Grev bitse de mücadele sürmeli

Teksif ile tekstil patronları sendikasının yürüttüğü 23.dönem toplu iş sözleşmelerinde ortaya çıkan anlaşmazlıktan dolayı on bine yakın tekstil işçisi greve gitti. Tekstil işçilerinin ana talepleri yıllık ikramiye sayısının 4'e çıkması, fazla mesailerin yüzde 100 ödenmesi, kıdem zammı ve yıllık yüzde 15 zamdı.

Gelinen noktada 10 günlük grevin belli kazanımlarla sonlandığını söylemek mümkün. Yıllık ikramiye sayısı 4'e çıkarılmış durumda. Ancak çoğu asgari ücret seviyesinde ücret alan işçilerin, maaş zammı konusunda bir kazanımı bulunmuyor. Yıllık 7 TL kıdem zammı, imzalanan sözleşmede yer alıyor. Ancak burada da kıdem üst sınırı 10 yıl olarak belirlendi.

Grevin etkisini büyütelim

Toplamda 30'a yakın işyerinde 10 bin tekstil işçisinin yaktığı grev ateşi önemlidir. Zira tekstil sektörü iş güvencesinin olmadığı, düşük ücret ve uzun çalışma saatlerinin olduğu bir sektördür. Grev kölelik koşullarının ortadan kaldırılması ve daha önce kaybedilen hakların tekrardan kazanılması için ilk adım olacaktır. Grevin talepleri, tekstil işçilerinin daha önce kriz bahanesiyle kaybettikleri haklarından oluşuyordu.

Grevde bazı noktaların üzerinde durulması gerekiyor. Teksif, İstanbul'da bütün işyerlerinde grevci işçileri, fabrikalardan uzaklaştırmak için yoğun bir çaba harcamıştır. Grevin kapılarını sadece kendi işçilerine değil diğer sektörlerden işçi kardeşlerine de kapatmak istemiştir. Bazı fabrikalara zaman zaman dayanışma amacıyla gelenler grev alanına alınmamıştır.

Bir grevin başarıya ulaşması greve katılan işçi sayısıyla ilgilidir. Greve katılım tüm fabrikalarda yüzde 100'e yakındır. Ancak tek başına bu yeterli olamaz. Grev silahını kuşanmış işçiler, ekmek mücadelesinde çıtayı yükseltmişledir. Ancak sendika bürokrasisi, grevin yükselteceği sınıf bilincinden çekinmiştir. Apar topar grevin bitirilmesi buna işarettir. Grevin taleplerinin altında bir sözleşmeye imza atılmıştır.

Tekstil işçileri yeni bir döneme giriyorlar

Kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesi başta olmak üzere işçi sınıfının haklarına yönelik nice saldırılar hükümetin dosyalarında yer almaktadır. Ekonomik kriz büyüdüğünde bundan ilk etkilenen sektörlerden birisi tekstil sektörü olacaktır. Dün mücadeleyle kazanılan haklar patronlar tarafından geri alınmak istenecek, kitlesel işten çıkarmalar gündeme gelecektir. Bunları söylemek için kahin olmaya gerek yok. Çünkü tekstil işçileri daha önceki krizlerde bu bedeli bizzat ödemiştir.

Bu kez bedeli biz ödemeyelim

İşçilerin çok büyük bir çoğunluğu grev tecrübesini ilk kez yaşamıştır. Tekstil işçileri grev sanatını öğrenmişlerdir. Patronların haklarımıza yönelik saldırılarına karşı kararlılıkla durmak gerekir. Bunun için fabrikalarda işyeri komitelerini kurmak gerekir. Mücadelelerimize sahip çıkmak, masa başı pazarlıklarda kaybetmemek için birleşmek durumundayız. Hem patronlara hem de işçileri grev alanından uzaklaştran sendika bürokratlarına karşı işçiler insiyatifi ellerine almalıdırlar.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Eylül 2013 tarihli 47. sayısında yayınlanmıştır.