Cargill işçisi İstanbul’a yürümeye hazırlanıyor! Sınıf dayanışması ve mücadelesi emperyalist şirketi yenecek!
Bursa Orhangazi’deki Cargill fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan 14 işçinin direnişi 140 günü geçti. Tek Gıda-İş sendikasında örgütlü işçiler fabrika önünde direnişlerini sürdürürken zaman zaman şirketin İstanbul Ataşehir’deki merkezi önünde de eylem yaparak haklarını aradılar. Atılan işçilerin geri alınması ve sendikal örgütlenme üzerindeki baskıların son bulması talebiyle direnen işçiler talepleri karşılık bulmadığı takdirde 13 Eylül’de İstanbul’a yürümeye hazırlanıyor. Cargill işçileri İstanbul’a gelirsek şirketin merkezi önünde çadır kuracağız ve hakkımızı alana kadar dönmeyeceğiz diyor.
Emperyalist şirkete karşı uluslararası dayanışma
Cargill, Amerikan sermayeli dünya çapında bir tekel. İşçiler de emperyalist Cargill’e uluslararası dayanışma ile cevap veriyor. Uluslararası Gıda, Tarım, Otel, Restoran, İkram ve Tütün İşçileri Sendikalar Birliği (IUF) “Reinstate #TheCargill14” (Cargill14 işe iade edilsin) sloganıyla bir kampanya başlattı. Onlarca ülkede, bu kampanya ile Türkiye’deki Cargill fabrikasının ILO sözleşmelerine aykırı olarak sendikalaşmayı engellediği ve işçilerin mücadelesinin haklılığı anlatılıyor. Tüm dünyadan işçi dostları Cargill CEO’su David McLennan ve Türkiye’deki yetkililere faks ve e-mail atarak işçilere desteklerini gösteriyor ve şirketten haklı talepleri karşılamasını istiyor.
Kota sınırlaması yalan! Sendikasızlaştırma gerçek!
Şeker Fabrikaları özelleştiriliyor, bununla birlikte Cargill şirketi Nişasta Bazlı Şekerlerle (NBŞ) halkı zehirlemeye devam ediyor. Halktan yükselen tepkiler karşısında AKP hükümeti, NBŞ kotasını düşürdüğünü açıklamıştı. Ancak Cargill, 24 Haziran seçimlerinin ardından üretime hız verince ve işçileri fazla mesaiye bırakınca kotaların fiilen düşürülmediği ortaya çıktı. Çünkü kotalarla ilgili yasaya eklenen geçici bir madde ile bakanlar kurulu yönetmelik çıkarıncaya kadar eski kotaların geçerli olduğu belirtilmişti. O bakanlar kurulu kararı hiçbir zaman çıkmadı. Cargill ek bir kota kısıtlaması olmadan üretime devam etti. Bu aynı zamanda kota sınırlaması dolayısıyla işçileri işten çıkarttığını iddia eden Cargill yönetiminin yalan söylediğini ve esas nedenin sendikalaşma olduğunu da kanıtlıyor.
Cargill işçisinin kazanması tüm işçilerin kazanması demektir
Cargill işçileri sendikalaşarak hakkını arıyor. Kapitalistler ekonomik krizin faturasını işçilere ödetmek istiyor. İşini, ekmeğini ve çocuklarının geleceğini korumak isteyen tüm işçiler de Cargill işçileri gibi sendikalaşmalı ve birlikte mücadele etmelidir.
Bu mücadele hepimizindir!
Tüm dünyada emperyalistler sermaye yatırımları ile hakimiyet kurmaktadır. Cargill de bu yatırımları yapan şirketlerden biridir. Bu şirketler, Türkiye gibi ülkelerde ucuz işgücünü sömürerek kârlarını merkezlerine taşımaktadır. Cargill işçisinin taleplerini sahiplenmek ve bu emperyalist şirketin işçi denetiminde kamulaştırılmasını savunmak emperyalizme karşı emekçi halkın topyekûn bir talebi haline gelmelidir. Çünkü mevcut iktidar tam tersine Cargill’i kollamaktadır. Sermaye iktidarından beklentimiz olmamalıdır. Sınıf dayanışması ve mücadelesi tek geçerli yoldur.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2018 tarihli 108. sayısında yayınlanmıştır.