Sarı Yelekler Kenya’da
Yaz aylarında Kenya üç büyük protesto dalgası ile sarsıldı. Ülkedeki hayat pahalılığının tetiklediği ve yer yer polisle çatışmaya dönüşen eylemlerin en sonuncusunda en az 23 kişinin öldüğü belirtiliyor. Temmuz ayının sonunda muhalefet lideri ve eylemlerin siyasi önderi konumundaki Raila Odinga, hükümetle anlaşmaya vardıklarını, bir uzlaşma komitesi kurulacağını ve bu komitenin çalışması sırasında eylemlerin durdurulacağını duyurdu. Komitenin istenilen değişiklikleri yerine getirmemesi durumunda eylemlerin yeniden başlayacağı söyleniyor.
Eylem dalgaları 2022 Eylül ayında, William Ruto’nun başkan seçildiği seçimlerde hile olduğu iddiaları ile başladı. Ancak bu eylemlerin kitleselleşmesi, Ruto’nun seçim sözlerini unutup, çalışanların üzerindeki vergileri yükseltmesi, gıda sübvansiyonlarını kaldırması ve akaryakıt vergilerini artırması sonrasında başladı. Birleşik Demokrasi İttifakı adlı partinin kurucusu Ruto, yoksul bir ailede büyüyüp, tavukçuluk yaparak zengin olması nedeniyle “halkın içinden” birisi olarak görülüyordu. Seçimler öncesinde partisini “mirasyedilerin değil, dişiyle tırnağıyla kazıyarak geçinenlerin partisi” olarak tanıtıyordu, artan enflasyonun etkisiyle giderek kontrolden çıkan hayat pahalılığına karşı önlemler alacağını vadediyordu. Başkan seçildikten sonra ise başka telden çalmaya başladı. Kamu borcunun ödenemez olduğunu, devletin iflas etmek üzere olduğunu söyledi ve gıda sübvansiyonlarını kaldırıp, doğrudan çalışanları etkileyen vergileri artırdı. Bu da yetmedi, İMF’den borç almanın koşulu ve “küresel ısınmaya karşı mücadelenin bir parçası” olarak akaryakıt vergilerini artırdı. Yani yaklaşık beş yıl önce Fransa başkanının denediğini denedi, sarı yeleklilerin verdiği cevabın aynısını aldı.
William Ruto hükümeti, emperyalizm yanlısı bir yönetim. Bunun bir göstergesi, İMF ile anlaşma yapmak için akaryakıt vergilerinde büyük bir artırıma gitmesi ve bazı temel gıda fiyatlarını düşük tutan devlet sübvansiyonlarını kaldırması olarak gösterilebilir. Ancak emperyalizm yanlılığını çok daha somut gösteren bir olay, geçtiğimiz yılın Ekim ayında meşhur bir Pakistanlı muhalif gazeteci Erşad Şerif’in sığınmak için geldiği ülkede, polisler tarafından “yanlışlıkla” öldürülmesi ile yaşandı. Pakistan’da emperyalizm yanlısı bir darbe ile yönetim değişikliği yaşanınca orduyu ağır eleştiren gazeteci ülkeden kaçmak zorunda kalmıştı. Kendisinin uzaktan muhalif yayınlara devam etme olasılığı belli ki emperyalizm yanlısı yeni Pakistan hükümetini ve belki de emperyalist ülkeleri rahatsız etmiş.
Afrika kıtası ardı ardına örneklerde silkelenip, emperyalist boyunduruğu üzerinden atma mücadelesine girişiyor. Kenya’da yaşananlar şimdilik böyle bir siyasi içeriğe sahip gözükmüyor, ama bu her an değişebilecek bir durum. Odinga’nın eylemleri, uzlaşmacı stratejisine kurban etmesi yeni değil, bu aslında üçüncü kez yaşanıyor. Her defasında duvara toslayan bu strateji sonsuza kadar böyle devam edemez, özellikle kıtadaki diğer ülkelerin de etkisiyle Kenya’daki eylemler başka bir siyasi program ile birleşebilir.