İşçi sınıfı hem salgına hem kapitalizme karşı tüm dünyada ayakta

Koronavirüse karşı işçi sınıfı tüm dünyada ayakta

Koronavirüs salgını tüm dünyayı sararken, dünya nüfusunun ezici çoğunluğu olan emekçi kitlelerin salgına karşı mücadelesi kapitalistlere karşı bir sınıf mücadelesi hâlini aldı. İşçi sınıfı dünyanın her yerinde, kârlarını korumak derdindeki patronlara karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor, sağlıklı koşullarda çalışma hakkını da gerektiğinde ücretli izin hakkını da eylemlerle, grevlerle alıyor. Kapitalist ekonomi dünya çapında baş aşağı giderken, Koronavirüs salgını ile birlikte sermaye tüm dünyada işçi sınıfına kölelik koşullarını dayatırken, buna karşı verilen mücadeleler ülkeden ülkeye yayılıyor. Birbirine esin ve güç kaynağı oluyor, dünya çapında eş zamanlı bir sınıf hareketi dinamiği yaratıyor.

 

Kapitalizmin kalbi ABD’de, büyük tekellerin fabrikaları, işyerleri grevlerle sarsılıyor

Amerika’da işçi sınıfının kendi sağlığını korumak için gerçekleştirdiği eylemlerin başını otomotiv işçileri çekiyor. Ford ve Fiat-Chrysler fabrikalarında, biri Fiat’ın sendika işyeri temsilcisi olmak üzere 3 işçinin hayatını kaybetmesi ve ardından bu fabrikalarda çalışan başka işçilerin de test sonucunun pozitif çıktığının duyulması üzerine Fiat-Chrysler’in Indiana, Detroit, Ohio fabrikalarında işçiler eyleme geçti. “Makinelere dokunmama” ve oturma eylemlerinin ardından başlayan grevle fabrikaların kapatılmasını sağladılar ve ücretli izne çıktılar. Bu eyleme Kanada’nın Ontario bölgesi Windsor şehrindeki işçiler de katılarak aynı hakları elde etti. Ford fabrikalarında artan işçi eylemleri sonucu üretim durdu.

Koronavirüs salgınının çok sert biçimde vurduğu New York’ta, internetten satış yapan Amazon şirketinin deposu, orada çalışan bir işçinin testi pozitif çıktığı için kapatıldı. Ancak sadece birkaç gün sonra tekrar açılınca işçiler her gün binlerce paketin ellerinden geçtiğini, yeterli tedbirlerin alınmadığını belirterek çalışmayı reddetiler ve deponun tedbirler alınana kadar kapatılmasını sağladılar.

Alabama’da otobüs şoförleri, kalabalık bir şekilde yolcu taşımak zorunda kaldıkları için başlattıkları grevle, daha az sayıda yolcu taşınması ve yolcuların arka kapıdan inip binmesi gibi tedbirlerin alınmasını sağladılar. Georgia’da bir tavuk fabrikasının işçileri çok sayıda işçinin hastalanması üzerine iş bırakarak fabrikanın tatil edilmesini sağladı. Pensilvanya’da belediye işçileri, eldiven ve maske yerine kendilerine sadece 4 paket kolonyalı mendil (!) verilince çöp toplamaya çıkmayı reddederek işi durdurdu. Washington’da, donanmaya da hizmet veren BIW tersanesi işçileri, bir işçinin testi pozitif çıkınca greve çıktı. Brooklyn’de de postacılar işyerlerinin enfekte olduğunu söyleyerek çalışmama kararı aldı.

Çok sayıda işçinin işsiz kaldığı ya da ücretsiz izne gönderildiği ülkede, Houston gibi bazı şehirlerde kimi kiracılar kendi aralarında örgütlenerek salgın bitene kadar kira ödemeyeceklerini ilân ettiler. 30’un üzerinde dairenin bulunduğu ama tek bir zengine ait olan pek çok apartmanda tüm haneler kararın altına imza attılar.

ABD Covid19

İtalya sadece salgının değil, grevlerin de en hızlı yayıldığı ülke

Salgın sebebiyle en fazla can kaybının yaşandığı İtalya’yı grevler kasıp kavuruyor. 25 Mart’ta, Milano ve Roma’da metal işçileri bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Ancak bundan yaklaşık iki hafta önce tüm ülkeye yayılan grevler neticesinde pek çok fabrikada patronlar üretime ara vermek zorunda kalmıştı. Burada da başı otomotiv işçileri çekmişti. 10 Mart’ta Fiat’ın Napoli ve Molise fabrikası işçileri, çalışma koşullarını protesto ederek greve çıktı. Bunu Elektrolux, Lear, Scotiman, Bitron gibi büyük fabrikalar ile IKEA ve Amazon’un depoları izledi. Alman Thysen-Krupp tekelinin 2.300 işçisini; Arcelor Mittal, Maserati, Yamaha, Ducati’nin on binlerce işçisi takip etti. Puglia çelik işçileri fabrikalar kapanana kadar 10 gün grevde kaldı. Venedik’te iki büyük çelik fabrikası grev nedeniyle kapalı. 19 Mart’ta Fincantieri tersane işçileri ve Cenova liman işçileri greve çıktı. Tekstil fabrikalarına da sıçrayan grevde Corneliani işçileri futbol liglerine atıf yaparak “yurttaşlar Serie A ve Serie B olarak ikiye ayrılamazlar” diyerek konuyu özetledi.

