

Ne yazık ki kadınların tekil mücadeleleri bu savaşı kazanmaya yeterli değildir. Bu 25 Kasım, kadınlar için yeni bir mücadelenin fitili olmalı, istibdada, erkek egemen kapitalist sisteme, şiddete ve sömürüye karşı örgütlü bir güçle mücadele edilmelidir. Erkek egemen kapitalist sistemin eşitsizliğini en derinden yaşayan ve fabrika önlerinde, “iş, aş, hürriyet” için mücadeleye atıldığında istibdadın polisinin, jandarmasının şiddetiyle karşılaşan emekçi kadınlar yaşamlarını ve geleceklerini savunmak, kazanılmış haklarını korumak, kadın erkek eşitliğini sağlamak için fabrikalarda, mahallelerde ve her yerde en öne çıkmalıdır. Kadın cinayetleri ve şiddete karşı özsavunma örgütleri kurulmalıdır.

Yaşamak için savaşmaktan başka şansı kalmayan tüm emekçi kadınları şiddete karşı örgütlenmeye, özsavunma örgütleri kurmaya, erkek egemen kapitalizme ve istibdada karşı mücadelede en öne çağırıyoruz!

  • Erkek şiddetine karşı öz savunma örgütlenmeleri kuralım!

  • Erkek egemen kapitalist sisteme karşı emekçi kadınlar en öne!
     

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasim 2024 tarihli 182. sayısında yayınlanmıştır.