İsrail savaşı bölgeye yayıyor! Emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadeleyi ve dayanışmayı yükseltme zamanı!
İsrail’in Filistin halkına yönelik soykırımı 10. ayı geride bıraktı. 40 bine yakın Filistinliyi katleden Siyonistlerin yakın zamanda duracaklarına dair bir emare de yok. Savaşın “şimdilik” merkezinde yer alan Gazze’de İsrail’in istediğini alamadığı, kayıplarının ve savaşın maliyetinin yükselmesine koşut olarak kapsamlı kara saldırıları yerine belirli bölgelere kısa sürede girip çıkmakla sınırlı operasyonlara yöneldiği görülüyor. Ama bu bir yandan da kuşatmanın sürmesini dışlamıyor. Böylelikle Gazzeliler açlık ve salgın hastalık gibi risklere daha açık bir hâle geliyorlar. Bunlardan kaynaklı ölümleri de ekleyince soykırım tablosu netleşiyor: Muhtemelen 100 binden fazla ölü! Tarihin gördüğü en büyük kıyımlardan birini yaşıyoruz!
Siyonistlerin Filistin’deki zulmü sadece Gazze’ye attıkları bombalarla ya da Batı Şeria’ya yönelik saldırıları ile sınırlı değil. Siyonist oluşumun elinde on binlerce Filistinli esir var. Bunlara yönelik kötü muamele ve işkence iddiaları her zaman olduğu gibi bugün de çok önemli kanıtlarla önümüzde. Son olarak Necef çölünde bulunan bir askerî hapishanede İsrail askerlerinin bir Filistinli tutsağa topluca tecavüz ettikleri ortaya çıktı. 9 asker İsrail ordusu tarafından sorgulanırken, Netanyahu’nun partisinin üyeleri Filistinlilere tecavüz edilebilir bunun için hiçbir İsrailli sorgulanamaz diyerek askerî üssü bastı. Genel olarak bakıldığında, salıverilen Filistinli esirlerle Filistinlilerin serbest bıraktığı İsraillilerin fotoğraflarını yan yana koymak bile sömürgeci İsrail’in işkence karnesini ortaya koymaya yeterli. İsrail’i destekleyen emperyalistlerin bu konuda elbette gıkı çıkmıyor.
ABD açık çek verdi, Siyonistler direnişin iki lideri Haniye ve Fuad Şükür’ü katletti
Dünya basını her gün olası bir ateşkese dair pazarlıkları haberleştiriyor. “Hamas şunu kabul etmedi, İsrail şunu söyledi…” O sırada, aylardır yaptığı katliamlar için emperyalistlerce sırtı sıvazlanan Netanyahu, ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanıyor. Cumhuriyetçiler kadar Demokratlarca da el üstünde tutuluyor. Bu açık çeki kapan İsrail, Lübnan ve İran’da yeni suikastlara girişiyor. Önce Beyrut’a saldırarak Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür’ü, ardından da Hamas’ın siyasî büro şefi İsmail Haniye’yi katlediyor. Ateşkes bir yana, İsrail savaşı bölgeye yayıyor! Bu suikastların çok önemli sonuçları olacağı açık. Haniye’nin İran topraklarında katledilmiş olması, İran’ın İsrail’e haklı olarak yanıt vermesi sonucunu doğuracak.
Filistin’in direnişi sadece İsrail Siyonizmine değil Amerikan emperyalizmine de darbe vurmaya devam ediyor
İsrail, topraklarını korumak değil, sömürgeleştirdiği Filistin topraklarını elinde tutmak için yürüttüğü bu haksız savaşta Filistinli örgütlerin yanı sıra Yemen, Suriye, Lübnan Hizbullah’ı, Irak direniş güçleri ve İran’a karşı da savaşıyor. Siyonistlerin zulmüne karşı Yemen’in deniz ticaretine vurduğu darbe de, Hizbullah’ın Siyonist soykırımı engellemek için İsrail-Lübnan sınır bölgesinde yaptığı saldırılar da, İran’ın tüm bu cepheye verdiği destek de haklı ve meşru. Son günlerde bu hattın dışından, Filistin direnişine yeni bir siyasî destek de gelmekte. Çin, daha önce ABD emperyalizminin bölgedeki açmazlarını kullanarak İran ile Suudî Arabistan’ı masaya oturttuğu gibi, geçtiğimiz ay da tüm Filistin direniş örgütlerini Çin’de bir araya getirerek bunların bir “ulusal birlik” anlaşması için önemli adımlar atmalarına, yeni seçimler için birlikte çalışmaya başlamalarına vesile oldu. ABD bu süreçte hem İsrail’in soykırım saldırısını desteklemek, direnişi kırmak hem de kendisini siyasi çözüm adı altında Hamas’ı ehlileştirecek ya da işbirlikçi El Fetih’in hâkimiyetine sokacak projelerin uygulanması için hakem rolünde konumlandırmak istiyordu. ABD’nin hesapları tutmadı. Direniş kırılmadı ve Filistin halkının mücadelesi ABD’nin maskesini düşürdü. Hamas ve El Fetih ABD’nin patronluğunda değil Çin’in ev sahipliğinde buluştu. Bu buluşmanın siyasi sonuçlarını bugünden kestirmek güçtür ancak Filistin direnişinin emperyalizme küresel ölçekte de darbeler vurmuş olduğu açıkça görülmektedir.
Filistin halkı palavra değil eylem bekliyor: Önce İsrail’e ticari ve askeri desteği kes!
Tüm bunlar olmaktayken, memleketimizdeki istibdad rejimi ise üst perdeden atışlarını sürdürüyor. Türkiye İsrail’e saldırabilir, en azından Libya ve Karabağ’da olduğu gibi savaşan güçlere askerî yardım yapabilirmiş. Daha, soykırımcı devletle olan ticareti tam olarak kesemeyen, büyük şirketlerinin İsrail’deki yatırımlarına gıkını çıkarmayan bir rejim için çok iddialı sözler bunlar. Ama daha önemlisi var. Hamas lideri Haniye’nin İran’daki katlinin İran dışından atılan bir güdümlü füze ile olduğu anlaşılıyor. Bu füzenin hedefini vurabilmesinde Türkiye’deki Kürecik radar üssünün hiçbir rolünün olmadığını düşünmek saflık olur. Yani Erdoğan İsrail’e karşı Filistin’e, yine belirsiz bir geleceğe dair ve boş sözlerle destek veriyor ama bugün topraklarımızdaki üslerle İsrail’in suikast düzenlemesine ve İran’a saldırmasına fiilen ve somut olarak yardımcı olmaya devam ediyor.
Emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadeleyi, Filistin halkıyla dayanışmayı yükseltelim!
İstibdadın sözcüleri utanmadan emekçi halkımıza yalan söylerken, biz tüm gücümüzle memlekette Filistin halkına nasıl destek oluruz, İsrail’e karşı nasıl mücadele ederiz onun derdindeyiz. Devrimci İşçi Partisi ve Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları, bir yandan istibdadın yalan makinesine karşı gerçekleri anlatırken, bir yandan da yakın zamanda kurulan Filistin Eylem Komitesi’nin bir bileşeni olarak burada diğer Filistin dostu örgütlerle birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Emekçi halkımız istibdadın palavralarına kanmasın, İsrail’le mücadele için gelin, birlikte mücadele edelim.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2024 tarihli 179. sayısında yayınlanmıştır. Bu yazıyı Gerçek'in podcast hesaplarından sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resmin üzerine tıklayın.