Irak parlamentosundan ABD gitsin kararı: Zafer için halk tüm gücüyle ABD defol demeli!

Irak parlamentosundan ABD gitsin kararı: Zafer için halk tüm gücüyle ABD defol demeli!

5 Ocak günü Irak Parlamentosu’na getirilen ve hükümetin ABD başta olmak üzere yabancı askerlerin ülkeden çıkarılması için çalışmasını öngören bir karar tasarısı kabul edildi. Bu karar ABD ve müttefiklerinin DAİŞ’e karşı koalisyon çatısı altında Irak’a konuşlanmasını öngören anlaşmanın iptal edilmesini de içeriyor. Karar bağlayıcı bir yasa niteliğinde değil. Bu yüzden de söz konusu karar Irak’taki en önemli Şii partilerinden birinin başında olan Mukteda Es-Sadr tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Sadr, ABD askerlerinin derhal ülkeden çıkarılmasını, üslerin derhal kapatılmasını içeren bağlayıcı bir karar alınmasını isterken, ABD’ye karşı silahlı direniş alayları kurulması çağrısında da bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo karara karşı tepkisini “Irak Başbakanı Abdülmehdi’nin istifa etmiş olduğunu ve görevi vekaleten yürütmekte olduğunu hatırlatarak kararın geçersiz olduğunu ve Irak halkının ABD’nin ülkede kalmasını istediğine emin olduğunu” söyleyerek verdi. ABD emperyalizmi, karar tasarısının tartışıldığı oturuma Kürt ve Sünni Arap partilerinin katılmayarak boykot etmesini de kendi lehine kullanmaya çalışıyor. Trump ise Irak halkının kendilerini istemediğini gayet iyi biliyor ve bu yüzden “eğer Irak gitmemizi isterse onlara hiç görmedikleri ağır yaptırımlar uygularız” diyerek tehdit etmeyi daha etkili bir yol olarak görüyor.

Öte yandan daha önce söylediğimiz gibi Irak parlamentosu, ABD işgalinin gölgesinde kurulmuş bir sömürge organı olarak halkı tam olarak temsil etme yeteneğini haiz değildir. Cumhurbaşkanının Kürtlerden, Meclis Başkanının Sünni Araplardan, Başbakanın Şii Araplardan seçildiği ve emperyalizmin klasik böl yönet mantığının ürünü olarak şekillenmiş bu yapıdan işgal gücü ABD aleyhine bağlayıcı bir karar çıkmasının zaten zor olduğu açıktır. Bu yüzden esas gücün aylardır Irak’ta devrim için ayağa kalkmış halkta olduğunu özellikle vurguladık. Devrimci halkın merkezi olan Tahrir Meydanı’nı işaret ettik.

Başbakan Abdülmehdi, halkın yüzlerce şehit vererek sürdürdüğü bu devrimci yükselişin sonucunda istifa etmişti. Ancak halkın Abdülmehdi’yi istememesinin sebebi, yoksulluk ve yolsuzluklardı. Elbette ki Abdülmehdi’nin İran’a yakınlığı ve İran’ın Irak devrimine karşı düşmanca tutumu halkın İran müdahalesine karşı tepkisini yükseltmesine neden olmaktaydı. Ancak bunlar hiçbir şekilde Pompeo’nun “halkın ABD’yi istediği” şeklindeki yorumunu haklı çıkarmaz. Nitekim halkın eylemlerinde İran’a ve ABD’ye birlikte karşı çıkan sloganlar atılmıştır. Pompeo’nun söylediğinin aksine Irak halkının çoğunluğu ABD’nin gitmesini istemektedir.

ABD’nin Irak’ta bulunmasının tek bir meşru gerekçesi dahi yoktur. “DAİŞ’e karşı mücadele” emperyalizmin suçlarını arkasında gizlediği bir paravandır. Nitekim Trump’ın İran’ı kültürel mirasını vurmakla tehdit etmesi ABD’nin özünde DAİŞ barbarlarından en ufak bir farkı olmadığını tekrar kanıtlamıştır. ABD muhiplerinin dediği gibi ABD’nin gitmesi DAİŞ’i güçlendirmez bilakis tekfirci-mezhepçi barbarlığını kökünü kurutmanın yolu emperyalizmi defetmekten geçmektedir.

Bu yüzden daha önce defalarca anlaştığı Sadr’dan çok halkın devriminden korkan ABD, Irak devrimini mezhepçi temellerde bölmek ve yozlaştırmak için her şeyi deneyecektir. Ancak buna karşı halkı ekmek ve hürriyet mücadelesinde birleştiren Tahrir, ABD’ye defol derse ve bunun için eyleme geçerse işte o zaman 17 yıllık Amerikan işgalinin sonu kesin olarak gelecektir!   

Irak’ın devrimci halkı en başta önderlik yoksunluğu dolayısıyla bu tür müdahalelere karşı son derece kırılgan durumdadır. Irak halkı bir bütün olarak Amerikan işgaline karşıdır ama Irak’taki hareket üzerinde etkili olan modern küçük burjuvazinin ön yargıları “demokratik” olduğu bahanesiyle emperyalizme karşı yumuşak bir tutumun kapısını açmaktadır. Emperyalizm ikircikli bir tutumla defedilemez. Süleymani’nin siyasi kimliği ve İran etkisinin bir sembolü olması Iraklı devrimcilerin emperyalizme karşı ellerinin titremesine yol açarsa bu ölümcül bir hata olur. Eğer Tahrir meydanı devrim istiyorsa iktidar istiyor demektir. İktidar sadece ekmek ve hürriyet değildir, işgale karşı mücadeleyi üstlenmektir, uluslararası politikadır, dünya halklarına karşı sorumluluktur. Bu yüzden avazınız çıktığınca bağırın: ABD Irak'tan def ol!