Ekonomide reform değil acı reçete geliyor!
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ekonomik reform paketinin Mart ayının ikinci yarısında Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanacağını söyledi. Paketin içeriğiyle ilgili somut bilgi verilmiyor. Ancak AKP iktidarı bir süredir TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB ve TESK gibi sermaye örgütleriyle yoğun bir görüşme trafiği içinde bu paketi hazırladı. Yani “reform” diyerek allayıp pulladıkları bu paketten yine bir avuç patronun çıkarına, milyonlarca işçi ve emekçinin aleyhine düzenlemeler çıkacak.
Emperyalist sermayeye ucuz emek cenneti ve yüksek faiz vaadi
İktidara yakın medya organları “küresel sermaye Türkiye’ye akacak” diye güya müjde veriyor. Ancak bu ifade işçi ve emekçiler için hiç de müjde değil. Çünkü ne zaman küresel sermayeyi ülkeye çekmekten bahsedilse kastedilen hep Türkiye’yi emperyalist şirketlere ucuz emek cenneti olarak sunmaktır. Bu kapsamda işçilerin kıdem tazminatı hakkına yeniden el uzatılması tehlikesi söz konusu. Ayrıca pandemi bahanesiyle yaygınlaştırılan esnek çalışma biçimlerinin kalıcılaştırılması da sermayenin AKP iktidarından beklediği reformlar arasında yer alıyor. Küresel sermayenin Türkiye’ye akmasını sağlayacak bir diğer konu ise sıcak parayı cezbedecek yüksek faiz politikası uygulanması. Bir dönemin modası “faiz lobisi” lafını ağzına alan yok. Tam tersine “Merkez Bankası bağımsızlığı” ve “finansal istikrar” gibi süslü sözler revaçta. Gerçekte ise tüm bunlar borç batağındaki ekonomiyi, daha fazla borçlanarak döndürmek ve bütün faiz yükünü vergiler ve zamlarla emekçi halkın sırtına yüklemek demek.
İşçi emekçi adalet istiyor! Sözde hukuk reformu adalet için değil sermayenin çıkarları için yapılıyor!
Ekonomik reforma paralel olarak hukuk reformu yapılacağı söyleniyor. Yine iktidara yakın medyada, mahkeme süreçlerinin hızlandırılacağından, yatırımcıya kolaylık sağlanacağından bahsediliyor. Ancak hiçbir şekilde işten atılan işçilerin yıllar süren işe iade davalarının kısaltılmasından bahsedilmiyor. Aynı şekilde sendikal haklarla ilgili davalar da yıllarca mahkemelerde süründürülüyor ve işçiler bu sürede ya işten atılıyor ya da baskı altında çalışmaya zorlanıyor. Bunların hiçbiri iktidarın çözüm için önüne koyduğu sorunlardan değil.
İşçiye düşman emperyalizme dost milliyetçilik!
Ama emperyalist sermayeye hoş görünmek için uluslararası tahkimden bahsetmeyi ihmal etmiyorlar. Konu işçi hakları olduğunda ILO (Uluslararası Çalışma örgütü) sözleşmelerini, AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararlarını hatta Türkiye’nin kendi Anayasa Mahkemesi kararlarını dahi görmezden gelip çiğneyenler, uluslararası tahkimle yabancı sermayeye güvence veriyor. İktidarın milliyetçi nutukları, bu ülkenin emekçi halkını millet, memleket, mezhep temelinde bölmek ve birbirine düşman etmek içindir. İş sermayenin çıkarlarına geldiğinde ise Türkiye’nin mahkemelerini bile bir kalemde silip uluslararası tahkim ne derse kabulümüzdür diyorlar.
İşçi emekçi kardeş!
Reform değil saldırı geliyor! Safları sıklaştır! Örgütlen! Mücadele et!
Ekonomi bir sınıf mücadelesi alanı. AKP, sermaye ve emperyalistler için reform olan işçi ve emekçi milyonlar için acı reçete, hak gaspı ve sefalete mahkûm olmak demek. Bu yüzden AKP iktidarının sermaye ve emperyalizmle birlikte hazırladığı acı reçeteye ve saldırı paketine karşı safları sıklaştırmalı, örgütlenmeli ve mücadeleye hazırlanmalıyız.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2021 tarihli 138. sayısında yayınlanmıştır.