Gebze Smart Solar grevinden bir işçi kadın: Korkmuyoruz!

Gebze Smart Solar grevinden bir işçi kadın: Korkmuyoruz!

Öncelikle tüm işçi sınıfına ve tüm emekçi kardeşlerime selamlar ve sevgiler. Dokuz yıldır faaliyette olan Smart Solar’da çalışıyorum. Hani bize tarih dersinde öğretirler ya Milattan Önce / Milattan Sonra diye, işte bizim için de sendikadan önce ve sendikadan sonra diye başlamak istiyorum. Bunları anlatayım ki tüm işçi kardeşlerim örgütlenmenin önemini daha net bilsinler.

Kadın işçilerin çoğunlukta olduğu bir fabrikayız. Ama çoğu zaman fabrikada sanki hiç erkek yokmuş gibi bütün ağır işleri kadınlara yaptırdıkları dönemlere şahit olduk. Erkekler çay alanında rahatça mola yaparken kadınları depoya indirip 25-30 kiloluk panelleri kadın işçilere istiflettirip paketlettirdiler. Kendi işleri, kendi alanları olmamasına rağmen kadınları bu işleri yapmaya mecbur bıraktılar. İtiraz edene de hemen çıkış kapısı gösterildi. Moladan 1 dakika geç gelen kadına hesap soruldu, tutanak imzalatıldı. Mazeretleri hep kulak ardı edildi. Erkekler moladan geç gelince bunun hesabını sormadılar, soramadılar. Hakkını arayan kadınları oradan oraya sürdüler, işini değiştirdiler, vardiyasını değiştirdiler. Bu düzen hep böyle gider zannettiler, yine iftiralarla, mobbinglerle bir kadın arkadaşımız işten çıkarılana kadar. İşte bu bizim için milât oldu. Artık hiçbir işçinin yapılan bir haksızlığa daha tahammülü kalmamıştı çünkü. İşte o zaman birliğimizin gücünü gördük ve bütün işçiler olarak işgal kararı aldık. İşten çıkartılan arkadaşımızı işe geri aldırdık. O işgalden sonra dengeler biraz değişmeye başladı. Bütün arkadaşlarımız sendikanın, daha doğrusu örgütlenmenin, birlik olmanın önemini, birlik olursak karşımızda hiçbir zorluğun, zorbalığın duramayacağını anladı ve Birleşik Metal-İş sendikası çatısı altında birleşerek yetki belgesini aldık. Aldık ama patron her zamanki gibi işleri yine zora soktu. İtirazlar, mahkeme süreçleri falan derken yine grev kararı aldığımız bir süreçte patron bu defa geri adım attı ve ilk sözleşmemizi imzaladık. O dönemin şartlarına göre çok iyi denebilecek bir sözleşmeyle hepimiz emeğimizin karşılığını aldık. İki senenin sonunda ikinci sözleşme zamanımız geldiğinde patron yine bizi ezmeye, emeğimizi, alın terimizi hiçmişiz gibi görmezden gelmeye devam etti. Bütün bu süreç boyunca hiçbir adım atılmadığı gibi bize sadece ve sadece 3 bin lira verebileceklerini söyledi. Kendimizi hiç bu kadar aşağılanmış hissetmedik. Düşünün ki bu işçiler 12 saat boyunca, 2 vardiya çalışıp aylarca buna devam ettiler. Bu işçiler tüm dünyada hayat durma noktasına geldiğinde bile ölümü dahi göze alarak pandemi döneminde bu fabrikanın bacasını tüttürüp çarkını döndürdüler. Ne hafta sonu ne resmi tatil olmadan, ne zaman istendiyse mesai yapıldı. Elde edilen kârlar ile İzmir’de bir panel fabrikası, bir de panel hammaddesi olan hücre fabrikası açıldı. Söz konusu olan işçinin emeğinin karşılığı olunca bütün haber kanallarına çıkıp yatırımlarını her yerde anlatan patronumuz ağzını açamaz oluyor. Senede bir defaya mahsus olarak vereceği en yükseği (üniversite öğrencileri için) 3750 TL olan eğitim yardımını vermeye gelince parası olmadığını söylüyor. 260 işçiye bayramda vereceği çikolatayı bile çok görüyor. Evde ağzı emzikli bebeklerini bırakıp işe çalışmaya gelen kadınlarımızın fedakarlığının karşılığı 3 bin lira mı? Tek gayesi evine ekmek götürmek için gece gündüz çalışan işçinin, pandemi boyunca ölümü göze alıp gelmesinin karşılığı mı 3 bin lira? Yoksulluk sınırının bile 100 bin lira olduğu ülkemizde gıdadan giyime, eğitimden ulaşıma, barınmaya her gün durmadan zam gelirken bize verilmek istenen sadece ve sadece 3 bin lira. Ev kiralarının bile asgari ücretin üstünde olduğu bir dönemde bize layık görülen sadece 3 bin lira...

İşçileri, fabrikayı kapatmakla tehdit eden ve işçilerini 3 bin liraya layık gören patrona verilen en güzel cevaptı grev. Bıçağın kemiğe dayandığı andı bu grev. Baskıya, mobbinge, korkutmalara karşı en güzel cevaptı grev. Anladık ki biz birlik olup korkmadan, yılmadan patronun karşısında tek yumruk, tek ses, tek yürek olmadıkça bu zulmün sonu gelmeyecekti. Artık hiçbirimiz bu baskıya, bu düzene boyun eğmeyeceğiz. Hep birlikte ezilen, hakları gasp edilen, emeği, zamanı çalınan bütün işçiler adına haykırıyoruz.

Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!

Yaşasın örgütlü dayanışmamız, yaşasın işçilerin birliği!

Gebze Smart Solar grevinden bir işçi kadın