İnsan canı bir kez daha sermayenin kâr hırsına kurban edildi!
20 Ocak’ta Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Hotel’de çıkan yangın yaklaşık 14 saatte kontrol altına alınabildi. En yakın itfaiye ekibinin 45 dakika uzaklıkta olduğu, yangın söndürücü bir sistem, kullanılabilir durumda yangın merdiveni, duman dedektörü hatta yangın tüpü bile olmayan binada 79 kişi yaşamını yitirdi, 51 kişi ise yaralandı. Halen otel içinde arama çalışması yapıldığı ve kayıp vatandaşların olduğu öğrenildi.
Kartalkaya Kayak Merkezi’nde faaliyet gösteren ve çalışanları hariç 237 kişinin konakladığı otelde sabaha karşı 3 sularında başlayan yangın kısa sürede tüm oteli sardı. 12 katlı otelde mahsur kalanlar çarşafları uç uca bağlayarak kaçmaya çalıştı. Yüksek katlardaki bazı kişiler çaresizlik içinde aşağı atladı. Yangınla ilgili bilgiler yaklaşık 12 saat kamuoyundan gizlendi. İlk yapılan resmî açıklamaya göre en az 66 kişi öldü. Yapılan son açıklamada can kaybının 79’ya yükseldiği bildirildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, otelin yangın yeterlilik belgelerine sahip olduğunu ve otelde iki adet yangın merdiveni bulunduğunu açıkladı. Bakan otelin yangın yeterlilik belgesinin Bolu Belediyesi tarafından verildiğini söyleyerek CHP yönetimindeki belediyeyi suçladı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, bakanı yalanlayarak otelin kendi faaliyet alanlarında olmadığını iddia etti. Can pazarının yaşandığı otelin önünde burjuva partilerinin art arda yaptığı açıklamalar bilgiden çok siyasi şarlatanlık niteliği taşıyordu. En nihayetinde yayın yasağı getirildi.
İstibdad ve burjuva muhalefetini birbirine düşüren yangın yeterlilik belgelerine sahip otelde ne hikmetse tek bir kişi bile yangın merdivenini kullanarak yangından kaçmayı başaramadı. Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’un, var dediği yangın merdivenlerinin binanın içinde ve korumasız olduğu ortaya çıktı. Bu merdivenleri kullanarak kurtulan kimsenin olmaması ve başkaca yollarla yangından kurtulan vatandaşların beyanları, yangın algılama ve uyarı sistemlerinin çalışmadığı, kaçış yollarını gösteren bir levha olmadığı için yangın merdiveninin bulunamadığı gerçeğini gözler önüne seriyor.
Öte yandan otelde yangın çıktığında yayılımı engelleyen ve söndüren otomatik yağmurlama (sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunmasına rağmen bu otelde bu sistem bulunmuyor. Hatta otelde ara katlarda bulunması zorunlu olan yangın söndürme tüpleri bile yok. Olası bir yangına karşı alınması gereken tedbirler sermaye için bir maliyet unsuru olduğu için insan canı bir kez daha sermayenin kâr hırsına kurban edilmiş oldu. Üstelik tüm bu ihmaller otelde yapılması gereken tüm denetimlerin aslında yapılmadığının ve çoğu çocuk onlarca kişinin göz göre göre öldüğünün bir kanıtı. Bu da devlet kurumlardaki görevlilerin sermayenin çıkarlarını korumak için, üstlenmesi gereken görevleri yerine getirmediğini gösteriyor.
Dün Beşiktaş bugün Kartalkaya
Daha geçtiğimiz yıl Beşiktaş Gayrettepe’de gece kulübünde çıkan yangında ihmaller sonucu 29 işçi hayatını kaybetmişti. Bu yangındaki ihmalleri bugün Kartalkaya’daki yangında da görüyoruz. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) yıllardır bina planlarının çizimi ve denetlenmesi konusunda yaptığı çağrıların dikkate alınmadığı gibi başka bir denetim mekanizmasının da işletilmemesi bir kez daha gösteriyor ki istibdad rejimi sermayenin taleplerine cevap vermekten başka bir şey yapmıyor. İhmaller her gün daha fazla can alıyor.
Bir kez daha söylüyoruz, bu can kayıplarının sorumluları kâr hırsıyla güvenlik tedbirlerini almayan sermaye ve bina yönetmeliklerini bilimin ışında düzenlemeyen, denetim görevini yapmayan devlet kurumlarıdır. İnsan canı sermayenin kâr hırsına kurban edilemez. Yasal düzenlemeler ve kamusal denetim ile bu felaketler önlenebilir. Bina yönetmelikleri sermayenin çıkarları doğrultusunda değil, meslek odalarının ve bilim insanların ortak çalışmasıyla güncellenmeli, tüm işletmeler meslek örgütleri ve işçi sendikaları tarafından denetlenmelidir.
Bağımsız komisyon kurulmalı ve sorumlular yargılanmalıdır
Yangın sonrası şimdilik 11 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Bolu Belediye başkan yardımcısı, Bolu Belediyesi itfaiye müdürü, otel sahibi, otel müdürü de bulunuyor. Bolu Cumhuriyet Başsavcısı ile 5 cumhuriyet savcısı ve 7 kişilik bilirkişi heyeti incelemelerine devam ediyor. 79 kişinin öldüğü bu yangında bakanlık ve belediye dahil olmak üzere devletin sorumluluğu olduğu ortadadır. İstibdad rejimi bu katliamın sorumlularından biridir ve yaşanan bu katliamın sorumlularının tespit edilmesi, olayın soruşturulması istibdada bırakılamaz. Bu katliam işçi sendikalarından ve meslek örgütlerinden oluşturulan bağımsız bir komisyon tarafından soruşturulmalıdır. Katliam hakkındaki tüm bilgiler halkla şeffaf şekilde paylaşılmalı ve sorumlular bağımsız soruşturma komisyonunun çalışmaları ışığında yargılanıp cezalandırılmalıdır.