Hey Tekstil direnişi direne direne kazanacak!

Hey Tekstil işçilerinin direnişi tüm kararlılığı ile sürüyor. İşçiler direnişlerini, dünyaca ünlü markaların ürünlerini fason üretim için, aralarında Hey Tekstil’in de bulunduğu pek çok firmaya dağıtan Hong Kong’lu Li-Fung şirketinin önünde sürdürüyorlar.

 

Li-Fung, işçilerin emeklerini sömürerek milyonlarca dolar kazanan uluslararası bir tekstil şirketi. Diğer patronlar gibi Li-Fung patronu da haklarını isteyen Hey Tekstil işçisinin ödenmeyen maaşlarını ve tazminatlarını vermek yerine polisi devreye sokuyor. Ancak kolluk kuvvetlerinin baskıları işçileri yıldıramıyor. Önce Li-Fung şirketinin önünden karşı kaldırıma geçmemeleri için polis müdahalede bulundu ancak bu girişim, başta kadın işçiler olmak üzere güçlü bir direnişle karşılaştı ve püskürtüldü. Kaba kuvvetle sonuç alamayan patron, polise işçilerin kullandığı ses araçlarından çıkan gürültü dolayısıyla para cezası kestirdi. Ancak bu baskılar da işçilere vız gelip tırıs gidiyor. Sesten rahatsız olan işyeri önünde her gün eylem yapılmasını istemeyen patronun yapacağı tek bir şey var o da işçilerin hakları olan ödenmemiş maaşlarını ve tazminatlarını ödemek.

Hey Tekstil işçisinin kararlılığı 1 Mayıs meydanına da taşındı. “Direne direne kazanacağız!” sloganıyla Şişli kolundan Taksim’e giren Hey Tekstil işçisi, Mecidiyeköy’de DİP’in kurmuş olduğu kürsüden de selamlandı ve hep birlikte coşkulu biçimde direniş sloganları haykırıldı. Hey Tekstil işçisi direnişteki diğer işçilerle birlikte 1 Mayıs kürsüsünde de yer aldılar. Yüz binlerce işçi ve emekçiye direnişin gücünü ve kararlılığını taşıdılar. Bir gerçek var ki direnişçi işçilerin tek bir kelimesi bile sendika başkanlarının uzun konuşmalarından daha yoğun bir içerik ve mesaj taşıyor, alanın coşkusuna coşku katıyordu.

1 Mayıs bayramını kutlayan Hey Tekstil işçileri, bayramdan sonra direniş mesailerine kaldıkları yerden devam ettiler. 1 Mayıs’tan önce İstanbul bağımsız milletvekili A. Levent Tüzel’in mecliste verdiği soru önergesine Çalışma Bakanı Faruk Çelik’ten yanıt gelmiş ve Hey Tekstil gerçeği tüm kamuoyunun gözleri önüne bir kez daha serilmişti. Faruk Çelik, Hey Tekstil patronunun daha önce yapılan denetimlerde de mesai ücretlerinin ve maaşlarının tam ve zamanında ödenmemesi dolayısıyla ve son olarak da toplu işten çıkarma kurallarına uyulmadığı gerekçesiyle para cezası aldığını açıkladı.

Ancak bu cezalar işçileri tatmin etmekten çok uzak. Zira işçilerin alın terinin karşılığı olan milyonlarca lira ortadayken, 80 binlik para cezasının işçiler için bir anlamı yok. Haklarını almak isteyen Hey Tekstil işçisi haklı olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını patronları kollayan tavrı dolayısıyla sorumlu tutuyor. Bunu 4 Mayıs günü İstanbul Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde yaptıkları eylemde Çalışma Bakanı’nı istifaya çağırarak bir kez daha ortaya koydular.

Gazetemizin yayına hazırlandığı sırada gelişen bir hayali ihracat operasyonunda Hey Tekstil’in bağlı olduğu Hey Group yönetim kurulu başkan Süreyya Bektaş gözaltına alındı. Soruşturmanın sonucu merakla bekleniyor. Ancak bu olay bile, devletin ancak kendisi zarara uğradığında patronların üzerine gittiğini, işçilerin emekleri çalındığında ise kulağının üstüne yatıp işi geçiştirdiğini bir kez daha gösteriyor.