Asıl burası önemli!
10 Nisan’da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, kimsenin doğru dürüst bir şey anlamadığı açıklamaların ardından, satır aralarında bile değil doğrudan doğruya kıdem tazminatının fona devredilmesinden ve Bireysel Emeklilik Sistemi ile entegre edilmesinden bahsetti.
Kıdem tazminatı, işçilerin iş sözleşmesi sona erdiğinde, çalıştığı süreyle orantılı olarak bir kerede ödenen tazminattır. Kıdem tazminatının fona devredilmesi işçilerin aleyhine sonuçlar doğuracaktır.
2017'de Bakanlar Kurulu'nda görüşülen ve tepkiler üzerine askıya alınan tasarıya göre kıdem tazminatının fona devri gerçekleşirse işçiler şu hak kayıplarını yaşayacak:
-
Fona devredildiğinde kıdem tazminatı işçi-işveren arasındaki bir ilişki olmaktan çıkacak, işçiler açısından iş güvencesi boyutu ortadan kalkacak. İşverenler tazminatı cebinden ödemeyecekleri için daha kolay işçi çıkarabilecekler.
-
Şu anda bir yıl olan hak kazanma koşulu 15 yıla yükselecek. Yani, işçiler işten atıldığında ya da ayrıldığında 15 yılı henüz doldurmamışsa kıdem tazminatı alması mümkün olmayacak.
-
Yukarıdakine ek olarak, bir işçi toplamda 15 yılını doldursa bile emekliliğine kadar kıdeminin tümünü alamayacak. 15 yılını doldurup kıdeminin bir kısmını alan işçinin, yeniden hak kazanabilmesi için her seferinde en az 5 yıl daha beklemesi gerekecek.
-
Kıdem tazminatı son ücret üzerinden hesaplanmayacak. Bu, işçinin birçok hakkı kıdem tazminatına yansımayacak demekten başka bir şey değil.
-
15 yılını doldursa bile işçilerin eline geçecek olan tutar çok ciddi bir miktarda düşecek.
Bütün bunlardan anlaşılan nedir? Belli ki sermaye şu anda yaşadığı krizi fırsata çevirmeye çalışmakta, işçi sınıfının bu önemli kazanımını da elinden almaya yeltenmektedir. Maalesef Hak-İş, bir sendika değil de sermayenin ve hükümetin hizmetçisi olarak bu tazminatın fona devredilmesine evet diyor. Türk-İş ve DİSK ise kıdem tazminatının hâlâ kırmızı çizgileri olduğunu vurguluyor. Ancak sonucu emek cephesinin tutumu belirleyecekse sadece bunu vurgulamak yetmez. Sermayeyi ve hükümetin bu konudaki asıl niyetlerini teşhir etmek, işçileri mücadeleye kazanmak için gerekli girişimleri yapmak gerekir. Duaya uzanan el şaltere de uzanmaya hazır olmadıkça bu süreçten işçi sınıfının kazançlı çıkması olası değildir. Bakan Albayrak bilmelidir ki, işte burası çok önemlidir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2019 tarihli 116. sayısında yayınlanmıştır.