Yüzde 10 indirim aldatmacası: Önce marketlere sonra ücretlere!
Hükümet Eylül ayı tüketici enflasyonunun aylık yüzde 6,30, yıllık olarak da 24,52 olarak açıklanmasının ardından harekete geçti. Tüketim malları üreten şirketler başta olmak üzere herkesin ürünlerine yüzde 10 indirim yapmasını “tavsiye” eden bir kampanya başlattı. TOBB da 400 ürünlük bir liste yayınlayarak bu “tavsiye” kararını üyelerine bildirdi. “Tavsiye” kelimesi önemli çünkü iktidar piyasa kurallarını aşıp fiyatlara müdahale ettiği izlenimi vermemek için kırk takla atıyor. Oysa olması gereken, halkın hayat pahalılığı dolayısıyla en temel tüketim mallarına ulaşamadığı durumda iktidarın fiyatlara doğrudan müdahale etmesidir. Ancak bunu sadece sermayeye güven vermek gibi bir yükümlülüğü olmayanlar yapabilir. Erdoğan gibi her daim piyasa ekonomisine sadık kalacağına dair yeminler edenler değil.
Ancak meselenin bir başka boyutu daha var. O da indirim kampanyasının arkasındaki sinsi plan. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları sadece bir istatistikten ibaret değil. Toplu sözleşmeler gereği enflasyon rakamı kamu çalışanlarının (memurlar) ve toplu sözleşme kapsamında çalışan işçilerin alacağı enflasyon farkı zamlarını doğrudan etkiliyor. Örneğin 2018 yılının ilk altı ayında enflasyon yüzde 9,17 olunca memurlar yüzde 4 olarak beklenen enflasyonun üzerindeki 5,17 puanlık enflasyon zammını fark olarak aldılar. İkinci altı aylık dönem için enflasyon farkının ne olacağı yılın son üç ayındaki gelişmelerle belirlenecek. Sadece Eylül ayında enflasyon yüzde 6,30 oldu, başını kaldıran enflasyonun yıl sonuna doğru yüzde 30’a varması işten bile değil. Kalan üç ayda bir şekilde enflasyon istatistikleri geri çekilmezse daha yüksek bir enflasyon farkı ücretlere yansıyacak. Ve… İndirim kampanyası ilan ediliyor hem de ne kadar süreyle? Bildiniz! 3 Aylık!
Özellikle enflasyon hesaplamalarında kullanılan sepetin içindeki ürünlerde yapılan yüzde 10’luk indirim istatistikleri belirli bir miktar aşağı çekecektir. Ancak 3 ay sonunda çok gerilmiş bir yay gibi fiyatlar tekrar yukarı çıkar. Neden mi? Çünkü aynı Eylül ayı rakamlarında üretici fiyatlarının yüzde 46 seviyesinde arttığı açıklanmıştı. Bunun anlamı üretim maliyetlerinin çok daha hızlı artmış olması ve fiyatları gelecek aylarda daha da yukarı çekmesidir. İndirim kampanyasının üretim maliyetlerine hiçbir etkisi yok. Dolayısıyla kampanya biter bitmez maliyet artışları etkisini gösterecek. Buna şirketlerin yüzde 10’luk indirim dolayısıyla yaşadığı kayıpları telafi etme çabası da eklenecek ve fiyatların çok daha hızlı bir şekilde yükseldiğini göreceğiz. Tabii ki memur ve işçi zamları düşük hesaplanan enflasyon verileri üzerinden yapıldıktan sonra!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2018 tarihli 110. sayısında yayınlanmıştır.