Yaskut yaskut hükmül askeri!
İşte size devrimin karmaşık, tutkulu, mantık tanımaz doğası! İşte parlamento seçimleri şimdi, Mısır’da gericilik halini aldı. Şimdi kitlelerin devrimci öz gücünün günüdür. Devrim Mısır’ı yeniden sarsıyor. Mısır’da kazanırsa, Arap dünyasının bütününde büyük bir depremin yeniden başlayacağından kimse kuşku duymasın.
Mısır’da devrim uykusundan uyandı! O müthiş dev, dünya devriminin bugünkü tartışılmaz merkezi Tahrir meydanını bir kez daha evi yaptı. Ve yeniden her türlü kısmi talebi ve kazanımı bir kenara koyarak rejimin yıkılmasını dolaysız hedefi yaptı. Mısır’ın devrimci halkı sokaklarda hançeresini yırtarak şöyle bağırıyor: “Yıkılsın yıkılsın askeri yönetim!”
Başka sloganları da var. “Halk Mareşal’in düşmesini talep ediyor!” Mareşal, 11 Şubat’ta Mübarek düşünce yerini alan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’nin başı Tantavi. Bu slogan Mübarek’i götüren 18 günün ana sloganıydı. Değişen tek şey düşmesi gerekenin adı.
Olaylar Cuma günü İhvanı Müslimin’in (Müslüman Kardeşler’in) Tahrir’de düzenlediği, gövde gösterisini anan mitingle başladı. O gece meydanda kamp kuran küçük bir grubu Cumartesi sabahı polis meydandan zorla atmaya kalkışınca laik devrimciler meydanı doldurmaya ve direnmeye başladılar. Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu (İngilizce baş harfleriyle EFİTU) işçileri meydana, on aydır duralayan devrimin amaçlarına ulaşması için mücadeleye çağırdı. Cumartesi gecesi meydandan kovulur gibi oldular, ama Pazar sabahı erken saatlerde meydanı yeniden ele geçirdiler. Polis gerçek kurşunla, saçmayla, gazla halka saldırmaya devam ettikçe, kalabalık, devrimlerde görülen tipik bir ironiyle, azalacağına arttı. Salı günü için “milyon kişilik yürüyüş” çağrısı yapıldı. Çoğu haberci, Salıdan beri meydanda gerçekten de bir milyon kişi olduğunu belirtiyor! İkinci büyük kent İskenderiye’de de 200 bin kişilik bir kalabalıktan söz ediliyor. Mısır’ın öteki vilayetlerinde de halk irili ufaklı topluluklar halinde sokakta. 38 ölü ve 2000 yaralı kimsenin gözünü korkutmuyor!
Devrimin yükselişi şimdiden karşı kampı perişan etti. Adım adım mevzi terk ediyorlar. Önce Kültür Bakanı ölümleri protesto ederek gitti. Sonra İssam Şeref hükümeti istifa etti. Yüksek Askeri Konsey (YAK) başta istifayı kabul etmek istemedi, sonra sıkışınca kabul etti. YAK ardından taviz üstüne taviz vermeye başladı. Hıristiyanların kitlesel kıyıma tâbi tutulduğu Maspero olayını soruşturmayı kabul etti. Devrimci kitleler Müslümanları ve Hıristiyanları yeniden birleştirmiş bulunuyor. Aynen Şubat ayında olduğu gibi, şimdi de Müslümanlar Tahrir’de namaz kılarken Hıristiyanlar polis saldırısına karşı nöbet tutuyor! Devrimin artık iki kahramanı var. Eskiden Halid Said vardı. Şimdi (karşı manşetin daha önce tanıttığı, ölmeden önce “cenaze törenimi Tahrir’de yapın” diyen) Hıristiyan Mina Daniel’in de resimleri taşınıyor.
Soruşturma vaadi tabii yetmedi. Onun üzerine YAK Salı günü İhvan yöneticileri ile görüşüp anlaştıktan sonra, iktidarı sivil yönetime devretme amacıyla yapılacak olan başkanlık seçimini 2013 baharından 2012 Temmuz ayına aldığını açıkladı. Bu taviz Tahrir’de yuhalandı. Hiçbir taviz devrimcileri yumuşatmıyor. Devrim aylardır sabırla bekledikten sonra şimdi uzlaşmaz bir konumu benimsemiş durumda: “Yıkılsın yıkılsın askeri yönetim!”
İhvan ilk günden sonra meydandan çekildi. İslamcıların bir bölümü, İhvan’dan kopan “ilerici” gençlik kanadı ile Selefiler mücadelenin içine katılırken, İhvan ve kurduğu parti Özgürlük ve Adalet, taraftarlarını meydandan uzak durmaya, meydandaki devrimcileri de “aşırılıktan” kaçınmaya çağırıyor! İhvan 25 Ocak devriminde de vagona son anda atlamıştı. Bütün umudu, toplumun en örgütlü gücü olarak erken seçimlerden galip çıkarak yapılacak anayasaya kendi damgasını vurmak. Bunun için YAK kendisine karşı oyunlara başvurduğu halde onun eteğinden ayrılmıyor! İslamcı hareketin ana gövdesinin her zamanki gibi karşı devrimci olduğu burada bir kez daha görülüyor.
Bütün bunlar Mübarek sonrasının ilk parlamento seçimlerine bir hafta kala yapılıyor! İşte size devrimin karmaşık, tutkulu, mantık tanımaz doğası! İşte parlamento seçimleri şimdi, Mısır’da gericilik halini aldı. Şimdi kitlelerin devrimci öz gücünün günüdür. Devrim Mısır’ı yeniden sarsıyor. Mısır’da kazanırsa, Arap dünyasının bütününde büyük bir depremin yeniden başlayacağından kimse kuşku duymasın.