Haksız ve hukuksuz saldırılara karşı Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız!

Haksız ve hukuksuz saldırılara karşı Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız!

İstibdad rejimi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki açıklamalarını bahane ederek Türkiye’nin en önemli meslek örgütlerinden biri olan TTB’ye karşı savaş açtı. Bu savaşın sebebi TTB’nin, istibdad rejiminin doğrudan kontrolü altına girmemiş bir meslek örgütü olmasıdır. TTB’nin iktidarın sağlık alanında izlediği halk sağlığı karşıtı ve piyasacı politikalarına karşı aktif bir muhalefet yürütmesi, özellikle pandemi dolayısıyla karşı karşıya olduğumuz sistematik dezenformasyona karşı halkın bilimsel ve doğru bilgiye ulaşmasında başlıca kurum olması da hedef tahtasına oturtulmasının asıl sebepleri arasında yer alıyor.

İstibdad rejimi bu saldırı kampanyasında çoğu zaman yaptığı gibi “terör” kisvesini kullanıyor. Gerek Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gerekse de TTB’nin terörle suçlanması için ortada bir delil olmadığından, çarpıtma, kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetleri devreye sokuluyor. Şebnem Korur Fincancı, son dönemde gündeme gelen, TSK’nın kimyasal silah kullandığı iddiaları ile ilgili, bir kesin yargıda bulunmadan araştırılmalı diyor, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere atıf yapıyor, iddiaların söz konusu olduğu Kuzey Irak’taki Barzani yönetimini eleştiriyor ama sözleri “TSK’ya iftira” başlığıyla çarpıtılıyor. Yetmiyor, soruşturma açılıyor. Fincancı yurtdışında iken soruşturma açıldığını bilmesine ve bunun olası sonuçlarını tahmin etmesine rağmen ülkeye dönüyor. Savcılığa ifade vermek üzere gideceğini bildirmesine rağmen evi basılıyor. Gizli olması gereken ev arama görüntüleri tamamen hukuka aykırı şekilde basına servis ediliyor. 

Fincancı’nın kendini savunmasının mümkün olmadığı bir ortamda, Türkiye’nin en önemli meslek örgütlerinden birinin seçilmiş meşru başkanı, tüm sosyal medyada “terörist” ve suçlu ilan ediliyor. Bu uygulamalar hem haksız hem de hukuksuzdur. İstibdad rejiminin sıklıkla kullandığı bu yöntemlerin arka planında TTB’nin baskı altına alınması ve susturulması niyeti bulunuyor. Mesele kesinlikle, TSK’ya yönelik ortaya atılan iddialar değildir. TSK’nın bu iddiaları çürütmesi için olanakları vardır, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde iddiaların aksini ispat edebilir. Bunu yapması da sorumluluğudur. Ancak bu sorumluluğun yerine getirilmesini gündeme almadan TTB’yi ablukaya almak, TTB MK Başkanı’nı hedef tahtasına koymak başka bir niyete işaret eder. TTB’nin kapatılmasına yönelik faşist kampanyayı harlamak, TTB’nin seçilmiş Merkez Konsey Başkanı’nı mahkeme yoluyla görevinden almaya çalışarak tüm oda yönetimlerine göz dağı vermek, baskıcı ve keyfi yönetimin halkı susturmak ve sindirmek üzere yaptığı bir şeydir. 

Şebnem Korur Fincancı’nın açıklamalarının içeriğini, açıklamaların yapıldığı mecrayı tartışmak meseleyi gerçek odağından saptırır. İstibdad yanlısı ve hukuk dışı kampanyanın amaçladığı da budur. Fincancı’nın açıklamalarının içeriği ve biçiminden bağımsız olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün savunulması bir kişinin değil, tüm halkın düşünce ve ifade hürriyetinin bir gereğidir. TTB’nin baskı altına alınmasına karşı çıkmak örgütlenme hürriyetinin bir gereğidir. Bugün TTB’yi “terörist” ilan eden kampanyanın benzerleri işçinin emekçinin hakkını savunan sendikalara karşı da defalarca yürütüldü. Öğrenciler, öğretmenler, kadınlar, köylüler, kent yoksulları hepsi hakkını aradığında terörist ilan edildiler. İşçiler, emekçiler yoksul halkımız, dili, memleketi, oy verdiği siyasi parti ne olursa olsun, istibdadın bu tür kara propagandalarını ellerin tersiyle itmeli ve kardeş kavgasını körükleyecek her türlü kışkırtmayı reddetmelidir. Demokratik kitle örgütleri olan odaların ve baroların, işçi sınıfının örgütleri olan sendikaların savunulması emekçi halkın ortak menfaatinedir. Devrimci İşçi Partisi bu düşüncelerle Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsal kişiliğine, yöneticilerine ve seçilmiş organlarına yönelik haksız ve hukuksuz saldırıların karşısındadır ve hekimlerin yanındadır. Emekçi halkımızı da yapılan saldırıların gerçek niteliğini görmeye ve TTB’ye destek olmaya çağırmaktadır.