Üniversite: Rahat bir geleceğin değil, zorlu koşulların kapısı
YGS-LYS tercih sonuçları açıklandı. Birçok kişi bu maratondan mutlu çıkarken bir o kadar kişi de sınavdan beklediğini alamadı. Kaçımızın emek sarf etmek istediğimiz meslekte öğrenim göreceğimiz meçhul, şüphesiz çok azımız. Bize tanınan eğitim olanakları eşit olmadığı gibi, sınavlarda gerçekleşen kopya skandalları da işin cabası. Devlet okullarında güya ücretsiz gördüğümüz eğitimin niteliğinin yetersiz oluşu bizleri özel kurumlara yöneltmiş ve bu şekilde bir kazanım elde etmemizi gerektirmiştir. Okuluydu, yoluydu, dershanesiydi derken harcanan para neredeyse asgari ücrete denk gelmiş, bu durum işçi ve emekçi ailelerinin çocuklarını nitelikli eğitimden mahrum bırakmış ve bizlerin yarının ucuz işçisi olmamıza yol açmıştır.
Üniversiteyi kazanamayan öğrenciler işsizlik sorunuyla karşı karşıya gelirken üniversiteyi kazanan öğrencileri ise barınma, beslenme, ulaşım gibi pek çok sorun beklemektedir. Devletin barınma ihtiyacını karşılamaması çoğu işçi ve emekçi ailelerinin çocuklarını cüzi miktarda paralara kalabilecekleri cemaat evlerine itmektedir. Kantin ve yemekhane fiyatlarının her yıl artıyor oluşu öğrencilerin yeterli miktarda beslenememesine neden olmaktadır. Bunların yanı sıra ulaşım ücretleri gittikçe artmakta ve öğrencileri maddi yönden zor durumda bırakmaktadır. Tüm bunları karşılamak için öğrenciler, ucuz işçi olarak çalışmak zorunda bırakılmaktadır.
Günümüzde üniversiteler insanlık ve doğa için bilim üretmekten çok uzakken, patron ve sermaye ile bir o kadar yakındır. Geçtiğimiz aylarda yüzlerce işçinin ölümüne sebep olan Soma katliamında tanık olduğumuz gibi Soma Holding'in İTÜ Maden Fakültesi ile olan işbirliği üniversitelerin, patronların daha fazla kâr hırsı için bilim ürettiğini gözler önüne sermektedir.
Okuduğumuz üniversitelerden mezun olduktan sonra, yıllarca bize yapılan nitelikli bir iş propagandasının gerçekçi olmayışı ile yüz yüze geliyoruz. Bizler ya diplomalı işsizler ordusuna katılıyoruz ya da çok düşük ücretlerde, taşeron sisteminin altında çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Hatta bu durumun küçük bir denemesini üniversitelerde staj sömürüsünde yaşıyoruz.
Aslında üniversite kapıları bize rahat bir yaşamın değil zorlu koşulların kapısını açmaktadır. Biz Devrimci İşçi Partili öğrenciler olarak bulunduğumuz her alanda bu koşulların değiştirilmesi için mücadele ediyoruz, edeceğiz! Mücadeleyi büyütmek, bu adaletsiz düzeni yıkmak için geleceğin işçilerini de mücadeleye davet ediyoruz!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ağustos 2014 tarihli 58. sayısında yayınlanmıştır.