Denizlerden aldığımız ilhamla işçi sınıfının yolunda devrime yürüyeceğiz!

1960’lı yıllar Türkiye’de önemli siyasi ve ekonomik gelişmelere ve olaylara sahne olan yıllardı. Bir yandan sanayi şehirlerinde sayıları hızla artan işçi sınıfı örgütleniyor, mücadele sahnesine giriyor, direnişler ve grevlerle tarih yazıyor ve tüm Türkiye’yi sarsan büyük bir siyasi güç haline geliyordu. Diğer yandan da gençlik politikleşiyor, üniversitelerde gençlik dernekleri altında örgütleniyor ve nihayet 1968’de dünya çapında yükselen devrimci dalganın Türkiye’de yarattığı etkiyle büyük ve sarsıcı eylemlere imza atıyordu. 68 devrimci gençlik hareketinin üç önderi olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan işte bu koşullarda adım adım devrimci mücadeleye doğru çekildiler ve o hareketin önderleri haline geldiler.
İdamlarının 53. yılında hatıraları akıllarımızda yeniden tazelenen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, işte bu toplumsal dinamiklerin bağrından doğan kahramanlardır. Gezmiş, Ankara’da öğretmen bir ailenin oğlu olarak büyümüş, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okumuş, 1968’de 6. Filo’nun Dolmabahçe’ye demirlemesiyle emperyalizmle burun buruna gelmiş, Amerikan askerlerini denize döken protestolara liderlik etmişti. Hüseyin İnan, Sivas’ın yoksul bir Kürt ailesinden geliyordu; ODTÜ’de Marksizm-Leninizm’le tanışmış, ileride Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) politik beyni olarak hayata geçireceği devrimci stratejiyi ilmek ilmek örmüştü. Yusuf Aslan, Yozgat’ın köylü toprağından yükselmiş, devrimin ateşli neferi, sıkı çalışma disipliniyle vazgeçilmez bir militandı. Farklı kökenlerden gelen bu üç genç, toplumsal dinamiklerin yarattığı girdapta birbirlerine yoldaş oldular. Gençlik için özellikle 6. Filo’ya karşı yapılan protestolarda somutlaşmış anti-emperyalist mücadelenin ateşinde kavruldular, reformistleşen Türkiye İşçi Partisi’nden koparak devrimci bir atılım yaptılar.
THKO’dan önce, 6. Filo’ya karşı Dolmabahçe’de, aynı zamanda İTÜ öğrencisi Vedat Demircioğlu’nun polis tarafından yurdunun penceresinden atılarak katledilmesine sahne olacak eylemler, onların tutarlı anti-emperyalizminin ilk büyük göstergeleridir. 1969’da ABD Büyükelçisi Robert Komer’in ODTÜ’deki arabasını yakan öğrenciler, emperyalizme meydan okurlarken Denizlerin fikrî önderliğindelerdi. Ayrıca, 1969’da Filistin’deki El-Fetih kamplarında aldıkları askeri eğitim, Siyonizme karşı verdikleri mücadele ve kaçırdıkları siyahi bir Amerikan askerine Kara Panter Partisi’ni kardeş parti olarak gördüklerini söylemeleri, Denizlerin enternasyonalist tutum ve dayanışmalarının örneklerindendir.
Emperyalizme, Siyonizme, sermayeye ve istibdada karşı Denizlerin yolundayız!
Denizler düzenle bütünleşen bir hareketin düzeni yıkamayacağını kavramışlardı. Onlar antiemperyalist olmadan kapitalizme karşı tutarlı bir kavga verilmeyeceğini, Siyonizmi yenilgiye uğratmadan halklara huzur olmayacağını biliyorlardı. Türkiye’de devrimin kaderinin Türk ve Kürt halklarının kardeşleşmesinden geçtiğinin farkındaydılar. Bu yüzden 6 Mayıs 1972’de idam edilen bu devrimci önderlerin darağacında son sözleri de “Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi, kahrolsun emperyalizm, yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, yaşasın işçiler ve köylüler!” oldu.
O gün devlet, darağacında boğduğu üç gençle beraber devrim fikrini de susturabileceğini sandı. Fakat Denizlerin mücadelesi yarım asır sonra bile gençliğe ilham ve cesaret vermeye devam ediyor! Aylardır kampüslerde ders boykotlarıyla, şehir meydanlarında eylemlerle, yürüyüşlerle istibdada karşı hürriyet mücadelesi veren gençler olarak Denizlerin kapitalizme, emperyalizme ve Siyonizme karşı verdiği mücadeleden ilham almaya devam ediyoruz. 6 Mayıs’ı da bir anma günü olarak değil mücadeleyi yükseltmenin günü olarak kavrıyoruz!
Bugün bizim bağrımızda da yanan Denizlerle aynı ateştir. Bu düzeni kül edecek aynı devrimci ateş, ancak işçi sınıfının önderliğinde nihai amacına ulaşacaktır. Denizlerden ilham alan bizlerin, işçi sınıfının arasında sabır ve sebatla yürüteceği mücadele, 70’lerden günümüze miras kalan devrimciliğin zaferini güvence altına alacak yegâne mücadeledir! Denizlerden aldığımız ilhamla işçi sınıfının yolunda devrime yürüyeceğiz!
Devrimci İşçi Partili Öğrenciler
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2025 tarihli 188. sayısında yayınlanmıştır.