Hükümetin hakaret gibi teklifine karşı eylem kararı
Kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde hükümet, artan hayat pahalılığını görmezden gelen sefil bir zam teklifiyle geldi. İlk yıl seyyanen iyileştirme üzerine yüzde 7+3, ikinci yıl ise yüzde 3+3 ve enflasyon farkı öneren hükümete Türk-İş eylem kararıyla cevap verdi.
Türk-İş’ bayramdan sonra eylem yapacak
Türk-İş’ten yapılan açıklamaya göre işçiler bayramın hemen ardından eyleme başlıyor. 15 Ağustos Perşembe günü tüm işyerlerinde bildiri okunacak ve 1 saat boyunca iş bırakılarak oturma eylemi yapılacak. Ertesi gün işçiler öğle yemeği yemeyerek hükümeti protesto edecekler. Türk-İş yöneticileri de 19 Ağustos Pazartesi günü de Ankara Güven Park’ta bir basın açıklaması yapacaklar. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay grev istemediklerini ancak anlaşmazlık sürerse sonunda yasadan gelen haklarını kullanmaktan geri durmayacaklarını belirtiyor.
Türk-İş en düşük ücretlerin 3 bin 500 liraya yükseltilmesinden sonra tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam, ilk altı ay yüzde 15, ikinci, üçüncü ve dördüncü altı aylarda enflasyon artı 3 puan refah payı istiyor. Yoksulluk sınırının 6 bin 610, açlık sınırının 2 bin 390 lira olduğu ve hayat pahalılığının her gün arttığı Türkiye koşullarında bu taleplerin yüksek olduğu asla iddia edilemez. Bu talepler karşısında hükümetin tutumu ise işçilere hakaret etmekle eşdeğer.
Gaz almak için değil hak almak için eylem
Türk-İş yönetiminin eylem kararları henüz bir başlangıç niteliğinde. Ancak bu eylemlerin dozunun artacağını ve Türk-iş’in bir grevle işçinin hakkını söke söke almaya hazırlandığını düşünmek de fazla iyimserlik olur. Ergün Atalay gibi sendika bürokratlarının mantığı işçiyi greve hazırlamak için adım adım eylemlerin dozunu yükseltmek değil işçideki haklı tepkiyi zayıflatmak için düdüklü tencere misali gaz almaktır. Bu yüzden eğer hükümetin hakaretine hak ettiği cevap verilecek ise kamu işçisi tabandan başlayarak sesini yükseltmeli ve inisiyatifi eline almalıdır.
Tabanın sesini yükseltelim
İşyerlerinde bildiri okuma eylemlerinde mutlaka işçiler de söz almalı, konuşmalar yapılmalı, hükümetten önce Türk-İş’e mesaj verilmelidir. Türk-İş’in teklifi ile hükümetin hakareti arasında orta yol bulmaya çalışmak, hayat pahalılığı karşısında giderek yoksullaşmayı peşinen kabul etmek demektir. Kamu işçisinin sözleşmesi, yaklaşan diğer sözleşmeler için de örnek niteliğindedir, asgari ücret zammını da etkileyecektir. Bu bakış açısıyla kamu işçisinin mücadelesini tüm işçi sınıfı sahiplenmelidir. Krizin faturasının işçilere ödetilmesine karşı birlik ve mücadele zamanıdır.