İtalya Covid19

İspanya, Fransa ve Kuzey İrlanda’da da işçiler yaşamlarını grevle savunuyor

İspanya’da da mücadelenin fitili otomotiv fabrikalarında ateşlendi. 16 Mart’ta Mercedes’in 17 bin işçisinin “kârlarınız değil, hayatlarımız önemli” diyerek başlattığı grev Iveco fabrikasına ve inşaat sektörüne, uçak parçaları üreten Aernova fabrikasına, Balay’a ve Continental’in lastik fabrikasına yayıldı. İşçiler bu eylemler sayesinde ücretli izin hakkı kazandılar.

Fransa’da önce Orleans’ın Saran şehrinde Amazon deposu işçileri koruyucu malzemeler olmadan çalışmayı haklı olarak reddettiler. Ardından yine otomotiv geldi: Peugeot-Citroen-Opel grubu bantlarında, Toyota ve Renault fabrikalarında emekçiler işi durdurdu. Çeşitli tersanelerde de işçiler hayati tehlike altında bulunduklarını belirterek greve başladılar.

Kuzey İrlanda’da et paketleme tesisinde çalışan 1.000 işçi, hijyen koşullarının uygun olmadığını söyleyerek işi durdurdular.

Mercedes İspanya

Brezilyalı futbolculardan yine “şık hareketler”

Latin Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya’da da salgın sebebiyle çok ciddi işçi eylemleri gerçekleşti. Ancak en ilginç protestolardan biri liglerin ertelenmemesi üzerine Gremio takımının futbolcularının maça maskeyle çıkması oldu. Futbolcular greve mi gitmemiz lazım diye sordular ve esasen çeşitli spor dallarının amatör kümelerinde ve alt liglerinde mücadele eden genç sporcuların durumuna dikkat çektiler.

19 Mart’ta bir İtalyan şirketi olan ve 11 şehirde 37 bin işçisi olan AlmaViva çağrı merkezinin işçileri iş bıraktı. Sendikalı olmayan işçiler, bu eylemi kurdukları işyeri komiteleri aracılığıyla gerçekleştirdiler. Grevi tetikleyen, şirketin merkezi İtalya’nın Palermo kentinde 2.800 çalışanın iş bıraktığının duyulması oldu. Caddeden ses gelmesin diye camların dahi açılmaması, yüzlerce insanın nefes alıp verdiği küçücük odalarda çalışmalarına rağmen telefonda söyledikleri anlaşılsın diye maske takmaya izin verilmemesi bardağı taşıran damla oldu. AlmaViva’yı aynı sektörde 80 bin işçisi olan Atento işçileri izledi. Salgın ilerledikçe grevlerin yayılma potansiyeli çok büyük. Şimdilik ertelense de Latin Amerika’nın en büyük limanı Santos’un 5.000 işçisi grev oylaması kararı almıştı. Liman soya, kahve, şeker, mısır ve pamuk gibi ürünlerin ticaretinde dünya ölçeğinde çok büyük bir yer tutuyor.

Brezilya Futbolcular

Asya’dan Afrika’ya sadece virüs değil sınıf mücadelesi de yayılıyor

Pakistan’da iki aydır maaşları ödenmeyen işçilerin eylemine polis, Koronavirüse karşı alınan tedbirlere aykırı şekilde topluca durmalarını bahane ederek hayasızca saldırdı! Bangladeş’te ise Dragon süveter fabrikasının 200 tekstil işçisi kriz nedeniyle 4 aydır maaşlarını alamadıkları için işi bırakmakla kalmayıp 2 saat boyunca da yolu trafiğe kesti.

Yeni Zelanda’da 500 kişilik Sistema Plastik fabrikası işçileri 25 Mart’ta saatlerce yan yana, eldiven ve maske olmadan çalıştırıldıkları için greve başladı ve bir ay boyunca ücretli izin hakkı elde etti.

Zimbabve’de sağlık çalışanları yeterli koruma ekipmanı olmadan sağlık hizmeti vermeye zorlanmalarına karşı eylem yaptı. Sağlık emekçilerinin, eylem sırasında söyledikleri sözler akıllara kazınacak cinstendi: “Çalışmayı reddetmiyoruz, hasta insanlara kanımızın son damlasına kadar yardım etmek istiyoruz, ancak biz de hastalanmadan önce kesintisiz biçimde bunu yapabilmek için bu ekipmanlara ihtiyacımız var!”

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2020 tarihli 127. sayısında yayınlanmıştır.