Soma katliamı davası: Patronların aklandığı 7 yıllık bir tiyatro!

Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından verilen bozma kararı sonrası yeniden görülmeye başlanan Soma katliamı davasında karar çıktı. 301 maden işçisinin göz göre göre ölümüne yol açan patron Can Gürkan’a 20 yıl hapis cezası verildi. Baş mühendisler Efkan Kurt ve Adem Osmanoğlu’na 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Madende kriz masasından sorumlu ve havalandırma sistemini ters yöne çevirerek katliamın ağırlaşmasına sebep olan başmühendislerden, şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Evinç ise beraat etti. Hüküm açıklanırken maden işçilerinin aileleri ile avukatları mahkeme heyetini bağırışları ile protesto etti. Bu karara göre geçtiğimiz yıl yasalaşan infaz kanunu ile birlikte Can Gürkan en fazla birkaç ay daha cezaevinde kalacak. 301 maden işçisini hiçbir tedbir almayan, “ölürlerse ölsünler” mantığı ile göçük tehlikesi altında çalıştırarak karına kar katan Can Gürkan’a istibdadın yargısının uygun gördüğü ceza sadece birkaç aydır. Ceza alan sanıklar tutuklanmadı. Üstüne üstlük Can Gürkan’ın tekrar maden işletmesi, başka katliamlara sebep olmasının önünde ise hiçbir engel bulunmuyor. Mahkemece, maden işletmenin ruhsata bağlı yürütülmediği gerekçesiyle Can Gürkan’ın maden işletmesinin yasaklanmasına yer olmadığına karar verildi. Yani maden sahası işletme ruhsatları iptal edilmedi.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın Yargıtay tarafından bozulmasından önce Mahkeme, Can Gürkan’a 15 yıl hapis cezası vermişti. Yargıtay tarafından Ekim 2020’de verilen bozma kararı ile patron sanık Can Gürkan’ın olası kasıtla, yani “olursa olsun” mantığı ile hareket ettiğine hükmedilmiş, tüm iş cinayetleri bakımından emsal olacak bu karar, istibdadın Yargıtay’a yaptığı atamalar sonrasında yine Yargıtay eliyle değiştirilmiş, sanıkların “taksir”le insan öldürme suçundan yargılanması gerektiğine karar verilmişti. Can Gürkan’ın “saha bilgisi” gerekçe gösterilerek ceza göstermelik şekilde artırılmıştır. Halbuki göz göre göre gelen katliama ilişkin hiçbir önlem almayan, tedbirleri birer maliyet kalemi olarak gören patronun kasten öldürmeden yargılanması gerekirdi.

Davamız kimse ekmeğini kazanırken ölmesin diye”

Türkiye'nin en büyük işçi katliamına ilişkin davanın yeniden yargılamasında üçüncü duruşma, 13 Haziran 2021 tarihinde yapıldı ve Mahkeme kararın açıklanması için duruşmayı 16 Haziran’a erteledi. Duruşma öncesi madenci aileleri, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri adliye önüne yürüyüşler gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından madencilerin avukatı Can Atalay, bu davanın Türkiye işçi sınıfı için önemini vurgulayarak, “Davamız kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir. Maden ocağında, daha önceden işçilerin öleceğini görmüşler ve alabilecekleri hiçbir önlemi almamışlar. Ermenek’i, Hendek’i ve Türkiye’nin dört bir yanı bugün Soma’ya bakıyor” dedi. Yargıtay’ın bozma kararıyla yeniden yargılaması yapılan Soma Holding’in patronu Can Gürkan, yönetim kurulu üyesi Haluk Evinç, Türkiye Kömür İşletmeleri baş kontrolörleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt ise Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya gelmedi. Gürkan, duruşmaya başka bir şehirden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Patron Can Gürkan'ın savunmasında sarf ettiği sözler, madenci aileleri tarafından tepkiyle karşılandı. Reddi hakim taleplerinin ısrarla reddedildiğini dile getiren madenci aileleri ve avukatları, mahkeme heyetine güvenmediklerini “Elbistan’ın katillerini boşa çıkardığınız gibi bunu da boşa çıkaracaksınız. Sana inanmıyoruz” diyerek dile getirmişti.

Dava başından itibaren skandallarla dolu

7 yıldır görülen Soma katliamı davası başından itibaren türlü skandallara şahit oldu. 2017 yılında dava esnasında savcı mahkeme heyetine mütalaasını açıklayacağını söyledi. Mütalaadan hemen önce duruşmaya 5 dakika ara verildi, o 5 dakikalık arada savcı mütalaasını açıklamaktan vazgeçti. Takip eden 1,5 yıl boyunca savcı esas hakkındaki mütalaasını vermedi. 2018 yılında Can Gürkan'a yurtdışı yasağı verilerek tahliye edildi. Bu süreçte yargılama uzatıldı, 3 savcı ve mahkeme heyeti değişti. Yine Yargıtay'a yapılan müdahaleyle, Yargıtay 12.Ceza Dairesinin 5 üyesinden 3'ü değiştirildi. Değiştirilen 3 üye uzun yıllar hakimlik yapmayan, hukuken şaibeli kararlara imza atan kişilerdi. Aynı 3 üye, oy çokluğuyla davaya ilişkin geçmişte verilen olumlu kararları patronlar lehine bozdu. Heyetteki geri kalan 2 üyenin muhalefet şerhleri ve itirazları hiçe sayıldı. Ardından davaya Elbistan'ta meydana gelen bir maden faciasında patrona ödül gibi taksitli para cezası veren hakim atandı. Madenci yakınlarının avukatlarının reddi hakim talepleri kabul edilmedi. Sanık patronların mahkeme salonuna bile getirilmesine gerek duyulmazken polis barikatları madenci ailelerinin tepesine bindirildi. Gelinen aşamada tutuklu tek kişi madenci yakınlarının avukatı Selçuk Kozağaçlı oldu.

Katillerden hesabı işçi sınıfı soracak!

Soma katliamı davası, Türkiye’de yargının patronlara ve işçi sınıfına vadettikleri bakımından bir turnusol kağıdıdır. Mahkemeler eliyle patronlara sınırsız sömürü vadedilirken, işçi sınıfına biçilen ise hesabı sorulamayan katliamlardır. İstibdadın Yargıtay’a atadığı memurlar ile, Elbistan katliamına bakan hakimin Soma’da görevlendirilmesi ile patronlara iş cinayetlerinin hesabının sorulmayacağı konusunda açık çek vermektir. Yeni katliamların yaşanmamasının yolu madenlerin işçi denetiminde kamulaştırılmasından geçer.

Kapitalist sistem, işçi katliamlarının ve katliamları doğuran patronların sermaye hırsının, kötü çalışma koşullarının kaynağıdır. Canımıza, ekmeğimize, hürriyetimize kast eden bu sistemle mücadele etmediğimiz sürece Soma'da ve diğer iş cinayetlerinde katledilen kardeşlerimizin hesabını soramayız. Bu sistemden ve onun sözcülerinden hesap sorabilmek ancak örgütlenerek, örgütlü gücümüzle bu işçi düşmanı sistemin karşısına çıkarak mümkün olabilir.