MESS sözleşmesinde taslaklar açıklandı: Alınacak her kuruş mücadele ile alınacak!

MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş sendikalarında örgütlü 160 bin işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde sendikalar taslaklarını açıkladılar. Taslaktan daha önemli olan sözleşmenin nasıl biteceği. Bunu da metal işçilerinin mücadele azmi ve grev iradesi belirleyecek.
Birleşik Metal-İş sendikası ilk altı ay için sırasıyla iblağ, yüzdelik ve seyyanen zam içeren ve ortalamada yüzde 58,5’a denk gelen bir zam talep etti. Aylar öncesinden beklentileri düşürmeye çalışan ve yaptığı anketlerde üst sınır olarak yüzde 25 seçeneğini koyan Türk Metal ise yine metal işçilerinin taleplerinin ve gerçeklerinin çok gerisinde kalan bir taslak açıkladı. Zam oranını şişirmek için eklenen sosyal hakların aylık ücrete etkisi çıkarıldığında ilk altı ay için saat ücretlerine ortalama yüzde 35,2 zam talep etti.
Birleşik Metal-İş’in taslağı ortak taslak olmalı!
Beklendiği üzere Türk Metal yine MESS ile danışıklı dövüş içerisinde bu süreci yürütüyor. Açıkladığı taslak metal işçilerinden çok MESS’in beklentilerini yansıtıyor. Özçelik-İş zaten sürece hiçbir etki etmeden usulca Türk Metal’i takip ediyor. En yüksek oranda zam talep eden Birleşik Metal-İş sendikasının taslağı dahi metal işçilerinin ücretlerini, şimdiden 90 bin liraya dayanan yoksulluk sınırının üstüne taşımıyor. Bu sebeple metal işçilerinin hakkı her zaman olduğu gibi bütün taslakları aşıyor. Fakat açıklanan oranlardan bağımsız olarak Birleşik Metal-İş sendikası taslağını, işçi demokrasisi organlarını işleterek işyeri komiteleri ve bütün işyeri temsilcilerinin katılığı merkez toplu iş sözleşmesi komisyonları aracılığıyla hazırlıyor. Bu sebeple metal işçilerinin iradesini yansıtan tek taslak olma özelliğini taşıyor. MESS’in ısmarlamasıyla hazırlandığı apaçık ortada olan Türk Metal ve Özçelik-İş’in de taslakları Birleşik Metal-İş’in açıkladığı orana çekilmeli ve sendikalar tabandaki işçilerin istediği gibi MESS’e karşı ayrı gayrı demeden birlikte mücadele etmelidir. Metal işçileri bu doğrultuda sendikalarına baskı yapmalı ve tabandan ortak mücadele sesini yükseltmelidir.
Maaşımız vergi dilimleriyle dilim dilim doğranıyor! Vergi yükü patronlara!
Metal işçilerinin eline geçen ücret sene içerisinde vergi dilimleri arttıkça azalıyor. Geçmişte yılın ortalarında ikinci vergi dilimine giren metal işçileri artık Şubat ayında vergi dilimlerine giriyorlar. Yılın büyük çoğunluğunu yüzde 27’lik vergi diliminde geçiren metal işçileri artık yüzde 35’lik vergi dilimine de giriyorlar. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergileri de ekleyince metal işçilerinin eline geçen paranın yarısından fazlası vergiye gidiyor. Metal işçileri vergi adaletsizliğine karşı vergi yükünün patronlara yüklenmesini istiyorlar. Birleşik Metal-İş sendikası taslağında vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenerek üstünün patronlar tarafından karşılanması talep ediyor. Tabandan yükselen bu talebin göstermelik olmaktan öteye geçerek bütün sendikalar tarafından sahiplenilmeli ve önemli bir mücadele gündemi haline getirilmelidir.
2025’e grev yasaklarını çöpe atarak girdik! Kimse grev yasaklarıyla metal işçilerinin karşısına gelmesin!
MESS patronları metal işçilerine sefaleti dayatacaklar. Şimdiden “enflasyonu bile zor veririz” demeye başladılar. Mücadele çetin geçecek. İşsizliği göstererek sefaleti dayatan MESS gücünü iktidarın işçi düşmanı grev yasaklarından alıyor. Türk Metal ve Özçelik-İş de bu grev yasaklarını bahane ederek masada işçiyi satıyorlar. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile yasaklansa bile metal işçilerinin grevi haklı ve meşrudur. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2015 yılında hükümetin MESS grevlerini yasaklamasını “anayasa ile güvence altına alınan sendika hakkının ihlali” olarak tanımladığı ve hükümeti tazminat ödemeye mahkûm ettiği kararı ortadadır. Daha da önemlisi Birleşik Metal-İş sendikası bu karar açıklandığı günden bu yana grev yasaklarını tanımıyor. 2022 yılında Bekaert, 2023 yılında Schneider Enerji, 2024 yılında MESS’e bağlı Hitachi, GE Grid, Schneider Elektrik ve Arıtaş işçileri grev yasaklarını tanımayarak grev kararlarını uyguladılar. Bu fiili ve meşru grevler sonucunda metal işçileri önemli kazanımlar elde ettiler. Nasıl ki Kavel işçileri 1963 yılında grev hakkını grev yaparak kazandı, bugün metal işçileri de grev hakkını grev yaparak savunuyorlar ve savunmaya devam edecekler. Bu sebeple kimse metal işçilerinin karşısına grev yasağı tehdidi ile gelmesin! Sizin yasaklarınız metal işçilerinin gözünde yok hükmündedir!
Sefalet dayatmasına karşı parola işgal grev direniş!
Bugüne kadar işçi sınıfına hiçbir hak bahşedilmedi. Ne kazanıldıysa işçi sınıfı dişiyle tırnağıyla mücadele ederek kazandı. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. MESS kendi rızasıyla metal işçilerine bir kuruş dahi vermeyecek, her dönem olduğu gibi metal işçilerinin karşısına sefalet ücretleriyle gelecek. MESS’in bunları yaparken en önemli dayanağı grev yasakları olacak. Unutmayalım, grev hakkı olmadan toplu sözleşme görüşmeleri bir tiyatro olmaktan öteye geçemez. Metal işçileri aynı Grid, Hitachi, Bekaert işçileri gibi Kavel’in yolunda yürümeli ve işgal grev direniş diyerek grev iradesini ortaya koymalıdır. Kazanılacak her kuruş bu iradenin gücüne bağlı olarak kazanılacaktır. Bu iradeyi güçlendirmek için sendika ayrımı yapmadan eylemde birlik esasına dayalı ortak bir mücadeleyi örgütlemek bütün metal işçilerinin görevidir. Hakkımızı söke söke almanın tek yolu ayrı gayrı demeden işgal, grev, direniş şiarıyla bu büyük mücadeleye hazırlanmaktır!