Erdoğan’ın Derwish’i Mehmet Şimşek geliyor: Kemer sıkma, esnek çalışma, emperyalizme teslimiyet!

Seçimlerin ardından Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’i ekonominin başına getireceği konuşulmaya başlandı. Mehmet Şimşek doğrudan kabinede yer almasa bile ekonomi üzerinde mutlaka onun gölgesi olacak. Çünkü Erdoğan seçimi kazanmak için izlediği ekonomi politikası ile ülkeyi büyük bir borç batağına soktu. Şimdi hem emperyalist finans merkezlerinden para bulması hem de faturayı işçi ve emekçi kitlelere ödetmesi gerekiyor. 2001 krizinden sonra Ecevit hükümeti aynı işi görmek üzere Kemal Derviş’i Dünya Bankası’ndaki görevinden alıp emperyalizmin mutemedi olarak Türkiye’ye getirmişti. Bugün işçi sınıfını inim inim inleten iş yasasının, mezarda emekliliğin temellerini atan, sermayeyi ve bankaları ihya eden özelleştirmelerin önünü açan bankacılık, telekomünikasyon yasalarını geçiren ekonomik krizin ağır faturasını emekçi halka ödeten odur. Ondan bayrağı daha sonra Ali Babacan almıştır. Mehmet Şimşek de Babacan’dan alarak aynı ekolü sürdürmüştür.

Erdoğan’dan emperyalist tefecilere güvence

Erdoğan emperyalist finans merkezlerine mesajı balkon konuşmasında verdi. “Uluslararası itibara sahip finans yönetimi” olacak dedi. Yani, emperyalist tefecilere “parayı veren düdüğü çalar” merak etmeyin dükkân sizin mesajı verdi. Ancak sadece mesaj vermek yetmiyor. Erdoğan ekonominin başına direkt emperyalist finans merkezlerinin adamı olarak bilinen, kendisi de bizzat İngiliz vatandaşı olan ve geçmişte de Erdoğan’ın kabinesinde görev yapmış Mehmet Şimşek’i getiriyor.

Erdoğan’ın seçim ekonomisi devasa bir borç batağı yarattı

Erdoğan seçimi kazanmak için Merkez Bankasını ve Hazineyi parti kasası haline getirdi. Bütçe açığının tarihi rekor kırarak yıl sonunda 1,5 trilyon liraya ulaşması bekleniyor. Merkez Bankası rezervleri de Erdoğan’ın istibdad rejiminin finansmanında ve seçim ekonomisinde çarçur edildi ve swaplar hariç 60 milyar dolar gibi devasa bir kara delik oluştu. Bu rakama 54 milyar dolara ulaşan cari açığı da eklemek gerek. Yazın turizm gelirleri ile nispeten döviz girişi olacaksa da etkisi geçici olacak.

Körfez’in para depo etmesi ne demek?

Erdoğan seçimlerden önce Körfez ülkelerinin ülkeye döviz depo ettiğini söylemişti. Evet, hibe etmediler. Depo ettiler. Yani faiziyle ya da varlıkları ucuza kapatarak karşılığını fazlasıyla alacaklar. Ayrıca Körfez ülkeleri deyince bunları emperyalist finans merkezlerinden bilhassa da Londra City’den ayrı asla düşünemeyiz. Zira Londra, Körfez sermayesinin esas başkentidir. Petrol şeyhlerinin dolarları esas burada depolanır. İngiliz emperyalistleri bunun için özel bir İslami finans sistemi ihdas etti, hatta İslam şeriatını esas alan ticari mahkemeler bile kurdu.

Erdoğan: “İngilizler kime para vereceğini iyi bilir…”

Yani Erdoğan, Körfez dediğinde her zaman İngiliz emperyalizmini ve uluslararası tefecileri düşünmek gerekir. Nitekim seçim sürecinde Erdoğan, İngiltere’den para getirme vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu’na “onlar sana para vermez kime para vereceklerini iyi bilirler” diye çıkışmıştı. Şimdi de direkt Londra’nın emperyalist tefecilerinin mutemedi Mehmet Şimşek’i ekonominin başına getirerek emperyalist tefecilerin ne istediğini gayet iyi bildiğini kanıtlıyor. Mehmet Şimşek, emperyalistler için güvence olacak. Türkiye’ye yatırılan sıcak paranın halka harcanmaması tam tersine halka kemer sıktırılarak faiziyle geri ödenmesinin garantiye alınmasını sağlayacak.

Yapısal reform adı altında işçinin, emekçinin ümüğünü sıkmaya geliyor

Mehmet Şimşek, emperyalizme ve sermayeye güven aşılayan bir “yapısal reform” paketiyle gelecek. Ekonominin, mevcut istibdadın finansmanı ve seçim ekonomisi için seferber edilmesinden kaynaklı “kara düzen” görüntüsüne çeki düzen vermeyi vadedecek. Yine bu dönemin yarattığı kabarık faturanın da bankalara ve sermayeye değil emekçi halka ödetilmesi görevini üstlenecek. Elbette bu görevi ben halka kemer sıktıracağım diyerek yapmayacak. Acı ilacı “yapısal reform” şekerine bandırarak halka yutturmaya çalışacak. Kimse “yapısal reform” lafının kulağa hoş gelen sesine kanmamalıdır. Yapısal reformu Mehmet Şimşek’in sözleriyle açıklayalım: “Türkiye'de işgücü reform paketinin yapılması lazım. Kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması lazım. Kısmi zamanlı esnek çalışmanın getirilmesi lazım. Özel istihdam büroları olmalıdır. Kıdem tazminatı konusunda dünyanın en yüksek yüklerinden biri Türkiye'nin üzerinde. Şurada kıdem tazminatı sıfır olan ülkeler var. İşsizlik ortalamasına bir baktım Türkiye'nin yarısı. Düşünebiliyor musunuz, basit bir şey, yoruma gerek yok.” Yoruma gerek var mı?

Devrimci İşçi Partisi diyor ki:

Yapısal reform adı altında kemer sıkma programına esnek çalışmaya hayır!

Kıdem tazminatına dokunmak genel grev sebebidir!

İstibdadın borcunu ödemeyeceğiz! Dış borç reddedilsin!

Temel ihtiyaçlar için harcanan kredi kartı borçları anapara ve faiziyle silinsin!

Bankalar kamulaştırılsın! Tek devlet bankası! Piyasa anarşisine karşı merkezi planlama!