Depremde dünya Türkiye’ye dayanışma NATO ise silah gösterdi: NATO dün olduğu gibi bugün de yanımızda değil karşımızdadır!
Bugün (18 Şubat) Türkiye’nin NATO’ya girişinin yıldönümü. NATO’nun kışkırttığı ve yürüttüğü Ukrayna savaşının da birinci yılını doldurmak üzereyiz. Devrimci İşçi Partisi olarak 19 Şubat Pazar günü yapmayı planladığımız, üçüncü dünya savaşının taşlarını döşeyen, insanlığı büyük felaketlere ve barbarlığa sürükleyen bu kanlı örgütün gerçek yüzünü teşhir edeceğimiz “Ukrayna savaşının yıldönümünde NATO ve emperyalizm” başlıklı panelimizi, yaşadığımız deprem ve partimizin de bu gündeme odaklanması dolayısıyla ileri bir tarihe erteliyoruz. Ancak NATO’nun ve emperyalizmin kirli yüzünü açığa çıkartmaktan bir an için bile vazgeçemeyiz.
Zira emperyalizm asla durmuyor ve durmayacak. Ülkemiz büyük bir depremin acısıyla yüz yüze iken de durmamıştır. Emperyalizm, yardıma ve dayanışmaya koşan bir dost ya da müttefik değildir. Yaralı ve bitap düşmüş avına saldıran bir çakal gibidir. Bugünlerde NATO Genel Sekreteri Jan Stoltenberg Türkiye’ye gelmiştir. Gelişi özünde dayanışma ve destek amacıyla değildir. Amerikan liyakat madalyalı NATO generali Hulusi Akar’ın bu ziyareti “NATO’nun birlik, dayanışma ve müttefiklik ruhunun en açık, anlamlı göstergesi” olarak sunması gerçeği yansıtmıyor. Gerçeğin üzerini örtüyor.
Pek çok ülke gibi NATO üyesi olmayan ülkeler de deprem sonrasında Türkiye’ye yardım göndermiştir. Bu ülkeler arasında Rusya da vardır, Çin de vardır, İran da vardır, başka pek çok ülke de vardır. Ancak bu zor günde diğerlerinden farklı olarak NATO dayanışma değil silah göstermiştir! ABD depremin hemen ardından George H.W.Bush uçak gemisinin rotasını Türkiye’ye çevirmiştir. Güya yardım amacıyla! NATO üyesi İspanya devleti zırhlı araçlarını karaya çıkartmıştır. Güya yardım için! NATO’nun gayri resmi üyesi ve Ortadoğu’daki bekçisi İsrail ise arama kurtarma ekiplerini silahlı olarak Türkiye’ye göndermiştir! Silahlarını bırakmaları istenince de işlerini bırakıp dönmüşlerdir. Türkiye pek çok ülkeden en başta da komşularından dayanışma ve destek görürken sadece NATO’dan ve onun bekçisi İsrail’den silah görmüştür.
NATO Genel Sekreteri silah çekmiş bir şekilde Türkiye’ye gelmiştir. Gelişi NATO Generali Akar’ın dediği gibi dayanışma ve müttefikliğin değil düpedüz emperyalist ruhun göstergesidir. Nitekim yaptığı görüşmelerde hızla sadede gelmiş “İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin zamanı geldi” diyerek ültimatom vermiştir. Utanmazca İsveç ve Finlandiya’nın depremde yaptığı yardımları gündeme getirmiştir. Böyle bir zamanda yardım, destek, dayanışma karşılık beklemeden yapılır! Çavuşoğlu’nun böyle bir zamanda halen “Finlandiya’yı İsveç’ten ayrı düşünebiliriz” gibi ifadelerle pazarlığa oturması da istibdadın tıynetinin bir göstergesidir. Utanç vericidir. Ancak elbette ki dayanışma karşılıklıdır. Ve Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya halkına en büyük iyiliği onları büyük ve kanlı savaşlara çekmeye çalışan NATO’dan uzak tutmak olmalıdır.
Türkiye’nin NATO üyeliği 71 yıllık zillettir. NATO hiçbir zaman Türkiye için bir güvenlik şemsiyesi olmamıştır. NATO’nun kurduğu kontrgerilla katliamlarla, faili meçhul cinayetlerle ve darbelerle işçi sınıfımızın ve emekçi halkımızın kanına girmiştir. Emperyalist savaşlarda Türkiye’yi taşeron olarak kullanmıştır. NATO Türkiye için başlıca güvenlik tehdididir. En zor günlerde Türkiye’ye dayanışma görüntüsü altında silah göstererek bunu kanıtlamıştır. NATO dün de bugün de yanımızda değil karşımızdadır. Yarın da böyle olmaya devam edecektir. 71. yılında bu zor günler bir kez daha göstermiştir ki Türkiye NATO’dan çıkmalı, İncirlik, Kürecik başta olmak üzere tüm emperyalist üsler kapatılmalı, askerleri kovulmalıdır!