İşsizlik faturası gittikçe kabarıyor

İşsizler ordusu: Resmi işsizlik yüzde 11,6, gerçek işsiz sayısı 6,3 milyon

Ekonomik kriz sürecinde sermayenin emekçi halka ödettiği işsizlik faturası gün geçtikçe kabarıyor. Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’da geçici ve güvencesiz bin kişilik işçi kontenjanına başvuran 44 bin kişinin tribünlere sığmayan görüntüsü her şeyi apaçık ortaya koyuyordu. Nitekim TÜİK, bugün (15 Ocak) Ekim ayı resmi işsizlik rakamlarını açıkladı. Açıklanan rakamlar işsizlikte çok ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 500 bin kişi artan işsiz sayısı 3 milyon 788 bine ulaşmış durumda. Resmi işsizlik oranı 1,3 puan artarak yüzde 11,6 oldu. Tarımdaki gizli işsizliği değerlendirme dışı bıraktığı için önemli bir veri olan tarım dışı işsizlik ise yüzde 13,6 olarak açıklandı.

Öncelikle bu resmi rakamların iş bulamadığı için iş aramadan vazgeçmiş olan çok geniş bir kesimi kapsamadığını dolayısıyla gerçek oranların çok daha yüksek olduğunu belirtmeliyiz. DİSK’in açıkladığı son rapora göre Türkiye’de işsizler 6,3 milyonluk dev bir orduyu oluşturuyor.  Ancak resmi rakamlar bile işsizlikteki vahim gidişatı gizleyemiyor. Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programı’nda 2018 sonu için açıkladığı yüzde 11,3’lük işsizlik oranı hedefi daha Ekim ayı rakamları ile 0,3 puan aşılmış durumda.

Esas büyük artış ise genç işsizliğinde. 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik oranı yüzde 19,3’ten yüzde 22,3’e ulaştı. Ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı ise yüzde 24,7 olarak açıklandı. Her dört gencimizden biri işsiz. Öğrenci olanların ise giderek daha fazla geleceğin işsizleri haline geldiğini de görmekteyiz. Öğrenciler için artık okumak sadece mali bir külfet ve işsizliğin ertelenmesi anlamına geldiği için son bir yılda üniversiteyi bırakanların sayısı rekor kırdı. Geçtiğimiz yıl 408 bin öğrenci üniversiteyi bıraktı.

İşsizlik rakamlarının daha da artacağını ise İşkur istatistiklerinden görebiliyoruz. İşsizlik sigortası başvuruları rekor üstüne rekor kırıyor. Yani işten çıkarmalar dalgası giderek büyüyor. Geçtiğimiz yıl artış oranı yüzde 24 ve toplam başvuru sayısı 1 milyon 630 bin! İşkur’a kayıtlı işsiz sayısı geçtiğimiz Ekim ayında 3 milyon 215 bin olarak açıklanmıştı. İşkur’un Aralık ayı rakamlarında ise kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 500 bin kişiyi geçti. İşkur’a ait kayıtlı işsiz oranında 2018 yılında tam yüzde 35 oranında bir artış söz konusu. Bu artış hızı ile kısa sürede hükümetin 2019 sonu için öngördüğü yüzde 12,1’lik işsizlik oranına ulaşılacağını tahmin etmek güç değil.

Sermaye krizin faturasını halka işsizlikle ödetir. Ve hali hazırda emekçi halk büyük bir işsizlik saldırısı altında. AKP iktidarı yaklaşan yerel seçimler dolayısıyla işsizlikteki artış hızını dizginlemeye çalışıyor. Ancak “düşük yoğunluklu” saldırının nasıl yıkıcı sonuçlar doğurduğu ortada. Seçimlerden sonra ise daha büyük bir işten çıkartma saldırısı geleceğini öngörebiliriz. Özellikle kıdem tazminatı hakkı gasp edilmek isteniyor. Böylece işten çıkartmaların sermayeye maliyeti azaltılmak ve işsiz ordusunun büyümesi ile çalışanların da ücretleri zamanla aşağı çekilmek isteniyor.

Siyasi iktidar ve sermayenin her türden sözcüsü işsizliği krizin kaçınılmaz sonucu olarak, adeta bir doğal felaketmiş gibi gösteriyor. Bu koca bir yalandır. İşsizlik sermayenin sınıf saldırısının sonucudur.  İşçi ve emekçiler için bu saldırıya karşı işini ve kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarını korumak için örgütlenmek ve gerektiğinde üretimden gelen gücünü kullanarak direnmekten başka çare yok. Eğer sendika ayrımı yapmadan, sendikalı sendikasız, çalışan işsiz demeden tüm işçi sınıfı bir birleşik işçi cephesinde birleşebilirse ancak o takdirde sermayenin işsizlik saldırısı durdurulabilir.