Düzce Üniversitesi taşeron işçilerinin çilesi bitmiyor!
Basın-yayın organlarında “taşerona müjde” başlıklı haberlerin ardı arkası kesilmese de tıpkı diğer illerde ve iş yerlerinde olduğu gibi Düzce Üniversitesi’nde çalışan taşeron işçilerin de çilesi her geçen gün artarak devam ediyor.
Çıkarılan torba yasalara, taşeron işçilerin çalışma yaşamlarına ve iş güvenliklerine yönelik iyileştirme içerdiği iddia edilen düzenlemelere rağmen taşeron işçilerin sıkıntıları günbegün artarak devam ediyor.
Düzce Üniversitesi’nde çalışan taşeron işçilerin en önemli sorunu maaşlarının zamanında yatmamasıdır. Yapılan sözleşmede maaşların yatırılma tarihi esnek tutulmuş, maaşların ayın 1 ile 21 arasında yatırılacağı belirtilmiştir. Ancak bu esnekliğe rağmen maaşların yatırılması hiçbir şekilde zamanında olmamaktadır. Maaşların gecikmesinin nedeni firma yetkililerine sorulduğunda ise işçilere hakaret edilmekte, tehditler savrulmaktadır. İşçi maaşları esas işverenden zamanında alınmakta, ancak taşeron firma tarafından bu para mümkün olduğunca geç yatırılarak işletilmektedir. Yani taşeron firma hem işçinin emeğini sömürmekte hem de işçinin maaşı üzerinden haksız kazanç elde etmektedir.
Diğer önemli bir sorunsa fazla mesai ücretlerinin akıbetidir. Firma, işçileri bayram tatillerinde ve resmi tatil günlerinde çalıştırmaktadır. Ancak bu günlerde çalışan işçilere fazla mesai parası verilmemektedir. Bunun yerine işçilere diğer günlerde izin kullandırılmaktadır. Aynı şekilde işçiler yasalara aykırı bir biçimde 24 saate yakın bir biçimde yine mesai ücreti ödenmeksizin aralıksız çalıştırılmaktadır. Çoğu kez aylık azami çalışma süresi aşılmaktadır. Esas işverene işçilerin fazla mesai yaptığını gösterilmekte, ancak mesai ücretleri işçilere verilmemektedir. İşçilerin yasal hakları olan ölüm, doğum izinleri gibi izinler de firmanın inisiyatifine bırakılmıştır.
Sözleşmeye göre işçilerin maaşları brüt asgari ücret miktarı kadardır. Ancak maaşlar sürekli net asgari ücret biçiminde –kimi zaman daha da az- yatırılmakta, aradaki fark işçilere ödenmemektedir. Aynı şekilde servis ücretlerinin de brüt yol ücreti miktarına denk olması gerekirken öğrenci bileti miktarı üzerinden hesaplanmaktadır. Düzce’de normal şehir içi otobüs bileti 2,5 TL’dir. Gidiş geliş 5 TL eder. 26 günde bu para 130 TL eder. Ancak işçilere yol ücreti olarak 80 TL yatırılmaktadır.
Düzce Üniversitesi taşeron işçilerinin önemli bir diğer sorunu da iş tanımlarının olmamasıdır. Sözleşmede işçiler temizlik işçisi olarak gösterilmekte ancak fiiliyatta işçiler genel temizlik, hasta bakımı, hasta karşılama, hasta taşıma, danışma ve yönlendirme işlerinde çalıştırılmaktadır. Bu işler uzmanlık isteyen işlerdir ve gerekli sertifikalar olmadan işçiler bu işlerde çalıştırılamaz. Ancak firma yasadışı olarak işçileri bu işlerde çalıştırmakta, sorumluluğu ise işçilerin üzerine yıkmaktadır.
Yapılan sözleşmede işçinin işten çıkması ya da çıkartılması durumunda tazminat hakkı talep edilemeyeceği belirtilmektedir. Bu tamamen yasalara aykırı bir düzenlemedir. Yine yasalara aykırı diğer bir düzenleme de iş sağlığı ile ilgili sözleşme maddesidir. Sözleşmede işçinin iş sağlığından kendisinin sorumlu olduğu yazılmıştır. Böylelikle tüm risk işçinin omzuna yüklenmiştir. İş sağlığı için önemli olan iş elbiselerinin en adileri alınmakta, elbise zarar gördüğünde yeni iş elbisesini işçi almaktadır. Denetimden sorumlu kurumlar ise bu haksız uygulamaları görmezden gelmektedir.
Tüm bu sorunlar yetmiyormuş gibi işçiler muazzam bir baskıya maruz kalmaktadır. Firma temsilcisi işçileri sürekli işten atmakla tehdit etmekte, adam kayırarak işçiler arasındaki birliği bozmaya çalışmaktadır. İstediği işçileri rahat işlerde çalıştırmakta, sevmediği işçilere ise keyfi nöbetler yazmaktadır. 16.00 – 24.00 arası çalışan işçileri ertesi sabah işe çağırmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar karşısında tek tek ses çıkartan birçok taşeron işçisi arkadaş ya işten çıkartılmış ya da azarlanmış, hakarete uğramış, küçük düşürülmüştür. Sürekli sözleşme süreleri esnetilerek işçiler üzerindeki baskı artırılmaktadır. Sözleşme süreleri dolunca yeni sözleşme hemen imzalanmamakta, imza süreci sürekli uzatılmaktadır. Böylelikle işçiler üzerindeki işten atılma korkusu sürekli taze tutulmaktadır.
Özellikle kamuda çalışan taşeron işçilerle ilgili bu tarz uygulamalar artık kolayca boşa düşürülebilmektedir. Muvazaa kararları neticesinde özellikle kamudaki taşeron firmalar işçiler üzerinde fazla baskı kuramamaktadır. Ancak Düzce’de bu durum tam tersi biçimde işlemekte, taşeron işçiler üzerinde muazzam bir baskı uygulanmaktadır. Bunun da en önemli sebebi işçilerin birlik olamaması ve haklarına yeterince sahip çıkamamalarıdır. Tüm taşeron işçiler gibi Düzce Üniversitesi’nde çalışan taşeron işçilerin de tek kurtuluşu birlik olmaktan geçmektedir. Özelde ve kamuda çalışan taşeron işçilerin sendikalara üye olmaları, birlik olup haklarını almaları şaşılacak bir durum değildir artık. Özellikle son yıllarda onlarca olumlu örnek vardır. Düzce Üniversitesi’nde çalışan taşeron işçilerin de tıpkı diğer işçi kardeşleri gibi birleşip haklarını aramaktan başka yolu kalmamıştır.